5. CEHENNEME DÖNÜŞ

1.7K 201 148
                                    




Merhaba,

Normalde heyecanla başladığım bölüm başlarında, şimdi üzgün, öfkeli ve kırgınım. Ülkemizin içinde olduğu durum, yaşananlar, acılar, hepsi insanı, orada yaşamasa da öyle bir etkiliyor ki. Bölüm aralarında ithaflar yapmazdım ama bu bölüm, bu kitap, Zeynep Zaraç, Nihal, Aleyna ve kaybettiğimiz tüm o canlara ithaf edilmiştir. Çok çabaladık. Yemin ederim, herkesi kurtarmak için çok çabaladık. Kırk dört bin iki yüz on sekiz ve belki de dahası kayıp... Çok üzgünüm. Gerçekten çok üzgünüm. Kayıplarımız için hepimizin başı sağolsun, yaralılara acil şifa dilerim. Ve tek dileğim, bir an önce yaralarımızın iyileşmesi. Sizleri çok seviyorum. Kayıplarımız için derinden hissettiğim hüznü paylaştığımızı biliyorum.

(İthaf kısmını sosyal medyada paylaşmazsak çok sevinirim. Gerçekten tanımıyor olmama rağmen, kaybettiğimizde günlerce ardından ağladığım insanlar, en ufak bir prim meselesine dönüşürse bu olay benim için gerçekten yıkıcı olur. Teşekkür ederim.)








"Evet ne izliyoruz?" dedi Efe oturduğu yerden patlattığımız mısırları kemirirken.

Sabahtan beri biz Gökçe'yle ev temizliyorduk. Onun aklını dağıtmasına ihtiyacı vardı, ben de ona eşlik etmiştim. Efe oturduğu yerden bize direktifler vermiş, bizi oturtmaya çalışmıştı.

Tüm evi baştan aşağı temizlemiştik.

En son yorgun argın koltuklara çöktüğümüzde, "Ne o yorgun gibisiniz," demişti Efe. "Gören de sabahtan beri taş taşıdınız sanacak!"

Gökçe ayağındaki terliği kalkmaya tenezzül etmeden Efe'ye fırlatsa da Efe refleksle kurtuldu.

"Ne var ya?" dedi. "Size de iyilik yaramıyor. Sabahtan beri sizin temizliğinizi çektim. Oradan kalk Efe, buraya basma Efe, aman tabaklarını çalkalamadan makineye koyma Efe! Lan ben yıkayacaksam makine niye yıkıyor? Kafayı yemişsiniz siz! Bak Rena, kesin obsesiflik var sizde. Koydum ben teşhis!"

"Öyle herkes kafasına göre kulaktan dolma bilgilerle teşhis koyduğundan, gerçekten o hastalığa sahip kişilerin ne hissettiğinden haberin var mı senin? Kendilerini ifade etmekten çekiniyorlar, yaşadıkları şeyleri küçümsüyorlar, kulaktan dolma şeylerle kendime hastalık bulmayayım, yalan söylüyorum sanmasınlar diyorlar."

"Konuştu doktor hanım!" dedi Efe kinayeyle. "Şaka yapıyoruz kızım ya, ciddiye alma hemen."

"Bu pek şaka kaldıracak bir konu değil," diye mırıldandım. "Ne kadar çok kişi kendi hastalığını bu yüzden kabullenemiyor. Depresyonu herkes yorgan altında çikolata yemek sanıyor, anksiyeteyi abartı gerginlik, obsesyonları saçma takıntılar olarak yorumluyorlar. Ne hissettiklerini anlatamam size."

Efe de durgunlaşmıştı.

"Hiç böyle düşünmemiştim," diye mırıldandı.

"Birçok kişi için küçük şakalar, o hastalıklara sahip insanlar için gerçek anlamda travma sebebi oluyor. Ben her an dikkatli olma taraftarıyım, özellikle bu gibi psikolojik durumlarda."

"Çok doğru," dedi Gökçe.

"Of içimi baydınız!" dedi Efe. "Ne izliyoruz?"

"Titanik izleyelim mi?" diye sordu Gökçe.

"Ya vurmalı kırmalı bir şeyler izleyelim, içim bayılıyor o filmde benim."

"Ha izledin yani?" dedim.

KIRGIN RUHLAR SENFONİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin