DUYURU

138 5 4
                                    

Merhaba.

Evet, soğuk bir merhaba, uzak bir merhaba. Çünkü sinirimi alt üst eden birkaç şey yaşandı ve bunlar artık her gün katlanarak karşıma çıktığı için can sıkmaya başladı.

İlk önce şunu belirteyim:

Ben. Buradaki. Hiçbir. Kitabı. Okumuyorum. HİÇBİR.KİTABI.

Bunu, özelden mesaj atan arkadaşlara söyledim, hikayeyi yazdığım zaman çevremde bunu soran insanlara söyledim.
Ve korkarım artık, adımı söylemek yerine bunu seslendireceğim.

İkinci kısma geçersek:

Hikayem hakkında bütün olumsuz şeyleri kaldırabilirim.
"Olaylar, hızlı gelişti." Kabulüm.
"Bu adam, neden bu kızı kabul etmekte bu kadar zorlanıyor?" Kabulüm.
Yani; Kurgumun içeriğine, ilerlemesine, yazım kurallarına, noktalama işaretlerine..
Aklınıza gelebilecek her şeye açık bir insanım.

TA Kİ.

Olay, Kurgumun "Özgünlüğüne." gelirse, herkes belirttiği fikre karşı, dayattığı cümleler ile gelecek bana.
"Şurası benziyor. Çünkü..."
"Bunu, sanki daha önce görmüştüm? Şu hikayenin, şu kısmında." Bitti.
Bana temelli bir sebep ile gelirseniz, söyleyeceğiniz şeyin doğrultusuna göre bölümü bile silerim. Çünkü, hikayeye başladığımdan beri söylediğim tek şey:
"Özgünlük bende ilk adım, ilk nefes."

Üçünsü kısmı ele alırsak:

Popülerlik. Popülerite. Adına ne derseniz.

İnanın bana, inanın, inanın. Beğeni sayısı, umrumda bile değil. Umrumun umrumda bile değil. Umrumun yanında bile değil. Girişi bırakın, onun kıyısında bile değil.

Zaten öyle zihniyetlerde hikayeme uğramasın, bir zahmet. Çünkü; fiyakaya, şova değer verecek kadar hikayemi düşürmedim ben.

Peki, beğeni sayısı umrumda mı? Elbette. Çünkü, emek harcıyorum. Hemde deli gibi. Karşılığını görmek istiyorum.
E, bu benim en doğal hakkım. Ama, yaptığım fedakarlığı uzun uzun anlatacak değilim. Anlatamam zaten de, neyse. Ne diyorduk? Hah. Her zaman yorumun benim için bir adım daha önde olduğunu söylememe gerek bile duymuyorum. Çünkü öyle. Çünkü, sizin tek bir cümleniz bile ilhamı bırakın, benim, cümleler üzerinde at koşturmama sebebiyet verebilecek güzellikte. Ama ne yazık ki, ilham daha gelmedi. Ortalıkta yoruma dair bir şey yok. Ha, sorun mu? Belki, biraz. Ama ben öyle manyağım ki çıkan sorunları severim. Zaten, sorun sevmesem basıp gitmiştim öyle değil mi?

Ve ben yine öyle manyağım ki, buranın altına yapılan yorumdan ziyade, bana özelden ulaşıp da yorum belirtenlere bile:
"Sen neden, benim hikayemin altına yorum yapmadın?" Demiyorum. Çünkü diğer insanların aksine, ne sayılarla ilgileniyorum, ne de gösterişle.

Tamamen kelimelerle. Benim işim bu. Benim hayatım. Bu. Benim hayatım.
O yüzden, birilerinin alkışına da, takdirine de ihtiyacım yok.

Çok mu konuştum ne? Ama söylemeseydim, patlayacaktım. Hatta patlamış bile olabilirim. Çünkü, bir değil, iki değil. Neyse.

Gösteriş değilde, hikayemle ilgilenen okuyucuları bekliyorum. Ben, sayılarla ilgisi olmayan sadece cümlelerim ilgilenen kısımla. Beni görmüş kısımla yani. Benim olayım..
Tam olarak orası işte.

Sabrediyorum.

Özgür kalın.

Çığlığın EcesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin