Sia- California Dreamin.
I Miss You.Gökyüzü soyunmuş,
kelimeleri semaya saçılırken kabuklu bir bedendeki acının tutuklu sürgünleri dallanıp damarlı köklerin verdiği katmanlarca yaşlı bir ruhu resmetmişti.
/ \
D
Çıplak ayakla basıyorum, semaya
,Ü
Hissettirdiği soğukluğu ruhum algılarken
Ş
Gerçekliğin son adımındayım.
Evet, vadisinden yankılanan tok sesine dağılmış düşlerin, eğilmeye yüz tutmuşluğu bu.
Evet, uçsuz bucaksız bir rüzgarın ücra köşelerde kımıldanışı.
Evet, yok oluşun azim zaferi, bu.Bir kelimesine
tutunuyorum.(,
)
(,
)
Evet, evet. Umudun kıyısına
demir atarken aslında, ölmenin sol caddedindeki çıkmaz sokağa ayak bastığını fark etmek, bu.Yüzündeki
dallara
tutunup
tırmanıyorum.Engin sessizliğin derinlerdeki duyumu.. Evet, duyuyorum. Çatırdayan çalıların ardındaki öfkeyi. Ve evet, aynı zamanda biliyorum:
Kıyısına inmiş derin sessizliğin aslında, içimdeki vurgularının dışa vurumu olduğunu.Yelin süpürdüğü suskunluk, ellerime çarparken pişmanlıklarının
asılı olduğu eğimli şakaklarında yuvarlanıyor ruhum."Gecelerin," Sesi..
"Sökmez şafağı."
Yalnızlığımın içindeki bir tufan.
"Gecelerin ertelenmiş sabahlarıyım." Fırtınasının üflediği, kasırganın savurduğu düşünceler...
"Eksik bir adamım, ben. Aydınlığım kayıp." Ruhuma akıyor."Fazlalık istemiyorum." Ben, onun denizine düşüp boğulmayı göze almışken neden hala, yılana sarılmak yerine biraz daha boğulmayı tercih ediyordum?
"Hislerim," Ruhumda asılı kalmış sevgisizlik..
"Yırtılırsa." Onun sıcaklığıyla buharlaşmaya başlıyor.
Bir parmağı ya da ikisi.. Dudaklarımda.
Dudaklarımda baskı var.
"Dökülenler, küçük."
Dağılanları toplamak zor olur."
Bedenimin yüzeyi ise buhar.Telefon çaldı. Telefonu açmaya hazırlanırken aramızdaki bağın hafiflemiş olmasının rahatlığıyla nefes almaya çalıştım.
"Söyle." Tekrar bana bakarken nefesimi tuttum. Aksi halde, boğulacaktım.
"Ülkede dolanan sıcak hava dalgasını beynine naklen geçirmiş olduğun için, benim, o şirketin sahibi olduğumu unutmuş olmalısın. Bunu hatırlatmak adına varlığıma ihtiyacın var mı, yoksa; ben, oraya gelmeden de o sıcaklığı vücudunda duyumsadın mı?" Ege Ataman'ın kendisine has tehditleri beni gülümsetiyordu. Ciddiyetimi bozmamak için dudağımı büzdüm.
"Numarayı ver." Karşı tarafı dinledi.
"Bir daha tekrarla." Telefonu aniden kapatır, yeni bir işe hızlıca girişirken bu adamla çalışmanın verdiği zorluk için, çalışanlarına bir kez daha sabır diledim. Gerçekten, zor bir adamdı.
"Ege Ataman. Ataman Holding'in sahibi." Ama, ses tonunu tekrar tekrar duyabilmek için, onun ukalılığını saatlerce dinleyebilirdim.
"Vasıflarınızı değerlendirebilmek adına, gönderdiğim linke CV'i atın, evet." Kaşlarını çattı ve sakalını sıvazladı.
"Prensiplerimize ve iş koşullarımıza uygun bir çalışma disiplinine sahipseniz bir görüşmeye çağrılacak, kurallarımızın nasıl işlendiğine ilişkin fikir sahibi olmanız sağlanıp sonucunda birlikteliğimize bir karar verilecek." Ege Ataman ve prensipleri. Şaşmaz.
"İş sahası aktiflik ister, Önal. Telefonumu bekle. Ben, seni arayacağım." Telefonu kapatıp yürümeye başlamışken onu takip ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çığlığın Ecesi
General FictionEge'nin derinliğinden dolayı İnci'ye ulaşılamadı. Çünkü.,. Suskunluğa erişmiş kelimelerin nefesi, burada değil. Uçup gitmiş, soluk bir şeyler, kalmış geriye.