Karanlığın Kanatları

328 21 5
                                    

Yaşam.

İzdüşümsel bir boşlukta kayboluyordu insan. Her bir boşlukta, daha fazla yansımalara çarparken öğrenmeye başlıyordu. Acıyı öğreniyordu. Umuda bağlanıyordu.
İnsanoğlu boşluktayken, aslında yürümeyi kavrıyordu.

Ölüm.

Yansımalar simetrik özellik kazanırken biraz daha yuvarlanıyordu insan.

İnsanoğlu düşüyordu.

Aşağıda, karanlık biraz daha artarken ruhumuzla acıyı imzalıyorduk, karanlığa ismimizi bırakırken ürperiyorduk. Fark edemiyorduk ki biz aslında boşluktayken de karanlıktaydık.

Bilmiyordu ki insanoğlu.

Boşluktayken, ayakta kalabilmek için, her nefes aldığımız da karanlığa biraz daha ulaştığımızı.

Aylena'nın odasını gören camdan ona bakarken bunları düşünüyordum. Ona ulaşmamı engelleyen bu cam değildi. Bu sadece, bizim nerede durduğumuzu, nerede olduğumuzu belirginleştiren bir perde gibiydi.
Ölümün ötesi ve yaşamın başlangıcı.
Adımların gerisi ve kaçışın ilerisi.

Aslında, hayat, nerede durduğunla ilgili değil, onu nasıl gördüğünle ilişkiliydi. Ona göre ben hayattaydım. Bana göre de o ölümle burun burunaydı.
Hayat ve ölüm nasıl baktığımızla ilgiliydi. Ölümün başlangıcı veya yaşamın ötesi olabilirdi. O halde ölüm de bir başlangıç sayılabilirdi.

"Atlatacak." Ege'nin sesiyle dikkatim dağılırken onunla ilgili düşünceler toplanmaya başladı. Benim için bu kadar beklemişti. Ve daha özeli benim için buradaydı. Yanımda kollarını göğsünde toplamış vaziyette dururken de bana hala destek oluyordu.

"Biliyorum. Ama.."

"Ama?" Kaşlarını hafifçe kaldırmış bakışlarını da bana çevirmişti. Soru sormaktan ziyade daha çok sorgular gibiydi.

"Bilmiyorum işte. İyi olacak, bunu biliyorum. Ama.. karamsarlığı da biliyorum."

"Kaybetmeyi biliyor musun?" Sorgular gibi değildi bu defa. Cevaplanmayı bekleyen bir adamın ilgisi vardı üzerinde. Ama ilgisi sanki öğrenmek değil de keşfetmek gibi gözüküyordu.

"Her insan kaybeder."
En güzel ondan bu şekilde kaçabilirdim. Bakışları tekrar odaya dönerken kafasını salladı.

"Haklısın." Bu benim cevabımı takdir ettiğini mi gösteriyordu yoksa kaybettiği şeyleri olduğu için mi bunu doğruluyordu? Ne düşünüyordum ki? Ünlü bir iş adam ihaleden başka ne kaybetmiş olabilirdi ki?

Yanımda hareketlilik hissedince düşüncelerden sıyrıldım. Demir'in yüzüyle karşılaştığım zaman sıkıntıyla nefes verdim. Şişmiş gözaltları ve gözlerinin her an kapacakmış gibi durması onun uyumadığını gösteriyordu.

"Çok kötü gözüküyorsun Demir."
Gözlerini kapatıp birkaç saniye öylece kaldı. Gözlerini tekrar açarken uykulu havasını dağıtmak için gözlerini büyütmüş, bu sayede kirpikleri de kaşına değmişti.

"Uyanırsa toparlanabilirim."
Koşula bağladığı fikir onu ürküyordu. Aslında bu hepimizi ürkütüyordu.

"Bence o şimdi de uyanık." Ege'nin ne demek istediğini anlamayamadığımızı, ikimizde ona dönerek göstermiştik. Ama bunu ilk belirten ben olmuştum.

Çığlığın EcesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin