27

36 0 0
                                    

   -"T; diz çökmüş vaziyette sırtında bir çarpı işareti atılı halde bulunmuş. Önünde de öldürdüğü kadınların kimlikleri varmış. Ön otopsi raporuna göre alt çenesi parçalı kırık; bir dişi kırılmış, iki kolunda da omuz hizasında kırıklar var. Ölüm sebebi sırtındaki çarpı işareti olarak gözüküyor bu çarpı işareti Puhu' da ki hançer ile uyumlu."

- Vecdi;" Başka bir bilgi var mı elimizde peki? Yani o mu değil mi, ya da kimi kullandı? "

-Uğur;" Biraz sakin olun, Vecdi Bey. Her ne olduysa nasılsa öğreneceğiz. "

Vecdi' nin bir hışımla dışarı çıkmasının ardından gülümseyen Uğur, olayın tamamının Mira' ya ait olduğuna emindi. T.' nin rapordaki omuzdan kırık iki kol Mira' ya dokunmuş olmasının bir bedeli olmalıydı. Puhu, gölgeler ile henüz yüz yüze tanışmamış olsa da Vecdi' nin imajını zedelemeyi çoktan başarmıştı. Vecdi, Mira' yı sözde lider olarak kullanmayı amaçlasa da Mira hayatta iken bu mümkün değildi. Mira' nın gölgelere mesajını hem Uğur, hem de deneyimli gölgeler anlamıştı Vecdi' nin en çok bozulduğu durum da buydu.

                                                         ..........

     4. Bölge; 1. Ve 2. Bölge ile ilişkisine içten içe çekişmeli devam etse de her zaman bir denge politikası tutturmayı başardı. Bunun yakın geçmiş sebeplerinden biri de sezdirilmeden 4. Bölge'nin çöl alanında gömülü şekilde inşa edilmesi planlanan oyun alanı için yapılması planlanan anlaşmalardı. Yekta Bey'in oğullarından biri bu inşaat için 1. Bölge ile anlaşırken diğeri 2. Bölge ile yakınlaşmayı tercih etmiş böylece bir oyalama politikası içine girmişlerdi. Yekta Bey'in iki oğlu da değişik anlaşmalarla kendilerini Baron' luk için kanıtlamaya çalışırken bu olaylarda Kanbolat' ın parmağı olduğunu hissetmiştim. Onları yönlendiren ve asıl denge unsurunu kurmaya çalışan o olmalıydı.

   Ne yazık ki şu an ipler 4. Bölge için iyice gerilmişti. Yakın zamanda Yekta Bey ölen büyük oğlunun, 1. Bölge Baron'unun akrabalarından biriyle olan söz olayını sert bir şekilde bitirmiş, saldırı öncesinde ise; ölen diğer oğlu 2. Bölge ile olan anlaşmalarını iptal etmişti. 1. Ve 2. Bölge'nin iç işleri şu an karışık olsa da onlar için 4. Bölge şu an zayıf hatta saldırıya uygun bir durumdayken Kanbolat neden buradaydı?

-Kanbolat; "Benimle gel, konuşmalıyız."

-(Mira) "Ben hallederim(valizi kast ediyorum, nabzı biraz hızlı takip ediliyor olabilir mi?), şu an gerçekten yorgunum mümkünse sizinle daha sonr... "

-Kanbolat; " Valizini bana bırak ve benimle ilerle Mira, acil konuşmamız gerekiyor."

   İhtiyar, beni 4. Bölge'ye ifşa etmiş olamazsın değil mi? Hayır, yapmamıştır saçma. Bu ses tonu ne o zaman, ne alaka yani? Hem niye gelmiş ki 2. Bölge'ye canına mı susadı diyeceğim ama karşımdaki kendi ölümünü planlayan biri olunca sorum çok anlamlı olmuyor. Neyin peşindesin Kanbolat ?

   Ara sokaklardan birinde ilerliyoruz, güneş yükselirken hava yağmur öncesi boğuculuğuyla bizi sarıyor. Küçük bir pastaneye girip hızla ilerliyoruz. Burası 4. Bölge'nin, 2. Bölge'deki gizli alanlarından biri olmalı. Restoranın arka taraflarına geçip Kanbolat cebinden bir kart çıkarmasıyla içerideki herkes hızla dışarıya çıkarken yüzüne bakıyorum, yine tüm sinirleri yay gibi gergin. Herkes çıktıktan sonra ara kapıyı açıp yandaki eve doğru geçmem için bana yol gösteriyor. Evin mutfakla birleşik salonuna geçip kanepeye oturunca; " Evet, artık konuşabilir miyiz? Daha otele geçeceğim, işlerim var Kanbolat Be..."

-Kanbolat;" Önce kahvaltı yapalım, sen de aç olmalısın. Bir şeyler hazırlayacağım, sen dinlen bitkin görünüyorsun. Bu arada; siz, Bey, Hanım şeklindeki hitap çizgisini bence geçtik zorlama kasıyor."

  Tam suratının ortasına ' Ne diyorsun sen ya?' şeklinde bir tepki veresim olsa da uyumayalı iki günü geçmişti, yorgundum ama burada uykuya dalmak istemiyordum. Ben kapanmaya çalışan gözlerimle cebelleşirken o mutfaktaydı. Dışarıdan gelen tatlı yağmur sesi beni ele geçirdi.

  Uyandığımda karşımdaki kanepede beni izliyordu. Yarım saat kadar uyumuşum ama ne uyku... Normalde tilki uykusuna sahip olan ben birkaç gün uyumayınca tüm algılarımı kapatıp uyuyorum ve bu 30 dakika da onlardan biri oldu.

-(Mira)" İzlemek yerine seslenseydin keşke. Neyse bir şeyler yiyelim ve konuşalım, gitmem gerekiyor (Önümdeki kahvaltılıklara uzanırken). Evet, şimdi seni dinliyorum neden buradayım?"

- Kanbolat;" Bilmem; neden buradasın, 2. Bölge'ye neden geldin?"

- (Mira)" Peki, konferansım vardı, gerçi biraz uygulamalı anlatıma dönüştü ama neyse."

-Kanbolat;" Tam anlattığın konunun üzerine gelen hasta K, tuhaf bir tesadüf bence. Sana tuhaf bir şey daha söyleyeyim; K, ölüm listesindeki bir mahkûmmuş. Ne hikmetse yaralanmış. Asiler sizi bu konuda bilgilendirmeyi unutuvermiş, tüh belki bilseydin tüm ameliyat boyunca uğraşmak yerine sadece gözlem yapma hakkını kullanırdın. Sonuçta yaşasa bile ölüme mahkûm."

  Ölüm listesindeki bir mahkûmu konferans deneği olarak kullanmak... Yaptıklarını lüzumsuz bulsam da 4. Bölge ve Kanbolat hakkındaki düşüncelerimde yanılmamışım. Bu bölgede emirleriyle ufak tefek işlerini sağlam bir şekilde halledebilecek kadar etkinlik sahibi.

-(Mira)"Herkesin yaşama hakkı için eşit muamele görmesi taraftarıyım orası ayrı da, benim sana sorum neden?"

-Kanbolat;" Basit. Çünkü sana yetişebilmek için zamana ihtiyacım vardı."

-(Mira)" Onu anladım, sorum neden bana yetişmeye çalıştığın."

-Kanbolat;" Otele gitmeni istemiyorum. Burada ya da 1. Bölge'de olmanı da istemiyorum. Çünkü seni koruyamayabilirim."

-(Mira)" Tehlikede miyim, ben sadece sıradan biriyim neden tehlikede olayım ki? Öyle bile olsa beni korumana ihtiyacım olduğunu düşünmüyorum. Karşılaştığımızda sadece tesadüf olduğunu düşünmüştüm ya da ne bileyim bana söylemen gereken önemli bir şeyler olduğunu. Sana herhangi bir konuda yardımcı olabileceğimi düşünmüyorum. Ne çeşit bir ruhi hastalığın olduğu ile de açıkçası ilgilenmiyorum. Sana bir hekim olarak uygulayabileceğim tedaviyi uyguladım artık ikimizin her hangi bir bağı kalma..."

-Kanbolat;" Otele gitmemen gerektiği için buradayım. 1. Ve 2. Bölge dışında Dünya'nın neresine istersen git. Ama buralar olmaz. Bilmediğin şeyler var. O otel birilerinin kalesi, o kaleye adım atmana izin veremem."

-(Mira)" Bir günde pek çok insanın girip çıktığı, çalıştığı bir yapıdan bahsediyoruz. Tehlikede olduğumu söylesen de bu çok mantıklı gelmiyor açıkçası. Saçmalıyorsun şeklinde seni etiketlemek istemiyorum ama bence abarttığın şeyler var."

-Kanbolat;" Beni dinlemen bu kadar mı zor? İlla kanıtlarla mı gelmem gerekiyor sana? "

   Kanbolat onu hiç anlamadığımı zannediyordu, oysa onu anlıyorum. Fakat beni korumaya çalışması neresinden bakarsam bakayım saçma geliyor. Bir şeylerin peşinde olduğunu düşünmüştüm hala da düşünüyorum ama henüz bulamadım. Gerçekten neyin peşindesin Kanbolat? Birkaç saniye sessiz kalıp gözlerinin içine baktım.

-(Mira)" Sana güvenmemi istiyorsun, beni korumak istediğini söylüyorsun. Dahası buraya benim için geldiğini ima ediyorsun. Ama bana açıklama niteliğinde hiçbir şey söylemiyorsun, bunun adil olduğunu düşünmüyorum. Ben bunları yapman için sana bir sebep verdiğimi düşünmüyorum. Seni tedavi ettiğim için tehlikede olduğumu düşünüyorsan bu gerçekten gereksiz."

-Kanbolat;" Biz, evlenelim bence."

" Baron'un Torunu"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin