23

25 0 0
                                    

 -Kanbolat; " Konuşmanız nasıl gitti?"

- Yekta;" Sıradan, hatta çoğu havadan sudan."

- Kanbolat;" Hayır, anlamıyorum normalde bölgesinde olduğumuz için ve ben yaralı olduğum için onun gelmesi gerekmez mi?"

-Yekta;" Artık hayatında nezaket kavramını bir köşeye kaldırmanı tavsiye ederim. Geçmiş olsun diye telefon edip, görüşmek için beni çağırması bile bize karşı daha az olumsuz tavrı olduğunu gösteriyor. Dışarıdan özellikle siz gençler için kimsesi kalmayan, acınası bir ihtiyar gibi gözükse de o korkman gereken biri. Neyse bu konuyu kapatalım. Daha iyi gibisin, nemrutluğun azalmış sanki. Doktor uğrayacaktı, onun etkisi mi?"

-Kanbolat;" Yaa, sorma. Tamamen onun etkisi. O doktor hakkında ne düşünüyorsun, sence sıradan biri mi; yani bu hastanede böyle bir pozisyonda çalışıyor olması bile bence..."

-Yekta; " Sanmıyorum, bağlantılarının sıradanlığın ötesine geçmesi..."

- Kanbolat;" Çevresinde olanlar araştırmaya değer bence, gerçi sen çoktan başlamışsındır."

-Yekta;" Yeter, Kanbolat. Evet, erkenden bilgi sahip olmak her zaman avantajdır fakat şu an değil. 4. Bölge'ye döneceğim biliyorsun. Orada uğraşmam gereken bir sürü şey var. Birkaç gün sonra sen de gelince..."

-Kanbolat;" Şu beni kurtaran doktor, giderken onu da götürmeye ne dersin? 4. Bölgede beni tedavi edebilecek hiç hekim kalmadığına göre, giderken onu da götürsek fena olmaz sanki. Hem senin için de yararlı olur belki. Genç yaşta başarılı bir araştırmacı olmayı başarmış ya kendileri."

-Yekta;" Sen... Kanbolat... Yine neler düşünüyorsun?" Yekta Toprak başını hafifçe sallayarak odadan çıkar.

                                                  ...........

-(Mira)"Bu ilacı için, bebeğe bir zararı olmuyor. Korkmanıza gerek yok. Sizden biraz rahatlamanızı isteyeceğim. Koltuğunuza rahatça yerleşin, ışıkları biraz kısıyorum; başlamadan önce bana söylemek istediğiniz, bilmem gereken bir şey var mı?"

-H;" Evet, aslında var. Her ne kadar kabus olsalar da aslında gördüklerim daha önce... tam olarak nasıl anlatsam bilm..."

- (Mira)" Tamam, önemli değil. Sakinleş ve kendini rahat bırak. Başlıyoruz. 5-4-3-2-1 ve uyuyorsun; ama tedirginsin nerdesin? "

-H; -

-(Mira)" H. Şu an nerdesin?"

- H; " Benim adım H. değil, değil. Herkes aynısını söylüyor ben H. değilim; ben P.' Yim, 1. Bölge'den P."

-(Mira)" Peki P. Şu an neredesin, neler oluyor anlat bana."

- P.;" Çok az ışık var, karanlık. Soğuk yerler nemli sanki. Bir koku var genzim yanıyor. Çıkmak istiyorum ama önümde demirler var, çıkamıyorum."

-(Mira)" Tamam, yanında neler var ya da kimler?"

-P.;" Bilmiyorum, bir sürü kişi var. Işık az; çok az yüzlerini göremiyorum ama onlarda benim gibi bitkin ya duvara dayanmışlar ya da yere uzanmışlar. Hayır, yine geliyor; hayır."

- (Mira)" Neler oluyor P. ? Kim geliyor P. bana tarif eder misin?"

-P.;" Işık, ışık var. O geldi. O Dev gibi. Uzun boylu, ne zayıf ne de şişman. Gözleri korkunç; tuhaf bir mavi, donuk. Bana bakıyor ama sanki görmüyor gibi ondan korkuyorum, çok korkuyorum."

-(Mira)" Neden korkuyorsun? O size ne yapıyor?"

-P.;" Bize değil, yanında getirdiklerine. Sıra bize bana gelecek diye korkuyorum. Tam karşımızda demirlerle kapalı bir yer daha var ışık oradan geliyor. Işığın olduğu yere getirdiği kadını yatırıyor. Sonra sakince saçlarını tarıyor, sonra bir taç var onu takıyor ona. Gözümü kaçırmaya çalışsam da hepsine bakıyorum, hiç birinin nefes aldığını görmüyorum. Tacı bir süre izledikten sonra çıkarıyor, bunu sanki bir tören gibi yapıyor ve büyük bir özen gösteriyor. Sonra o kadınlara.......................... Daha sonra kızı bir varile koyup varili sürüklemeye başlıyor, bazen de tekmeliyor."

-(Mira) " Orada ne kadar kaldığını hatırlıyor musun? Kadınlar ne sıklıkla geldi? Onların özellikleri nelerdi?"

-P.;" Bilmiyorum, nasıl geldim ya da ne kadar kaldım bilmiyorum ben... Onlar... Bazen üst üste yani kısa aralıklarla geldiğinde yiyecek de bırakıyordu, tabi her zaman değil. Kadınların özelliği bilmiyorum, hepsi gençti; 20 en fazla 25 yaşında olmalılar. Bunun dışında gözüme çarpan tek şey saçları hepsinin saçı siyahtı. O taktığı tacın taşları gibi siyah. "

-(Mira)" Peki bu adam size ne yaptı, sana oradakilere?"

-P.; "Bize dokunmadı. Biz orada kilitliydik, onu izlemek zorunda kaldık. Hareket edecek halimiz yoktu zaten kıpırdayamayacak kadar da korkuyorduk. Titreyenler vardı ve o biliyordu, onu istemesek de görmek istemesek de izlediğimizi biliyordu."

-(Mira)" Nasıl çıktın peki oradan? Çıkarken etrafı gördün mü? Seninle kalan insanları?"

-P.;" Hayır, yani bilmiyorum. Oranın dışında hatırladığım yine karanlık ve basık bir alan ama bu sefer hareketli ve rüzgar, rüzgar sesi duyuyorum."

-(Mira)" Tamam P, şimdi o karanlık yere hapis olduğun yerdeyiz. Karşıda ışık var ama kimse yok kimse gelmeyecek senden ayağa kalkmanı istiyorum. "

-P;" Kalktım, ama o gelecek, geri gelecek biliyorum."

-(Mira) " Hayır, gitti ve asla geri dönmeyecek. Şimdi demirlere yaklaş kapıyı görüyorsun sanki kilitli gibi değil mi, ama kilitli değil. Dikkatli bak aslında kapı açık. Kapıyı it P. "

-P.;" İtiyorum ama..."

-(Mira)" Korkma, korkulacak bir şey yok. Korkularından arınmak için oradasın. Oradaki her şey daha önce yaşadığın sorunlar, onlar içine attıkların yansıması; onlardan korkmana gerek yok. İçinde bulunduğun anı defalarca tekrar ettin, artık gitme vakti. İşte böyle gördün mü demir kapıdan çıktıktan sonra ışık arttı ve dışarıya açılan kapı da açık, o kapıdan çıkacaksın öyle değil mi?"

-P.;" Evet, öyle. Şimdi oraya yürüyorum."

-(Mira)" O kapıdan çıkarken tüm korkularından arındığını hissetmiyor musun? Biliyorsun değil mi sen artık P. değilsin? Daha güçlü birisin, tüm korkularını geride bıraktın sen artık H.sin."

-H;" Biliyorum; Ben H.'yim. Şu an bir bahçedeyim eve doğru yürüyorum. "

-(Mira)" Güzel o zaman artık uyanma vakti. 5-4-3-2-1"

Gözlerini açan H;" Ben... siz..."

-(Mira) "Şu an zihninizin bom boş olması gayet normal, panik yapmanıza gerek yok. Sonrasında anlattıklarınızın büyük bir kısmını hatırlamayacaksınız. Korkmayın ve endişelenmeyin bunların hepsi olmasını istediğimiz şeyler ve merak etmeyin bu odada konuştuğumuz her şey bu odada kalacak."

-H( gülümseyerek);" Ben nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum, kendimi hafiflemiş; rahatlamış hissediyorum."

-(Mira); " Çok güzel o zaman artık bu odadan çıkalım."

  Zihnim patlamak üzereydi. Kendimi odama zor attım. Masama oturup bir süreliğine gözlerimi kapatmamla kapımın çalması bir oldu.

" Baron'un Torunu"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin