Keyifli okumalar dilerim!--
"Oha lan, harbiden anonim yapmış bu mal kendine."
Masanın üzerinden uzanıp elinden telefonu alırken Osman'ın kafasına vurmayı da ihmal etmedim."Geri zekâlı anonim yapmak diye bir kullanım mı var? Sanki ben dedim kıza gel bana anonim ol diye."
"Demişsindir sen, beklerim ben senden." Gözlerini kısarak konuşan arkadaşıma masanın üzerindeki su şişesi fırlatmak için çok düşünmemiştim. İlay'ın kapağını açık unuttuğu yarısı dolu şişe istesem başaramayacağım türden havada döndüğünde tüm su Osman'ın üzerine boca oldu. Masaya kısa bir sessizlik çöktüğünde Osman internet kesildiği için donan videodaki şaşkın maymun yavrusu gibi başını kaldırıp tek tek hepimizle göz göze geldi, dayanamayıp kahkahayı basıverdim.
"Ulan angut!" dedi kahkahamla kendine gelen arkadaş. "Yüzmeyi unutup el kadar suda boğulmuş sıçana döndüm lan! Küçükken at nalı mı yuttun sen, bu nasıl bir şanstır ya!"
Islak tişörtünü çekiştiren arkadaşımın sözleri egomu okşarken sırıttım. Evet, doğuştan gelen üst düzey bir şansa sahiptim. Buna kanıt olarak sunabileceğim onlarca olaydan birisi ise bir zamanlar çok popüler bir dizide henüz üç yaşındayken figüranlık yapmamdı. Şu an adını hatırlayamadığım birçok ünlüyle bebeklik fotoğrafımın olması inanın hava atma konusunda fazlasıyla işe yarar bir malzemeydi.
İlay çantasından çıkardığı selpak paketini Osman'ın kafasına atıp bana döndü birden. "Eee?"
"Ne eee?"
"Ya başka ne biliyorsun kız hakkında işte? Sen bildiklerini söyle ben anında bulurum kızı bizim okuldansa." İlay yanındaki Serhat'ın omzuna yaslanarak konuştuğunda bakışlar bana dönmüştü.
Önemsiz bir şeymiş gibi gözlerimi kantinin içinde gezdirirken, "Sorun şu ki kız hakkında benim de bilgim yok arkadaşlar," dedim omuz silkerek.
Ne ara telefonumu arakladığını anlamadığım Serhat mesajları okurken ikide bir sevgilisi İlay'ı dürtüp kulağına gülerek bir şeyler fısıldıyordu. Bunu fark edince peçeteleri açıp mumya gibi kendine saran salak arkadaşım Osman ile göz göze geldik. "Hayırdır kanka? Komik bir şey varsa söyle de biz de bilelim."
Serhat telefonu masanın üzerine atarken, "Oğlum bu gibi olaylarda sürünen taraf anonim olmaz mı? Kız bayağı süründürmüş seni. Ya kız çok cins bir tip ya da sen arızalısın."
Gözlerimi büyütüp büyük bir inkarla, "Kim sürünmüş be! Beni süründürecek adam daha anasının karnından doğmadı kardeşim."
İlay, "Aynen aynen," diye göz devirirken Osman, "Aha doğmuş ya lan, sırf engel atmasın diye neredeyse yalvarıyormuşsun be kıza!" diye lafa atlayarak sinir seviyemi arttırmaktan geri durmadı.
"Arkadaşlar bu mumyayı tanıyan var mı? Ben hayatımda ilk kez görüyorum şahsen."
Osman ellerini kaldırıp mumya taklidi yapmaya başladığında Serhat kalkıp, "Oğlum otur şuraya zaten tüm kantin seni izliyor yarım saattir," diyerek Osman'ı yan sandalyeme oturtunca kantindekilere göz attım. Çok fazla tanıdığım birileri yoktu, sadece kenarda kitap okuyup alttan yanımdaki salaklık madalyasına aday şahsı dikizleyen Rana ve bizim sınıftan bir kız grubu vardı görünürde.
"Eh, bir anonimimiz yok ama biz de yapıyoruz bir şeyler." Osman'a göz devirdiğim esnada İlay'ın gözlerini bana diktiğini fark ettim. "Serhat, şu sevgiline söyler misin dik dik bakmasın bana."
"Ya Aral, söylesene?"
"Neyi baş belası? Neyi?"
"Of, Aral!" dedi bıkkın çıkan bir sesle. "Kız hakkında ne düşündüğünü falan söyle, sence nasıl biri?"
Geriye yaslanıp gözlerimi kısarak kısaca düşündüm. Aklıma bir şey gelmediğinde, "Bana aşık birisi işte," dedim öylesine konuşmak için. Bence gayet mantıklıydı ama İlay böyle düşünmüyor olmalı ki masanın üzerindeki işkence aletine dönen boş su şişesini kafama attı. Başımı eğerek şişeden kurtulduğumda kaşlarımı kaldırarak Osman'a bu iş böyle yapılır adlı bakışımı gönderdim.
"Güzelim," dedi Serhat, İlay'ı kendisine çekip kolunu omzuna sararken, "Bu salaktan ne bekliyorsun ki sen? Bu kendisini övmekten başka bir halt bilmez, anlayamadın mı hâlâ?"
"Hey! Ben hâlâ buradayım."
"Ne yazık ki." Yanımda hayıflanan Osman'a tepki vermekle uğraşmadan somurtan çocukluk arkadaşıma, "Pişt, cadı. Tamam bak dürüst olacağım, küsme hemen çocuk gibi," dediğimde İlay dil çıkarınca hepimiz gülmüştük.
"Yani," dedim gülmeyi kesip düşünürken. "İyi birisine benziyor. Ki zaten öyle çok bi' konuşmuşluğumuz da yok. Sadece fazla vicdanlı bir insan olduğum içün kızı kırmak istemedim. Ama sevimli bir tip."
"Bir gün tanışmak ister misin peki? Yani kız karşına çıkmaya karar verirse?"
"Neden olmasın." Zaten son zamanlarda canım fena sıkılıyordu ve anonim sayesinde kafam dağılıyordu. Eh, benden hoşlanan birisi bir tık beni utandırsada bir gün karşıma çıksa onu kovacak değildim!
"Hadi gidelim artık. Zil de çalar şimdi." Toplanıp ayaklandığımızda Osman ve peçeteleri önden biz arkadan kantinden çıktık. Etrafta gördüğüm kızların hepsinin anonim olma ihtimaliyle gerildiğimi hissettim.
Tamam özgüvenli biriyim de, sonuçta her gün biri gelip bana aşık olmuyor ya!
---
💙
Bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Engelmatik | TEXTİNG [Tamamlandı]
HumorAral: Kimsiniz? Numara kayıtlı değil. Aral: Hey, orada mısınız? 053********: Buradayım. 053********: Ve şey, 053********: Seni seviyorum. 053********: Rahatsızlık verdiysem tekrardan özür dilerim. 053********: İyi günler. ...