Şu ana kadar yazdığım en uzun ve artık gerçekten son bölümümüze hoşgeldiniz. Bu da önceki özel bölüm gibi bir anı kutusu ama bu defa Okyanus'tan. Dramdan kaosa kadar dolu dolu. Umarım seversiniz. Keyifli okumalar dilerim <3
💙
(11. sınıfın son haftaları, Serhat'ın doğum günü partisinden bir gün önce.)
(00.50 ile 00.51 bölümleri arasında yaşanıyor, Aralko Okyanus'tan hoşlandığını fark ettikten hemen sonra yani <33)
Okyanus Çakıl
"Sanki yeterince uğraşmıyormuşum gibi bir de nöbetçilik çıktı başıma!" Okulun öğrenci nüfusu için yalnızca başları derde girdiğinde peşine düşülen o kişiydim ve bu oldukça sık yaşanan bir durumdu. Çoğunlukla zamanımı kütüphane raflarının arkasındaki masada geçirmemin bir nedeni de buydu. Ne kadar az görülürsem o kadar dikkat çekmez ve başıma iş almazdım. Bugün ise okul nöbetçiliği sırası bendeydi. Normalde Mine ile birlikte nöbetçi olmayı planlıyorduk ama iki gündür mevsim geçişleri yüzünden hastaydı ve okula gelmiyordu. Bugün de yalnızca öğleden sonra matematik dersi için gelecekti, hocaya göstermesi gereken günü geçmiş bir performans ödevi vardı. Yarınki Serhat'ın sürpriz partisine gelebilmek için hemen iyileşmeliydi yoksa İlay onu sağ bırakmazdı.
Müdür yardımcılarımızdan Özgül hocanın odasına yakın olsun diye koridorda, kapının hemen yanına yerleştirilmiş ufak, nöbetçi öğrenci masasında oturuyordum. Boynuma taktığım nöbetçi kartının ipiyle oynarken ofladım. Henüz ikinci dersteydik ama şimdiden çok sıkılmıştım.
"Nöbetçi!" Özgül hocanın beni çağıran sesiyle yerimde sıçradım ve şom ağzıma vurarak ayağa kalktım. Çabucak kapısı açık olan odadan içeri girmiş, kazık yutmuş gibi hocanın karşısında hazır ol pozisyonunda durmuştum.
"Gel kızım," Hoca bana bakmadan masanın önündeki berjeri işaret ettiğinde saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırarak geçip oturdum. "Şimdi..." Özgül hoca bakışlarını bilgisayardan bana çevirdi ve masadaki kağıt yığınını gösterdi. "Seninle şu dilekçelere bakacağız."
Gözlerimi önümdeki kağıtlara çevirdiğimde merakla incelemeye başladım. Ne dilekçesiydi ki bunlar? Öğrenci tutanakları falan mı?
"Bakalım hocam." Her ne kadar sürekli şikayet edip dursam da okul işleriyle ilgi bilgi edinmek hoşuma gidiyordu. "Ne yapayım?"
"O dilekçelerin arasından voleybol takımıyla ilgili olanları ayır." Bunalmış gibi iç çekerek başını salladı. "Kaç gündür başımın etini yiyip duruyorlar."
Voleybol takımı?
Aral?
Aral...
Ani bir heyecan dalgası tarafından yutulduğumda haddinden fazla hevesli bir baş sallayışıyla kağıtlara yöneldim. Aslında konunun ne olduğunu sormak istiyordum ama her şeye burnunu sokan bir tip gibi görünmek de istemezdim. Sen şuna çekingenliğim tuttu desene!
Zaten dilekçeleri okuyunca olayı kavrardım. Sırasıyla kağıtlara göz atmaya başladım, okul tuvaletinin pisliğinden kantin fiyatlarının pahalılığına kadar tonla şikayet vardı. Müdürün de o kadar umurundaydı ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Engelmatik | TEXTİNG [Tamamlandı]
HumorAral: Kimsiniz? Numara kayıtlı değil. Aral: Hey, orada mısınız? 053********: Buradayım. 053********: Ve şey, 053********: Seni seviyorum. 053********: Rahatsızlık verdiysem tekrardan özür dilerim. 053********: İyi günler. ...