Son Feci Bisiklet, Bikinisinde Astronomi
💙
Hayatta birçok şeyi beklerdik, o kadar çok beklerdik ki bazen hayatın kendisi bir bekleyişten ibaret gibi gelirdi. Fakat asıl hayat, başlangıçlar ve sonlarla doluydu. Bekleyişlerin dahi hatırlamadığımız başlangıçları ve yaşayana kadar öğrenemeyeceğimiz sonları vardı.
İnsan beklemeye alıştığında sona gelmek gittikçe daha korkutucu görünürdü. Ben de bundan korkup sonsuz bir bekleyişin peşinde koşup durmuştum. Yine de kaderden kaçılmazdı ve bitmesi gereken bir cümleye noktadan başkası da yakışmazdı.
Bunu öğrenmek benim için uzun ve meşakkatli bir yolculuk olmuştu. Fakat beraberinde birçok şeyi de yanında getirmişti. Artık biliyordum ki her son, ardından gelecek yeni bir başlangıca hazırlıktı. Onlar ne kadar sağlam olurlarsa yeni yolumuzda yürürken adımlarımız da o kadar kendinden emin olurdu.
Benim için sonlar ve başlangıçların uçları birbirine karışalı çok olmuştu. Ama hâlâ arkadaşlarım için her şeyi daha güvenli bir hâle getirme şansım vardı. İlay, Serhat ve ben de tam şu an Mine için bunu yapıyorduk.
Karşımızda oturan Cengiz'in meymenetsiz suratına bakarken yumruğu sıkıyor ve sakinliğimi korumak için üst düzey bir çaba sarf ediyordum. Şanslıydım ki Serhat fevri bir insan değildi ve İlay'ı yerinde tutma konusunda bana gerek kalmıyordu, bu sayede tüm odağımı kendimi sakinleştirmeye verebiliyordum.
"Ee beni neden çağırdınız?" Yayvan bir oturuşla bize bakarken oldukça umursamazdı. "Akşama uçağım var yani hızlı olursak sevinirim."
"Biz de zaten o yüzden konuşacağız." Tek kaşını kaldırdı ve bakışlarını bana çevirdi. "Arkadaşımla bütün ilgini ve ilişiğini kestiğine emin olmak istiyoruz."
O daha konuşamadan İlay elini masaya vurdu ve öne eğilerek, "Bana bak hıyar beyinli," dedi alçak bir sesle fakat sözcükleri tükürür gibi dile getirmekten çekinmiyordu. "Mine'ye bir daha yaklaştığını, onunla iletişim kurmayı geç, aynı ortama girdiğini dahi duymayacağım. Anlıyor musun?"
Cengiz alaylı bir kahkaha attı, onun bu gevşek hareketlerine karşılık göz devirdim ve bakışlarımı telefonuma indirdim. Uzanıp ekranı aydınlattığımda Aral'ın adını görmek sinirlerimi yatıştırma konusunda fazlasıyla işe yarıyordu.
Aral: Biz geçen ki kafedeyiz, kimse bir şey çakmadı. Buralar bende ;)
Tatil dönemimiz bitmek üzereydi ve artık bizim lise tayfanın eve dönme zamanı gelmişti. İlk önce hepsi Eskişehir'e uğrayıp kalan zamanı aileleriyle birlikte geçireceklerdi, ardından herkes kendi üniversitesinin olduğu şehre geçecekti.
İlk başta bu gerçek biraz canımı sıkmıştı fakat arkadaşlarımın gidecek olmalarını saymazsak eğer Aral'ın zaten İzmir'de yaşadığını hatırladığımda moralim geri yerine gelmişti.
Ama Mine'nin döndüğü şehirde yaşayan Cengiz faktörü aklımıza geldiğinde fazla düşünmemiştik. Aral herkesi oyalarken İlay, Serhat ve ben onlar gitmeden önce Cengiz'le görüşüp bir daha Mine'nin karşısına çıkmayacağından emin olmak istemiştik.
Aral biraz huysuzlansa da diğerlerini oyalama görevini kabul etmişti. Sonuçta Mine'nin bundan haberi olsa kesinlikle izin vermezdi, Osman'ın ise Cengiz'le tekrar karşılaşması pek hoş şeylere neden olmazdı.
Bana kalsa tek başıma gelirdim ama hiçbiri bu durumu bir seçenek olarak bile görmemişti. Özellikle Aral nadiren yaptığı bir şey yaparak beni açıkça duymazdan gelmişti.
Eh, ben de bundan pek memnun sayılmazdım ama Mine benim senelerdir en yakın arkadaşımdı, onun için bir şeyler yapma düşüncesine nasıl karşı çıkabilirdim ki...
![](https://img.wattpad.com/cover/302851540-288-k798781.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Engelmatik | TEXTİNG [Tamamlandı]
HumorAral: Kimsiniz? Numara kayıtlı değil. Aral: Hey, orada mısınız? 053********: Buradayım. 053********: Ve şey, 053********: Seni seviyorum. 053********: Rahatsızlık verdiysem tekrardan özür dilerim. 053********: İyi günler. ...