00.28

1.7K 97 4
                                    


💙

"Okyanus!" Sınıf kapısının önünde bekleyen kız başını kaldırıp bana baktığında gözlerini kırpıştırdı. Kollarının arasına kıstırdığı kitapları bir an düşürecek gibi olmuştu. Yanına geldiğimde tam kendimi tanıtacaktım ki çenesini tuttuğu fizik kitabına yaslayarak, "Aral?" diye sordu ve beni hatırladığını anlamamı sağladı. Hafızası kuvvetli olmalı, diye içimden geçirdim.

"Selam," dedim bir anlığına duraksarken, farkında olmadan başımı çevirip merdivende dikilerek bizi seyreden arkadaşlarıma kısa bir bakış attım. Anonim ile girdiğim iddiayı duyduklarında sinirlerimi az bozmamışlardı. Hâlâ onlara sinirliydim ve sanırım bu yüzden bir süreliğine yanıma yaklaşmama kararı almışlardı. Doğru karar.

"Selam?" Okyanus'un sorarcasına çıkan kısık sesiyle dikkatimi topladım. Kucağındaki kitapları kollarıyla sıkı sıkı sararken boğazını temizledi ve sakince bana baktı. Yükseldiği parmak uçlarında ileri geri sallanmasını saymazsak kesinlikle benden daha sakindi. Fizik sınavına kadar bu kızın dibinden ayrılmayacaktım. Anonimi görecektim. Hem belki kıskançlık yapar ve sınavdan önce kendisi karşıma çıkardı, kim bilir...

"Ya ben senden yardım isteyecektim aslında..."

İri mavi gözlerini kırpmadan bana bakıyordu, devam etmem için başını salladı. Bir elim ensemi kaşırken, "Benim Fizik notumu yükseltmem lazım," dedim. "Yani, daha doğrusu ilk sınavdan 100 almam gerekiyor. Tanıdığım en çalışkan kişi de sensin, ki zaten bir de okul birincisisin. Yardım eder misin bana?"

Gergince ona bakarken birden başını çevirdi ve merdivenlere baktı. Ben de o tarafa döndüğümde Okyanus'a el sallayan İlay'ı gördüm, tepede bağladığı saçlarıyla uğraşırken bir yandan da Serhat'a yaslanarak bizi izliyordu. Tekrar Okyanus'a baktığımda ayaklarının üstünde ileri geri yaylandı ve bana doğru hızlıca başını salladı. Sonra birden durup, "Tabii," dedi kocaman bir gülümsemeyle, "Yardım ederim. Ama," kahverengi uzum perçemlerini yüzünden çekip kukağının arkasına sıkıştırdı, "bir şeyi anlamadım."

Kabul etmesiyle rahatladım ve ellerimi ceketimin ceplerine sokup, "Neyi anlamadın?" diye sordum.

"Sana tam olarak nasıl yardım etmemi istiyorsun?"

Dudaklarımı büzdüm. "Bilmem ki. Ben daha önce, sınav zamanları hariç, hiç ders çalışmadım. Nasıl çalışılır ki?"

Kıkırdadı ve başını salladı. "Tamam o zaman, önce sana bir çalışma programı hazırlamalıyız." Sınıfa giren hocayı fark ettik. "Ama bunu daha sonra halledeceğiz çünkü benim bugün kursum var." Sonra birden gözlerini kıstı. "Nihal hocanın Fizik kursuna kalıyorum ben, aslında sen de kalabilirsin. Bildiğim kadarıyla bugün antrenmanın yok."

Kaşlarım havalandığında panikleyip gözlerini büyüttü. "Yani Voleybol takımının antrenmanları bu hafta yok sanıyorum, Ahmet hoca okulda değil ya hani. Ondan dedim ben..."

Güldüm ve, "Evet antrenmanım yok bugün," dedim. "Ve haklısın, kursa kalmaktan daha iyi bir başlangıç olamaz kesinlikle. Tek sorun Nihal hoca beni pek sevmez."

"Buna sorun mu diyorsun? Kurs bu, devamsızlık yapmadığın sürece hiçbir şey diyemez. Sen şimdi sorarsa yeni kayıt yaptığını söyle. Kurs bitince halledersin sonra."

Nihal hocayla karşılıklı olarak birbirimizden hoşlanmıyorduk. Hatta bu yılın başında bizim sınıfı özellikle başka bir sayısal sınıfla değirtirmesinde bile benim katkım olabilirdi. Yani beden dersinin fizikten daha iyi olduğu konusunda onunla tartuşmayı ben istememiştim sonuçta, kendisi başlatmıştı. Voleybol takımındayım ben abi, benden ne bekliyorsunuz ki? Birkaç saniye süren düşünme anından sonra İlay'ın, 'Sen de keyfini bozup ders çalışacak potansiyel yok kardeşim, kusura bakma,' deyişi aklımda canlandığında hırsla merdivenlere baktım ve turuncu çiyana inadına göz devirdim.

Engelmatik | TEXTİNG [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin