00.23

1.8K 97 5
                                    

Aral: Anonim! (İletilemedi)

Aral: Bombayı atıp öylece gidemezsin. (İletilemedi)

Aral: Buraya gel! (İletilemedi)

***

"Kız engel atmış, geri zekâlı! Ne boş boş yazıyorsun?"

"Yemeğini ye sen." Osman'a hiç bakmadan konuşmamla elimdeki telefonun çekilmesi bir oldu. Boş kalan ellerimde gezinen bakışlarım, başımı kaldırmamla, telefonumu alan Serhat'a yöneldi. Alttan alttan ona baktım. "Ver. Onu. Serhat."

"Oğlum, Osman doğru söylüyor. Daha önce de kaç defa engel attı bu kız. Şimdi niye bu kadar taktın ki?" dedi normal bir şeyden bahseder gibi. Canım sıkılırken kısık bir sesle homurdandım.

"Büyük ihtimalle sana nasıl aşık olduğunu anlatmak utandırdı. Yakında yazar o."

Sıkıntıyla saçlarımı karıştırdım. Oturduğum yerde kendimi geriye atıp çimenlere uzandığımda tedirginliğimi onlara taşıyan sesimle, "Yazar değil mi?" diye de sormuştum.

Onu merak ediyordum.

Serhat gülerek telefonumu kucağıma atarken, "Yazar, yazar," deyip İlay'ın yanına çöktü. "Güzelim, bir sorun mu var?"

Başını telefondan kaldırmayan kız her kimle hararetle mesajlaşıyorsa Serhat'ı duymadı bile. Yanımdaki Osman'ı dürtüp İlay'ı gösterdiğimde elindeki simidi yana bırakıp o da kısık gözlerle İlay'ı izlemeye başladı. Serhat telefona doğru eğildiğinde İlay irkilerek başını kaldırıp ona baktı. "Bir şey mi oldu?"

"Bizi bile unutturacak kadar kimle mesajlaşıyorsun sen?" Bir yandan ekrana bakmaya devam eden Serhat ile İlay iç çekti. Ekranı ona doğrultup, "Bizim kızlarla olan grup. Arkadaşlarımdan birisinin ailevi bir sorunuyla alakalı bir konu. Bilirsiniz," deyip duraksadığında anlayışla başımızı sallamıştık.

Serhat ise 'ailevi sorun' kısmından sonra bakışlarını ekrandan hızla çekmişti. "E bana niye gösteriyorsun o zaman İlay? Tanımadığım birinin ailevi olaylarını öğrenmem doğru olmaz."

Onun bu tepkisi İlay'ı gülümsetmişti. Tam bir şey söylemeye hazırlanıyordu ki, "Kim bu arkadaş?" diye soran Osman ona engel oldu.

İlay ona dönüp, "Daha önce görmüştünüz ama hatırlamazsınız," diye cevap verdiğinde ona bakmayı kesip gökyüzünü izlemeye başladım. İlay'ın tonla arkadaşı vardı ve bir gördüğümüzü unutmasak hafızamızda yer kalmazdı.

"Ah, selam!" Aniden gelen ses hiç dikkatimi çekmezken gözlerimi kapattım. İlay'ın, "Aleyna? Hayırdır?" diyen mesafeli sesinin ardından Aleyna bir süre sessiz kaldı. Daha sonra, "Biraz konuşalım mı?" diye sessizce sordu.

İlay'ın ondan hoşlanmadığını biliyordum fakat eskiden yakın arkadaş oldukları bir dönem vardı. İlay'ın kız arkadaşları ile takılmazdık, gruba başka birinin eklenmesini istemiyorduk. Yine de Aleyna ile birkaç kez konuşmuşluğumuz vardı. Sonra her ne olduysa ikisinin arası açılmış ve İlay, Aleyna'nın adını duymaya bile katlanamaz olmuştu.

"Önemli mi?"

"Lütfen."

İlay'ın sıkıntıyla nefesini verdiğini duydum. Daha sonra birkaç adım sesi ile ikisinin uzaklaştığını anladım. Onlar gider gitmez Osman, "Bence bu kız senden hoşlandı, İlay da bu yüzden bu kadar dellendi," dediğinde Serhat'ın ona küfrettiğini duydum.

"Ben ne alaka, mal."

"Ne bileyim, kızlar başka neden kavga eder ki?"

"Sen bir insanla neden kavga edersin Osman?" diye sordum gözlerimi açmadan.

"Bir sürü şey olabilir."

"Aynen," dedim gözlerimi açıp. "İki insanın kavga etmesi için birçok sebep olabilir." Ona dik dik bakıp ellerimi geriye atarak dirseklerimin üzerinde doğruldum. Serhat'ın baktığı tarafa döndüğümde tartıştıkları apaçık belli olan iki kızı gördüm. Onlara döner dönmez bana bakan Aleyna ile göz göze gelmiştim. İki saniye kadar sonra bakışlarını kaçırıp İlay'a döndü ve elini onun omzuna koydu. İlay ise ona tiksinir gibi bakıp elini ittirdi. Son bir şeyler söyleyip yeniden yanımıza geldiğinde Aleyna onun arkasından bakıyordu. Daha sonra Aleyna da sarışın bir kızla beraber uzaklaştı.

"Sorun ne?"

"Sorun falan yok. Benim gitmem lazım." İlay çantasını aldıktan sonra uzanıp Serhat'ın yanağına bir öpücük kondurdu ve geriye çekilip koşar adımlarla uzaklaştı.

"N'oldu lan az önce?"

"Kızlar arkadaşım, kızlar... Onlar anlaşılmaz yaratıklar..." Osman hülyalı hülyalı konuştuğunda ikimiz de ona yüzümüzü buruşturduk. Onlar konuşmaya devam ederken telefonumu açtım.

Aral: Deneme 1-2-1-2

Aral: Engel kalkmış?

Aral: Bak,

Aral: Bu kız olaylarından anlamam.

Aral: Ama sonuç olarak hepimiz insanız, değil mi?

Aral: İyi misin yazdığımda 'değilim' diye cevap vermiştin.

Aral: Neden iyi değildin?

Aral: Ve şey,

Aral: Sanırım seni bir tık  özlemiş olabilirim.

Aral: Tamam, belki bir tıktan daha fazla. (Silindi)



---

Bölüm sonu.

Öncelikle merhaba, uzun zaman olduğunun farkındayım. Şöyle ki son bölümlerin okunmaları oldukça az, bu yüzden bölüm aralarına zaman giriyor. Her şey bir yana son zamanlarda ülkece yaşadığımız felaket zamanlarında da öylece bölüm atmayı doğru bulmadım tabii ki.

Bunu okuyacak olurlar mı bilmem ama deprem bölgesinde yaşayan ya da bu olay sonucu dolaylı dolaysız acı çeken herkese geçmiş olsun. Bu yaşananların onlar için kuru bir geçmiş olsun ile geçmeyeceğini biliyorum. Sadece tek diyebileceğim, bunlar da geçecek. Birlikte veya yalnız, atlatacağız.

Yan yana değiliz ama birbirini tanımayan on binlerce insan olarak birlikteyiz. ❤

Huh, son olarak bundan sonra okunsun okunmasın bölümlerin geliş sıklığına dikkat etmeye çalışacağım. Sonuç olarak bu bir texting ve bölüm aralarının bu denli uzun olması bana da doğru gelmiyor...

Son kez hepimize geçmiş olsun❤

Engelmatik | TEXTİNG [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin