12.bölüm

1.2K 126 22
                                    

Başım zonkluyordu.

Gözlerimi araladığımda önümde iri 2 göz beynimin içine girmişçesine yakındı.

İrkildim. Ve yattığım yerden doğruldum.

Kolumu tuttu ve "Hey,hey sakin ol.Ben sadece şifacıyım." dedi rahatlatacı bir sesle.

Biraz daha uzaklaşınca onu tam manasıyla gördüm. İki küçük topuz yapmış yeşil saçlı, yuvarlak yüze ve kocaman ela gözlere sahip çilli bir kız. Üzerinde beyaz önlükleriyle gerçek bir şifacıya benziyordu.

Aniden yine yaklaştı ve beni incelemeye başladı.

Kızın hareketleri çok garipti biraz sıyırmış gibi. Gerçi ben de normal sayılmam.

"Böylesine bir güzelliği daha önceden gördüğümü hatırlamıyorum. Nerden geldiniz?"
diye sordu burnumun dibinde.

Kafamı geriye çektim ve telaşlanmaya başladım.

Şuan gerçek bedenimdeyim ve buraya ait değilim. Hem de karşı krallığın ordusunda!!

Korktuğumu anlayıp "Ama sen böyle yapınca kendimi kötü adam gibi hissediyorum. Aslında tatlı olduğumu söylerler. Neden böyle oldu ki şimdi.." kendi kendine konuşmaya devam ederken etrafa baktım.

Bir çadırdayım, yaralıların getirildiği bir çadır olabilir. Etrafta ilaç şişeleri ve sargı bezleri var.

"Hey Anya, bir yaralı var. Bu salak fazladan yemek çalmaya çalışırken yakalanmış." kirli ses çadırın dışından geliyordu.
Anya demek ki o kızın adı.

"Ne?!, sana kaç defa diyeceğim hastalarıma hakaret etme. Bir saniye bekle burada başka bir hastam var." dedi.

"Aah ben gitmeliyim, teşekkür ederim." dedim ve ortamdan sıyrılmaya çalıştım.

Sonra iki elimden tuttu ve "Bir ihtiyacın olursa gel ve dikkatli ol bu güzelliğin ordudaki askerler için fazla." dedi ve kıkırdadı.

Utandım ve pelerinle yüzümü kapatıp dışarıya çıktım.

"Yürüsene aptal, tedavi olmak istemiyor musun?" dedi yüzümü saklamakla meşgul olduğumdan göremediğim adam.

"Bırak onu gidebilirsin!!" Anya bir cadoloz gibi bağırıyordu.

Çadırdan uzaklaştığımda etrafta gezen bir sürü insan olduğundan bir sakat gibi ilerliyordum.

Birileri çarpıyor birileri bana küfrediyordu.

Nereye gittiğimi bilmiyordum sadece burdan ayrılmak istiyorum.

Sonra kafamı bir büyük bir çadıra çarptım.

İçeriden sesler geliyordu. Tam gitmeye yeltenicekken konuşmaları ilgimi cezbetti.

"Adamlar epey hazırlıklı. Bölük bölük geliyorlar. Dük'ün ordusu ve Soyluların ordusu en önde. Eğer bir taktik uygulamazsak biteriz." dedi ürkek bir ses.

"SEN KİM OLUYORSUN LAN?! NERDEN BİTİYORMUŞUZ-"

"Hey hey sakin ol, adam sadece gördüklerini anlatıyor." Bu ses oldukça tanıdıktı.

Evet bu ormandan beni buraya getiren peri!!

"Ormanda kovaladığın şerefsize noldu prenses? Kafasını getirdin mi?" dedi o kaba kişi.

Prenses??

Şuan ne yapıyorum? Bunlar bizim ordunun hakkında konuşuyor değil mi? Önemli birileri olmalı ve eğer böyle yakalansaydı-

Seni Seviyorsam Bundan SananeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin