26.bölüm

791 75 15
                                    


[Melanie]

"Ben aslında bir kızım"

Dük kafasını geriye atarak kötü kahramanlara özel şeytani bir kahkaha attı.

"Demek öyle ha! Beni kandırmaya cüret ettin!"

Belindeki kılıcını kınından hızla ayırdı ve boynuma savurdu.

Laoron "Hayııır!"


"Ben aslında bir kızım"

Dük şirin bir edayla saçını düzeltti ve değişen ince kız sesiyle "Oh yalnız değilmişim!"

Laoron "Hayııır!"


"Ben aslında bir kızım"

Dük cebinden bir şişe çıkardı ve içindeki kutsal suyu üzerime döktü.

Sonra bir kibrit çaktı. Bi saniye kutsal su değil miydi-

Laoron "Hayııır!"

...

Heilon ellerini görüşümü test etmek için yüzümün önünde salladı.

"Hey, daldın gittin. Ne kastettin anlamadım?" dedi sakin bir tonda.

İrkildim, gözlerimi kenetlendiği yerden ayırdım.

Büyük itirafımdan sonra birkaç saniye geçmişti. Kafamda kurduğum senaryoların hiçbirisinin gerçekleşmemesi için dua ettim.

Laoron'un gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Hayrete uğradığını anlayabiliyordum.

Ben bile ağzımdan çıkana inanamıyordum ki.

Heilon'un ise taştan bir heykel olabileceğinden şüpheleniyordum, yüzünde herhangi bir kırılma yoktu. Ama tüm dikkatiyle bana kulak kesilmişti.

Laoron başını hafifçe iki yana salladı. Yaptığım şeyi desteklemediğini gösteriyordu.

Çadırın dışından fazla ses gelmiyordu, içerisi ise çıt çıkarsan duyulacak kıvamdaydı.

Fırtına öncesi sessizlik.

Kalbim bu fırsatı değerlendirip tek kişilik bir bando grubu kurmuştu.

"Açıklama bekliyorum." dedi Heilon garip sessizliği bozarak.

Sertçe yutkundum.

Söyleyeceklerimi önce kafamdan geçirsem iyi olur.

Soylu bir kız olarak şekil değiştirdim ve savaşa katıldım.

Neden? diye soracaktır.

..Hmm Kont için endişelendim? Kendisi babam olur.

Kılıcım sorun çıkarmasaydı belki de güvenli bir şekilde eve dönebilirdim.

Fakat yıllar önce gizemli bir nesne içine hapsedilen kötülcül bir büyücü tarafından lanetlenmiş olabilirim.

Denildiği kadar tehlikeli ise bunu kendime saklamamalıyım diye düşündüm.

Laoron'u da peşimden sürüklemiş oldum.

...

Cevap vermek için ağzımı açtım ki

"Merlin hala biraz yorgunsun galiba, değil mi?" dedi Laoron, kaşlarını çaktırmadan kaldırıyordu.

Dişlerinin arasından tıslayarak "Bu son şansın!" dedi

"Hayır, bunu açıklamalıyız Lao-"

"Efendim! Düşman askerler etrafımızı sardı!" izin istemeden çadırın kapısından içeri kan ter içinde bir şövalye girdi ve ardından onlarcası.

Seni Seviyorsam Bundan SananeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin