18.bölüm

1K 120 11
                                    

[Dük Heilon]

Yaramı tedavi eden ve tam olarak karşımda olan bu gizemli kızı inceliyordum.

Siyah düz saçları kuş yuvası gibi karışmıştı. Bu haliyle çirkef bir cadı gibi görünüyordu. Sonra beyaz teni en ufak bir kızarıklığı hemen belli ediyordu. Yumuşak yüz hatları ve dudakları-

Zümrüt yeşili gözlerini incelerken gözündeki belirli o bakışı anlamlandırmaya çalışıyordum. Bu kızda bir şeyler vardı. Gizlediği ya da yara aldığı bir şey.

Benim Dük olduğumu biliyor muydu?

Başını kaldırdı ve sevinçle gözlerine kısarak baktı.

"Tamamdır bitti! Yaranızı sardım. Bu sizi bir süre idare edecektir. Ateşiniz düşmeye başlar." dedi.

Gece olduğundan orman tehlikeliydi burda sabah olmasını bekleyecektik.

"Teşekkür ederim." dedim kısık bir sesle.

İtiraf etmeliyim ki onu yanlış yargılamıştım o ise buna rağmen beni tedavi etti. İnsanlara asla kolay güvenmem o yüzden hala şüphelerim var şimdilik ona güvenmek zorundayım.

Kollarını önünde bağladı ve tek kaşını kaldırarak alaycı bir bakış attı.

"Ne için?" dedi.

Gözlerimi devirdim.

Tamam tüm laflarımı geri alıyorum. Bu kız resmen asla geri adım atmıyordu.

"Her yönde yetenekliyim. Birçok şey için olabilirdi o yüzden sorayım dedim. Hey bana öyle ters ters bakmasana!" dedi somurtarak.

Tebessüm ettim.
Tebessüm ettim!
İnanılmaz.

"Kimsin sen?" dedim kendimi tutamayarak.

Yüzü ciddileşti ve gözlerini kaçırdı.

"B-ben savaşa katıldım. Hizmetli olarak." dedim.

Hizmetli mi? Hangi birlikle beraber? Böyle bir yüzün bir aristokrata ait olacağını düşünüyordum. Gerçi asil bir leydinin böyle bir savaşta ne işi olsun.

"Benim kim olduğumu biliyor musun?" diye sordum.

Kafasını sinirli bir şekilde salladı parmağıyla suçlarcasına beni işaret etti.

"Hey buraya senin yüzünden düştüm! Bir soylu olsan da umurumda değil!" dedi.

Yanılıyor olabilir miyim? Bu kızın sıradan bir hizmetli olduğunu sanmıyorum.

Sakin bir tonda "Bana olanları anlat. Son olan hiçbir şeyi hatırlamıyorum." dedim.

Şaşkınlıktan ağzı beş karış açık kaldı.

Sonra anlatmaya koyuldu.

"Savaştan uzaklaşmıştım. Sonra bir adamla tartışarak bana doğru yaklaştın. Seni vurdular ve üzerime düştün, sonra birlikte uçurumdan yuvarlandık vee BUMM okyanusun dibindeyim. Orada bilincimi kaybettim. Yani sen kurtarmadıysan buraya nasıl gelebiliriz ki?"
hararetle ve tekrar yaşıyormuş gibi anlattı.

"Kısa süreli hafıza kaybı yaşıyor olabilirim. Vurdular dedin beni kim vurdu?" diye sordum.

Şerefsiz Lord ile tartıştığımı anımsıyordum ama vurulduğum an çok bulanık.

"Bilmiyorum. Yüzünü göremeyecek kadar uzaktaydı ve nal sesleri geldi sanrım bir atın üzerindeydi"dedi.

Derin düşüncelere daldım.

...

[Melanie]

Nefes alamıyorum. Buz gibi suyun içinde korkuyla çırpınıyorum. Ciğerlerim suyla dolmaya başladı. Gözlerim kapanırken bir karaltı gördüm. Bana doğru yüzüyordu. Yaklaştı ve yüzü netlendi. Bu Dük!

Seni Seviyorsam Bundan SananeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin