29.bölüm

325 46 19
                                    

[Melanie]

Dük bize kılıçla alakalı bildiğimiz her şeyi en baştan 10. kere bir daha anlatmamızı istedi.

Laoron sıkılmış bir nefes verdi "Size neden çabuk öğrenen lider dediklerini anlayamadım. Konuşamayan bir bebek bile şu ana kadar her şeyi anlamış olurdu."

Laoron'ın Dük'e böyle bir şeyi söyleme cesaretine epey şaşırdım ama benimde tam olarak kafamdan geçenleri söylemişti.

Dük tek kaşını kaldırdı ve çapraz bacaklarını çözdü. Ayağa kalkıp bize doğru sakin adımlarla geldi. Sonra tam Laoron'un önünde durdu ve işaret parmağını omzuna değdirdi.

"Sizin batırdığınız işi toparlamaya çalışıyorum senden 100 kez anlatmanı istersem anlatacaksın."

Laoron yumruklarını sıkmıştı ona doğru bir adım atmaya çalışırken zorla kolundan tutup durdurdum.

Aman tanrım yaşananlar yetmezmiş gibi bir de vatana hainlikten tutuklanmak istemiyordum.

"Ne kadar tekrarlamamızı isterseniz ben tekrarlayacağım ama Laoron'un da demek istediği gibi bir an önce bir çözüm bulmamız daha yararımıza olur." dedim

Dük Laoron'dan gözünü ayırıp bana baktı ve başını hafif yana eğdi.. "Ah tavsiyen için minnetarım Bay çözüm bulucu böyle bir şey yapmam gerektiğinden haberim yoktu."

Buna nasıl cevap verebilirim ki? Tam bir pislik gibi konuşuyor. Sonunda hapise gireceğimizi bilsem de Laoron'un ona yumruğunu geçirmesi için her şeyimi verebilirdim.

"Her neyse. Kral Marx'a bir mektup göndereceğim. Bu olay artık çığrından çıktı." dedi Dük.

Eyvah kral tüm olanları duyunca ciddi anlamda bitecektik.

Farkında olmadan tırnağımı kemirmeye başlamıştım.

"Size bir teklifim var." dedi Laoron.

Dük "Evet?"

"Bu olayı fazla yaymamızın iyi olacağını düşünmüyorum. Yüzyıllardır anlatılan hikayenin sadece bir efsaneden ibaret olmadığını anlayan halkın buna tepkisi sizce nasıl olur? Bu bir ormana kibrit çakıp atmak gibi olur. Kılıcın iyi saklanmamasından dolayı suçu Krallığa bile atabilirler. Demek istediğim bu bir isyana sebep olabilir."

Dük onu hiç durdurmadan dinledi. Söylediklerini kafasında değerlendiriyordu.

"Teklifin ne öyleyse?" sesinin renginden ne düşündüğü anlaşılmıyordu.

"Sen ve ben gizlice kılıcı geri alalım ve krala teslim edelim." dedi gözünü bile kırpmadan Laoron.

Nabzım hızlanmıştı. Kılıcı ben bulmuştum onu buraya kadar da getiren bendim neden suçu benim yerime üstlenip böyle tehlikeli bir şeye kalkışıyordu? Buna izin veremezdim.

Dük tam ağzını açmışken söze daldım "ve ben de geleceğim."

Laoron hızla başını bana çevirdi tam gözlerime bakarak "Hayır öyle bir şey olmayacak." dedi.

"Geleceğim."

"Hayır gelmeyeceksin."

"Geleceğim dedim!"

"Ben de sana tam tersini dedim."

Dük seslice öksürdü "Pardon ne zamandan beri kararları siz ikiniz veriyorsunuz? Ayrıca kabul ettiğimi de söylemedim."

"Yani kabul etmiyorsun?" diye sordu Laoron.

"Bak dediklerinde haklılık payı var ama bu öyle kolay bir şey değil. Düşünmem gerekli."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Seni Seviyorsam Bundan SananeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin