4.bölüm

1.8K 151 18
                                    


Biribirinden güzel kokan çeşit çeşit çiçeklerle dolu bahçemizde dolaşıyordum.

Hava bu sefer ılık gibiydi hafif bir esinti vardı ve bana çarptıkça serinliyordum.

Bugün saçıma sıkı olmayan örgülü bir topuz modeli yapmışlardı.

Anna çok becerikli bir kızdı.

Ben modern bir dünyada yaşadığım için birilerinin bana hizmet etmesi fikri saçma geliyordu.

Onu arkadaşım olarak göreceğim.

Üzerimde beyaz ince kumaştan yapılmış, bacaklarımın az üstünde, kollarından bağlamalı,bir elbise vardı.

Düşüncelere dalmış bir şekilde geziniyordum.

Başıma gelen bu durum benim için büyük bir lütuf muydu yoksa ne yaparsam yapayım sonunda Melanie'nin kaderindeki gibi ölüm beni mi bekliyordu.

Hüzünlü bir şekilde gökyüzüne bakıyordum.

Ölecek olucaksam bile ben bu hayatımı yaşamak istiyorum. İstediğim gibi birilerinin koydukları sınırlara göre değil. Burada olmak canlı hissettiriyor, Kont bana karşı sert tutumunu az da olsa değiştirdi. Onun aslında yumuşak karakterli bir insan olduğunu düşünüyorum. Bana çok iyi bakan görevlilerle dolu bir sarayda yaşıyorum. Bir şeyler almak için eskisi gibi düşünmeme bile gerek yok.

Erkek karakterlerin hepsini tanımak istiyorum. Şimdilik sadece Laoran ile tanıştım, hikayenin 2.erkek karakteri olmayı hak eden bir güzelliği var. Dün eğer oradan hemen ayrılmasaydım kendimi ondan uzak tutamayacak gibi hissettim.

Yanakları pembeleşir*

1.erkek Heilon ise kısa siyah saçlı ve mavi gözlüydü. Gözleri buz gibiydi. Karşısında duran herkesi soğuk bakışlarıyla dondurduğu söyleniyordu.

Kont'u kurtardıktan sonra Heilon'un da beni öldürmek istemediğinden emin olmalıyım.

Heilon Cullen , ailedeki 7 erkek çocuk arasında savaşarak varis oldu. Yani kardeşlerini katletmek zorundaydı. Tabiki hepsini öldürmedi. Bazıları uygun değildi bazıları da Heilon'dan korkup kaçtı. 2 gerçek rakibi vardı. Alexander ve George onlar ikizdi. Babasının gözdeleri bu çocuklardı. Heilondan ise hiç bir umudu yoktu. Annesi bir soylu değildi yanlışlıkla doğan bir çocuğun varisi olmasını istemiyordu. Doğduğundan itibaren küçük görüldü. Saray hizmetçileri dahil aile üyeleri ona kötü davrandı. Kardeşleriyle eşit şartlar altında büyütülmedi. Annesi de dük tarafından değer görülmemesinin nedenini hep Heilon'da buldu. Birçok kez ona işkence yaptı. Ama Heilon güçlü bir çocuktu. Kardeşlerinden daha çok çalıştı ve intikam ateşiyle büyüdü. 17 yaşı itibariyle Cullen'larda büyük bir kaos yaşandı. Ona baş kaldıran herkesi öldürdü. Acı dolu bir karakter olduğu gerçek. O hayatını bir nebze olsun güzelleştiren masum Lylia'ya aşık olmuştu.Varis olmak için çabalarındaki gibi Lylia'yı da kazanan kişi oydu.

Heilondan biraz korkuyorum. Sonuçta elinde can vereceğim ama onunla konuşup sarılmak bir okuyucuyken yapmayı en çok istediğim şeydi. Şimdi buradayım ama büyük ihtimalle böyle bir şey yapamam. O kadar erken ölmek istemiyorum.

Farkında olmadan bir tepeye gelmiştim. Bahçemiz bu kadar büyük müydü? Kocaman bir ağaç vardı gölgesine oturdum. Biraz kestirmeye başladım.

" Uyurken ne kadar güzel gözüküyorsun." dedi zarif bir ses.

Gözlerimi açtığımda karşımda iri iki çift göz bana bakıyordu. İrkildim ve geri çekildim.

"Ah korkuttum mu? Çok huzurlu gözüküyordun yakından bakmadan edemedim Melanie~" dedi ve içten gülümsedi.

Baştan aşağı onu süzdüm. Uzun ipek gibi sarı saç, beyaz bir ten, turuncu gözler ve masum ifade.

Seni Seviyorsam Bundan SananeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin