27.bölüm (sezon finali)

788 59 13
                                    

[Melanie]

Miğferli askerler atlarını dehleyerek hızla üzerimize geliyordu.

Şaşkınlıktan bacaklarımı oynatamıyordum.

Laoron beni fark etti ve ezilmeme ramak kala kenara çekti.

Ordu yanımızdan geçiyordu, toplanma alanına yönelmişlerdi.

Atlı süvarilerin arkasından da naralar atarak kılıçlı piyadeler geliyordu.

Nutkum tutulmuştu. Askerler dur durak bilmiyordu.

Laoron'u kontrol etmek için başımı ondan yana çevirdim.

Kılıcını kınından sıyırmıştı ve savaşma pozisyonunda bekliyordu.

Gözleri tehditlerin üzerinde gelip gidiyordu.

Bana bakmıyordu "Melanie arkama geç hemen!"

Kılıcımı aldıkları için şu an çok savunmasız hissediyordum.

Dediğini yaparak arkasına geçtim.

Ortada öylece durduğumuzu gören askerler işimizi bitirmek için bize yöneldi.

Sayıları çok fazlaydı, Laoron hepsiyle tek başına mücadele edemezdi.

Bir an önce birliğimizin buraya ulaşmasını diledim.

İlk karşılaşmada Laoron kendisine hırçın bir şekilde kılıcını savuran adamı çevik bir hamleyle alt etti.

Önüne gelen saçlarını başını çevirerek geriye itti.

Kılıcın kabzasını iki eliyle sıkıca kavradı ve ondan sonra gelen 3 askeri de çabucak alt etti.

Hareketleri oldukça zarifti, gereksiz hiçbir hamlesi yoktu.

Kılıç ustası olduğunu bir bakışta anlayabilirdiniz.

Ama bir kılıç ustası bile koca bir orduyu tek başına halledemezdi.

Laoron'un askerleri teker teker indirdiğini gören düşman askerleri toplanma alanına gitmek yerine daha kalabalık bir şekilde üstümüze geliyordu.

Hiçbir şey yapmadan Laoron'a destek olamıyordum.

Yere serilen askerlerden birinin kılıcını almam gerekiyordu.

Ama Laoron hummalı bir çatışma içindeydi ve araya girersem beni fark edemeyebilirdi.

Sonunda bir tanesinin cansız bedeni yanıma uçtu.

Uzun, ağır bir kılıcı vardı. Bunu savurmak benim için zor olsa da elimden geleni yapmam gerekiyordu.

Kafamı yerden kaldırdım ama Laoron'u göremedim. Askerler tamamen etrafını sarmıştı.

Adrenalin tüm vücudumu sarmıştı. Beynim sürekli savaş ya da kaç uyarısında bulunuyordu. Oysa benim için zaten tek bir seçenek vardı. Bağırarak kalabalığa atladım.

Bir askere arkasından uçan bir tekme atmıştım. -Bunu yapabildiğimden benim de haberim yoktu.-

Beni görmeyen askerler üzerinde şu an avantajım vardı. Laoron ortalarında olmalıydı ve hepsi ona dikkat kesilmişti.

Var gücümle kılıcı savurdum ve birkaç askeri yaraladım.

Önüm biraz olsun açılmıştı.

Laoron'u görmeyi başarmıştım. Beyaz yüzü kanlar içindeydi, bu kanın onun olup olmadığından emin olamadım.

Sarı gözleri bu sefer başka parlıyordu, bakışları sanki kana susamış bir katilinki gibiydi.

Boğazından derin bir ses çıkarttı, sınırlarında olduğu belliydi.

Seni Seviyorsam Bundan SananeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin