16.bölüm

1K 129 15
                                    

Kılıcı hızla savuran kolumun ağrısını şimdi hissetmeye başladım.

Lordun tepesindeyken gözlerimi ona çevirdim.

Demin ne olduğunu idrak edememesiyle birlikte ciddiyetle suratıma baktı.

Laoron bu tarafa doğru geliyordu ama önündeki Lord'un askerleri onu engelliyordu.

Gittikçe askerler çoğalıyordu daha fazla birlik buraya yönelmişti. Savaşa burda devam ediyorlardı.

Lorddan uzaklaşmış ve Kontla Dükün arasına geçmiştim.

Gelen birlikler çoğunlukla Bastian krallığınınkilerdi. Etrafımız halka şeklinde sarılmıştı ve biz ortada ana yemek gibi duruyorduk.
Bir an Dük'e baktım dişlerini gıcırdatmış ve Lorda keskin bakışlar atıyordu.

Yarası hala kanıyordu ama o canı hiç yanmıyormuş gibi hareket etmeye başladı.

Kont bir yandan üzerine gelen adamları savuştururken,onu durdurmaya çalıştı "Dük hala yaranız açık, lütfen yardım gelmesini bekleyin." dedi.

Ben ise olayların ortasında Konta saldıran askerleri engellemeye çalışıyordum.

Deminki hayvanımsı gücüm kaybolmuştu ve eski halime dönmüştüm.

Önümüzde 4 asker vardı 3 ü birden Konta saldırırken, 1 ini ben tutmaya çalışıyordum.

Kont uzun süren çatışmadan yavaş yavaş yorulmaya başlamıştı, onun yanında savaşan ben de.

Karşımdaki adam ise benden daha yapılıydı ve beni yere yığdı.

Keskin kılıcını bana savurdu, yerde yuvarlanarak kaçmayı başardım. İkinci darbesinde kaçmaya fırsat bulamamıştım ki adamın sırtından bir kılıç girip çıktı. Kan yüzüme fışkırdı ve adamın yere yığılmasıyla Kontu gördüm.

Siyah saçları dağılmış ve ondan aldığım yeşil gözleri parlamıştı.

"Kim olduğunu bilmiyorum. Ama bizim tarafımızdasın sanırım. Daha dikkatli ol." dedi.

Onun kızı olmama rağmen bunun farkında değildi, iyi ki de değildi.

Bit sürüsü gibi çoğalan askerler üzerimize geldikçe biz de geriye doğru adımlar atıyorduk.

Şimdi ağaçlıkların ilerisinde bir tepenin doruğundaydık.

Kontla uzaklaşmıştık ve tek kalmak beni güvende hissettirmedi.

Bedenim acı içinde sızlıyordu tüm uzuvlarımı kullanmıştım.

Her yerden kılıç sesleri, bağrışlar savaş naraları geliyordu.

Şimdi tekrar Kontu bulmaya çalışırken bir uçurumun kenarına yaklaştım.

Çok yüksekti ve kenarlardaki keskin kayalar beni korkuttu. Altta denizin hırçın dalgaları kayaları dövüyordu.

Dalgaların sesinden denizin köpürdüğünü anladım.

Tanıdık bir sesle irkildim.

Arkamı döndüğümde Dük ve Lord çatışma içerisinde sürüklenerek buraya gelmişlerdi.

"HALA NASIL AYAKTASIN BİLMİYORUM DÜK, AMA ARTIK OLMAYACAKSIN." dedi gülerek Lord.

Gülmesine rağmen vücudundaki derin yaraları gördüm. Cidden delirmiş olmalıydı.

"YOLUN SONU LORD, ANCA BERABER KANCA BERABER!" dedi Dük geri geri bana doğru ilerlerken.

Ben burda görünmez miyim? Burası bir uçurum dikkat etmezse düşecek.

Seni Seviyorsam Bundan SananeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin