Üçüncü bölüm: Sevemez.

432 53 109
                                    

Bugün paylaştığım ikinci bölüm. Bölüm kaçırmayın diye hatırlatma yapmak istedim. Evet kendimi durduramıyorum ve yazıyorum 😂

İyi okumalar!

Buyurun bölüme 💙

🎭

"Validemin rızası yok, Ferhat. Gönlüm seninle mesut olmak istiyor lakin kaderimize ayrılık yazıldıysa şayet ayrılacağız."

Elimi tuttu. Eli titriyordu. Kızarmış gözleriyle bana bakıyordu. Tedirgin oldum.

"Leyla'm... Ayy!"

Elimi birden bıraktığında önüme döndüm.

"Kestik!"

Derin nefes alıp verdim. Gürkan hoca bu kez azarlayacak bizi, kesin.

"Ege ne oldu şimdi? Yaşlandım ben! Bi oynayın ya!"

Gözlerim Ege'ye gittiğinde kızardığını gördüm. Elini ensesine atıp hocaya döndü.

"Özür dilerim hocam. İlk defa sevdiğim kızın elini tutuyorum da."

Biraz ilerideki su şişesini alıp kafasına dikti. Biz ne yapacağız böyle?

"Oğlum son sahnede sarılma sahnesi var, ne yapacaksın sen? Rolünü değiştiriyim mi-"

"Hayır! Şimdi daha iyiyim hocam. Halledebilirim."

Su şişesini yere bırakıp yanıma geldi koşar adım. Üzerini düzeltip boğazını temizledi.

"Başlayalım hocam."

Gürkan hoca başını sallayıp yerine oturdu. Saçlarımı düzelttim ve derin nefes alıp verdim.

"Validemin rızası yok, Ferhat. Gönlüm seninle mesut olmak istiyor lakin kaderimize ayrılık yazıldıysa şayet ayrılacağız."

Elimi nazikçe kavradı. Masum bakışları ile yanaklarım kasılırken konuşmaya başladı.

"Leyla'm... Böyle konuşma. Bu aşk için gece gündüz dua ediyorum. Biz birbirimize bağlı oldukça validen de anlayacaktır muhabbetimizin bu denli şiddetli oluşunu. Seni seviyorum..."

Diğer elimi de tuttuğunda başımı salladım usulca.

"Ben de dua ediyorum, Ferhat. Seni seviyorum. Bir gün ayrılmak mecburiyetinde kalırsak bu kalbim hep senin için atacak."

Kızarmış gözleriyle ellerimi okşadı. Alnıma yaklaştığında gözlerimi kapattım.

Bekliyorduk. Şimdi Sevil gelmeliydi ve bizi görmeliydi. Yani validem. Ferhat, Leyla'yı öpmeden gelmesi gerekti. E gelmiyor.

"Sevil nerdesin?" dedi Gürkan hoca bıkkınca. Gözlerimi araladım. Ege hemen yüzünü benden çevirdi.

"Özür dilerim hocam, geldim. Başlıyorum."

Gözlerimi kapattım tekrar. Ege'nin nefesini alnımda hissediyordum. Ellerimi tutan ellerini gevşetip sıkıyordu. Yine heyecanlanmıştı sanırım.

"Leyla! Ne yapıyorsun orda!"

Hızla Ferhat'tan ayrıldım. Korku dolu gözlerle valideme bakarken yanıma gelip kolumu tuttu.

"Görüşmeyeceksin demedim mi sana? Sen bu seyisin oğluyla evlenemezsin!"

"Hayır validem! Bunu kabul edemem! Ben Ferhat'ı seviyorum. Biz ömür boyu mesut olacağız." dedim ağlamaklı çıkan sesimle. Validem beni arkasında sürüklemeye başladı. Ve Ferhat'ın dağları inleten haykırışı.

"Leyla Leyla! Seni bırakmayacağım!"

Ve sahne kapanır. Sevil kolumu bıraktığında rahat nefes verdim. Ve alkış sesleri. Son perde kaldı. Onu da yarın, yani cuma günü oynayacağız.

"Tebrik ederim çocuklar. İyi iş çıkardınız."

Ege'nin yanına geldiğimde su içiyordu. Kapağını kapatıp bana döndüğünde boğazını tutarak konuştu.

"Bir an gerçek sandım. Fazla zorlamışım boğazımı." dedi. Bu haline dayanamayıp güldüm. Sırıtarak bana bakıyordu. Off!

"Hadi çıkalım şurdan."

Sevil yanıma geldiğinde başımı salladım. Büyük salondan çıktık. Okula ilerlerken voleybol oynayan kızlar dikkatimi çekti.

"Sen sınıfa geç, ben sonra geleceğim."

Beni onaylayıp yanımdan ayrıldığında voleybol sahasına ilerledim. Sema beni fark ettiğinde topu bana atmıştı. Hava da yakaladım. Voleybol sözleri vardı bana.

Topu hızla karşı tarafa attım. Karşılık verdiler. Çok iyi oynuyorlardı. Gülüşlerimiz birbirine karışırken üzerime hızla gelen topla manşet attım. Top fileyi aşıp kızların üzerinden geçti. Topun nereye gittiğini takip ettiğimde biri havada yakalamıştı. Tutan kişiye baktığımda sıkıntılı nefes verdim. Ege...

"Yaa tatlı çocuk buraya geliyor! Ece ile aynı sınıftaydı değil mi?"

Sema'nın yanındaki kız bana döndüğünde Ege'nin sesini duydum. Yanıma gelmişti.

"Ece o nasıl atıştı kızım. Kesin kolun acımıştır."

Gözlerim koluma gittiğinde kızardığını gördüm. Önemsemeden elindeki topu aldım.

"Sağ ol."

Önüme döndüğümde hâlâ yanımda duruyordu. Başımı çevirdim. Sırıtarak bana bakıyordu. Ne var?

"Gitsene."

"Ben de oynayım mı sizinle?"

Dudaklarımı aralayacağım vakit Sema'nın arkadaşı atıldı.

"Oynayabilirsin tabii. Bu arada adım Derya." deyip elini uzattı. Ege'ye döndüğümde kollarını bağlayıp gülerek konuştu.

"Hanım bunlar kim?"

Sözleri üzerine kaşlarımı çattım. Kızlar tuhaf tuhaf birbirlerine bakıyordu.

"Ege ağzına iki tane çakmadan git."

Ve zil sesi...

Sinirle topu yer bırakıp yanından geçtim. Arkamdan geliyordu.

"Valla ağzımdan çıktı. Özür dilerim Ece. Dinle beni."

Okula girdiğimde kolundan tutup boş sınıfa çektim onu. Kapıyı kapattım. Şaşkınca bana bakıyordu. Boyu benden biraz uzundu. Omzuna vurup bağırdım.

"Uzak dur dedikçe üzerime üzerime geldin! Anlaman mı kıt! Yeter be! Yaklaşma bana. Bu tiyatroyu da ciddiye alma. Orda oyun oynuyoruz. Sevmiyorum seni ya. Anla artık. Sevmiyorum!"

Hızla yüzünü silip bağırdı.

"Neden lan neden? Sanki sana bir şey yaptım ben. Seni sevmekten başka ne yaptım ben!"

Sinirle omzuna vurdum, vurdum, vurdum.

Tepkisiz bakıyordu bana. Karşılık bile vermiyordu. Gözlerimi gözlerine diktim.

"Beni kimse sevemez tamam mı?"

Bana yaklaştı. Yutkundum.

"Ben seviyorum, bunu değiştiremezsin." dedi bastıra bastıra. Yanımdan ayrılıp sınıftan çıktı. Ağlamaya başladım.

Beni kimse sevmedi ve sevemez de...

🎭

Bölüm nasıldı?

Ayy hikaye hakkındaki düşünceleriniz neler? Bir yorum da olsa yazarsanız mutlu edersiniz beni. Mutlu olmak çok kolay oysaki 😁

Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz :)

Leyla Leyla!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin