On üçüncü bölüm: Ev arkadaşı.

288 42 35
                                    


Bütün kızlar toplandık!

İyi okumalar!

Buyurun bölüme 💖

🎭

Ece

"Hoş geldiniz!"

Sarı saçlı, güzel bir abla gülümseyerek bize bakıyordu. Enerjisi çok yüksekti ve ben bu kadar genç birini beklemiyordum.

"Hoş bulduk, kardeşim. Sana arkadaş getirdim. Ege'nin sınıf arkadaşı, Ece. Benim okulda işlerim var, içeriye geçmeyim."

Müdür bavulları içeriye taşıdığında kendimi kötü hissettim. Yük olmuştum onlara. Mahcup hissediyordum kendimi.

"Yaa biliyorum ben Ece'yi. Gel canım, kahvaltı yapalım seninle. Ayy önce bi sarılıyım."

Beni kendine çekip kollarını bana sardığında kalakaldım. Beni nerden biliyor ki-

Ege...

Benden ayrıldığında gülümsemekle yetindim. İlk defa bu kadar sıcakkanlı bir insanla yan yanayım.

"Bi ihtiyacınız olursa ararsınız-"

"Ayy tamam abi. Git artık. Hadi kolay gelsin sana."

Gözlerim müdüre gittiğinde gülüyordu. Şaşkınca onlar arasında gidip geliyordum. Ne bileyim tuhaf geliyordu gözüme. İlk defa müdürü böyle görüyordum. Ege'nin amcası olduğunu öğrendikten sonra ister istemez yakın geliyordu ama bu fazlaydı benim için.

Bir dakika.

Ben Ege'nin halasıyla mı kalacağım?

"Tamam ben gidiyorum hanımlar."

Ve gitti. Başımı ablaya çevirdiğimde güler yüzüyle konuşmaya başladı.

"Benim adım Ada. Ege senden çok bahsetti, ordan biliyorum seni. Lütfen rahat ol, burası senin de evin artık. Ve senin sesini bol bol duymak istiyorum. Vallahi ses olsun diye televizyon hep açık duruyor evde. Annemle babam öğretmenlik yaptığım okuldan oldukça uzak bir yerde yaşadıkları için ayrı bi eve çıktım. İngilizce öğretmeniyim. Yalnız kalmayı sevmemekle birlikte yalnız yaşıyorum. Ama şimdi sen varsın!"

Ellerini birbirine vurduğunda kendime engel olamayıp kıkırdadım. Güldü. Çok tatlı.

"Teşekkür ederim, Ada abla." dedim gülümseyerek. O sırada tepkisini ölçüyordum. Ada abla, demek geçmişti içimden.

"Ayy ne demek tatlım. Ben çaylarımızı dolduruyorum. Banyoyu kullanmak istersen ilerde sağda. Yeni havlu çıkardım."

Ne tepki vereceğimi bilemedim. Gözlerimin yanışını hissederken güçlükle başımı sallayıp gülümsedim.

...

"Şimdi Ece'cim bulaşık yıkamanın da ayrı bi sanatı var. Mesela ben. Şarkısız asla bulaşık yıkamam." deyip güldü. Gülmeye başladım. Nefis bir kahvaltının ardından bulaşık yıkamaya gelmişti sıra. Karnım doymuştu, çok şükür. Kahvaltı yapmadan okula getirmişti dayım beni. Hem üşümüyorum da burda.

"İstek şarkı alınır. Hangi şarkıyı seversin?"

Düşünmeye başladım.

"Hareketli bir şarkı olsun, Ada abla. Bilemedim ki şimdi." deyip ona döndüm. Düşünceli bir hâli vardı. Sonra elindeki köpüğü burnuma sürüp atıldı. Güldüm.

"Bütün kızlar toplandık!"

Ve şarkıyı açıp Ada ablaya katıldım. Şarkıyı söyleyerek bulaşıkları yıkamaya başladık. Aralarda yanlış söylesek de gülüp geçiyorduk. Ben Ada ablayı çok sevdim.

Bulaşıkları hallettikten sonra salona geçtik. Tatlı bir yorgunluk vardı üzerimde. Önceden olsa belimi tutarak odama giderdim.

"Ada abla, teşekkür ederim beni evine kabul ettiğin için." dedim gözlerimin dolmasına engel olamazken. "Siz çok iyisiniz."

"Asıl ben teşekkür ederim canım. Evime neşe geldi."

Beni kolları arasına aldığında sımsıkı sarıldım ona. Ağlamak istemiyorum.

Saçlarımı okşadı.

"İçinden geldiği gibi davran. Duygularını bastırma olur mu?"

Yanaklarımdan süzülen yaşlarla gözlerimi kapattım. Canım acıyor.

"Biraz dinlenelim, odana eşyalarını yerleştirirsin."

Yavaşça ondan ayrıldım. Yaşaran gözleriyle gülümsüyordu. Yüzümü kavrayıp gözyaşlarımı sildi. Gülerek devam etti konuşmasına.

"Siz Ege ile tiyatro oynuyormuşsunuz. Leyla ile Ferhat."

Yanan yanaklarımla gülümsedim. Koltuğa oturduk. Beklentiyle bana bakıyordu. Acaba Ege ile olan samimiyetimi biliyor mu?

"Evet... Okulun düzenlediği tiyatroda oynuyoruz. Ben paşa karısı rolünde oynayacaktım ama olmadı. Leyla, oldum." dedim Ada ablanın tepkilerini ölçerken. Gülümsedi.

"Ama yetenekliymişsin. Ege öyle söyledi. Ön planda olman güzel bir şey-"

"Ege başka ne dedi?" diye atıldım birden. Sıcaklıyorum. Kıkırdadı.

"Seni sevdiğini biliyorum mesela. Abime sürekli şikayete gittiğini. Ailecek gülüyoruz, Ege'nin hâline. Öyle çocuk gibi heyecanlı anlatıyor ki seni. Mutlu oluyoruz."

"Yaa öyle mi?"

Utanıyorum.

"Evet. Ege'nin annesi, yengeciğim senin adını ağzından atmıyor mesela."

Ben bu kadar sevildiğimi bilmiyordum. Ege söylemişti ama...

"Ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Ege bana çok değer veriyor. Onun sevgisine inanıyorum." dedim yanan yanaklarımla. Gözlerimi kaçırmamak için direniyordum.

"Sen öyle diyorsan..." dedi gülümseyerek. Gülümsüyorum.

"Odanı görmek ister misin?"

İster istemez heyecanlanmıştım. Başımı salladım. Ayağa kalkıp ilerledi.

"Şu taraftan gidelim, ev arkadaşım." dedi eliyle işaret ederek. Kıkırdadım. Ayağa kalkıp onu takip ettim.

Bir odanın önünde durduk. Kapıyı aralayıp bana döndü. Başıyla işaret verdiğinde birlikte odaya girdik. Krem rengi duvarlar karşıladı beni. Köşede duran çiçek desenli yatak ve tam karşısında lila renginde bir giysi dolabı. Yan tarafta küçük bir kitaplık ve çalışma masası vardı. İçerisi çok güzel kokuyordu. Burası benim mi şimdi?

"Nasıl, beğendin mi?" dedi heyecanla. "Eksik bir şey varsa tamamlarız."

Başımı çevirdim. Beklentiyle bana bakıyordu. Sanki her şey bana göre hazırlanmıştı. Oysaki bu sabah geldim ben.

"Çok beğendim, Ada abla. Her şey düşünülmüş. Ben nasıl desem, ben daha sabah geldim. Nasıl bu kadar her şey hazır oldu, şaşkınım."

Güldü.

"Haklısın canım. Bir gün ev arkadaşım olursa diye onun için hazırlamıştım. Yatak çarşaf ve örtüsünü siz gelmeden hazırladım."

"Ada abla..." dedim mahcup hâlde. Ben nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Gülümseyerek bana bakıyordu. Odaya küçük bir bakış atıp gülümsedim.

"Ben çok şanslıyım. Senin ev arkadaşın olduğum için."

🎭

Bölüm nasıldı?

Düşünceleriniz?

Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz 💖

Leyla Leyla!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin