Kalbim çıt, gözyaşım pıt :')
Önceki bölümü okuduysan doğru yerdesin.
Bölümleri kaçırmayın diye hatırlatma yapıyorum ;)
Ege'den bu bölüm :)
İyi okumalar!
Buyurun bölüme ❤️
🎭
Ege
Camiden çıktığımda ayakkabılarımı giydim alel acele. Amcalar da çıkıyordu yavaş yavaş. Kolumdaki saatte baktığımda zilin çoktan çalmış olduğunu gördüm.
"Allah kabul etsin abi, gül suyu dökeyim mi eline?"
Bir çocuk beklentiyle bana bakıyordu. Avuçlarımı açtım gülerek.
"Amin amin. Dök, aslan parçası."
Gülüşleri eşliğinde gül suyunu üzerime boca etti resmen. Elimle durdurdum.
"Yeter yeter. Daha çok kişi var. Sen herkese böyle dökersen biter hemen. Vaaz da imamı duymadın mı?"
"İsraf etmiyeceğim, tamam abi."
Elimdeki fazla gül suyunu pantolonuma sürüp sırıttım.
"Aynen öyle. Hadi camiden çıkanlar var. Bak onlara sen." dedim saçını karıştırarak. Koşarak yanımdan ayrıldı. Şimdi okula gitmem lazım.
Okulun önüne geldiğimde duyduğum sesle adımlarım yavaşladı.
"Ege..."
Başımı arkaya çevirdim. Amcam geliyordu. Okulun müdürü.
"Buyurun hocam, bir isteğiniz mi var?" dedim sırıtarak. Ensemden yakalayıp beni kendine çekti. Gülüyordu. Merdivenlerden çıkmaya başladık.
"Okulda görmüyorum seni doğru düzgün. Hayırsız uğramıyorsun da bana. Ece senden daha çok uğruyor." deyip güldü. Sırıttım.
Müdüre bak.
"Ne yaparsın iş güç. Ev geçindirmek zor. Bi ara el öpmeye geliriz birlikte."
Saçımı karıştırıp omzumu sıktı. Bütün aileye alıştırdığım için bu kadar rahattım.
"Kızla uğraşma. Yengenden biliyorum, sevmezler."
Kata geldiğimizde amcamdan ayrıldım.
"Merak etme sen. En son senin yöntemi kullanacağım. Evinin önünde paspasta yatarım." dedim gülerek. Güldü.
"Çok konuşma hadi. Git dersine. İyi dersler."
"Sağ ol hocam. Kolay gelsin size de."
Odasına girdiğinde hızlı adımlarla sınıfa ilerledim. Kapıyı tıklatıp içeriye geçtiğimde sınıf kendi hâlinde takılıyordu. Ders coğrafya...
"Hocam geçebilir miyim?"
Hoca mırın kırın etse de onaylamıştı. Şimdi müdür beni oyaladı desem inanmaz. Aman.
Sırama ilerlerken kraliçemi aradı gözlerim. Sırasında test çözüyordu, iki gözümün çiçeği.
Sırama geçtiğimde Berk'in her zamanki gibi kızlarla uğraştığını gördüm. Lan bu oğlan kızlara harcadığı eforu derslere harcasa şimdiye birinciliğe koşardı. Ha beni karıştırmayın. Benim bir kraliçem var. Önüme bakıyorum ben.
"Ooo Ferhat gelmiş." dedi gülerek. "Leyla'na gitsene."
Gözlerimi devirip çantamdan test kitabı çıkardım.
"Giderim, gitmem. Önüne bak." diye çıkıştım. Bir keresinde Ece'ye yan gözle baktı şerefsiz de dövdüm. Kavga çıkmasın. Huzurluyum şu an.
"Sakin ol şampiyon! Konuşmazsan konuşma. Ben de kızlarla konuşurum. Değil mi kızlar?"
"Bi git ya!"
"Mal."
Kızların tepkilerine sırıttım. Homurdanarak etrafına bakındı. Erkek arkadaş tayfasının yanına gittiğinde çantamı yana ittim. Zapt etmek için yanında oturuyordum maalesef.
"Ege, Ece buraya geliyor."
Başımı kaldırdım hızla. Valla buraya geliyor.
"Sağ olun kızlar. Hadi önünüze dönün." dedim elimi sallayarak. Gülerek önlerine döndüler. Yerimde dikleştim. Kalbim yine başlamıştı. Test kitabını sıraya bırakıp yanıma oturdu. Düşünceli bir hâli vardı.
"Ege sana bir soru soracaktım. Müsaitsin değil mi?"
Başını bana çevirdiğinde başımı salladım alel acele.
Seni gören her kapım açık sana lan.
"Hangi soru, göster bakıyım."
Soruyu gösterdi. Biraz düşündükten sonra cevabı bulmuştum. Anlattım.
"Teşekkür ederim. Coğrafya'da iyi yapıyorsun ya ondan geldim, yanlış anlama." dedi gözlerime bakarak. Başımı salladım, olsun.
"Bana öyle bakma, Ege."
Gözlerini benden çekmemişti. Anlamaz hâlde kaşlarım çatılırken dudaklarımı araladım.
"Nasıl?"
Test kitabını eline alıp kollarına sardı.
"Böyle işte. Derslerine bak. Benden fayda yok sana. Gözünün önüne bak. Benden sana zarardan başka bir şey dokunmaz."
Sözleri beni korkutuyordu. Neden böyle konuşuyor? Uzak duramam ben ondan.
"Sana öyle geliyor. Ben halimden memnunum. Seninle mutluyum kızım ben. Bi kere şans versen bana. Bak yine başladım ama lütfen bir kere."
"Beni anlamıyorsun Ege. Hep kendi istediğin olsun istiyorsun. Ben istemiyorum diyorum-"
"Ama nedenini söylemiyorsun. Ben seni sevdiğim için peşindeyim. Bana güvenmiyor musun yoksa?"
"İlla nedeni mi olmak zorunda. İstemiyorsam istemiyorumdur. Senden kötü enerji alıyorum oldu mu?! Evet güvenmiyorum sana."
Sertçe yutkundum. Çatılı kaşlarıyla bana bakıyordu. Kalbim çok acıyordu.
"Tamam." deyip başımı eğdim. Bunun üzerine ne diyebilirim ki.
Gözlerim dolduğunda alel acele gözlerimi kırpıştırdım. Yanımdan gitmiyordu. Bana acıyor muydu yoksa?
"Hem baksana gül kokuyorsun. Gülü hiç sevmem."
Başımı kaldırıp ona döndüm. Gözleri neden bana umut veriyor? Sanki bu sözleri diyen o değilmiş gibi.
"Neden benimle konuşuyorsun Ece? Tamam dedim sana. Rahatsız etmem seni. Kalbim acıyor. Daha fazla acıtma canımı."
"Bak işte vazgeçtin benden. Dedim sana işte. Her şey sözden ibaret değil mi?"
Kısa nefes çektim içime. Nefesim yetmiyordu bana.
"Hayır, vazgeçmedim. Ölene kadar seni seveceğim. Hani Leyla diyordu ya, Rabbimden yüzüm olursa seni isteyeceğim, diye. İsterim seni. Belki ölmeden beni seversin. Ne dersen de seni bırakmayacağım. Burdasın sen." deyip acıyan kalbime parmağımı bastırdım.
"İnanmıyorum sana. Basit bir oyunun dilinden konuşuyorsun." dedi titreyen sesiyle. Yanımdan kalkıp sırasına gitti. Kendimi bıraktım. Sessizce ağlamaya başladım.
🎭
Bölüm nasıldı?
Düşünceleriniz?
Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leyla Leyla!
Spiritual"Seni seviyorum." "Bir daha söyle." "Ece, seni seviyorum lan!" "Elinin körü!" Bir hışım önüme dönüp ayağımı sertçe yere vurdum. "Kestik!" Gürkan hoca sahneye doğru yaklaştı. Bunalmış ve bizden bıkmıştı. Umrumda mıydı? Sanırım olmalıydı. "Gençler ne...