Bir bölüm daha :-)
Okurken bölümleri takip edin lütfen, sık sık attığım için eksik okumuş olmayasınız ;)
İyi okumalar!
Buyurun bölüme 💙
🎭
"Yenge ben geldim!"
Çantamı sırtımdan çıkartıp salona doğru ilerledim. Televizyon izliyordu. Birbirini dinlemeyen kadınlar bağırıp duruyordu. Başım şişti.
"Sen mi geldin?" dedi umursamazca. Kısa nefes çektim içime.
"Evet yenge. Karnım çok aç. Yemek hazır mı?"
"Hayır. Git mutfağa, hazırla. Dayın da gelir bir saate."
Hızla salondan çıkıp odama geçtim. Formamı üzerimden çıkardığımda kolumdaki morluklar canımı sıkarken hemen tişört ve hırka giydim üzerime. Altıma da rahat bir şey çektiğimde az da olsa rahatlamıştım. Formamı güzelce astım. Ne yemek yapacağım ki ben şimdi?
Odadan çıktığımda vakit kaybetmeden mutfağa geçtim. Yengem bağıra bağıra telefonla konuşuyordu.
"Ece geldi okuldan da işte yemek yapacak. Koskoca kız oldu sonuçta. O kadar analık yaptım ona. Biraz da o hizmet etsin bana."
Dolan gözlerimle yumruklarımı sıktım. Sertçe gözlerimi sildim. Sevmiyorum.
Alt kapağı açıp tencere çıkardım. Pilav yapabilirim.
"Birkaç seneye kalmaz başımdan atarım. Sercan da istemiyor zaten. Para yetiştiremiyoruz, diyor. Allah'tan son senesi. Burs falan bulursa gitsin uzaklara."
Duyduklarımla sertçe yutkundum. Ama ben size ne yaptım?
"Çocuğumuz olmayınca evlatlık aldık işte. Daha bir yaşındaydı, Ece. Ana babası öldü kazada ya kaldı bize. İlk başta iyiydi ama yok... Kendi kızım değil sonuçta."
Ellerim titriyordu. Dengemi kaybedecek gibi oluyordum. Her şeyin farkındaydım ama... Ben ne düşünüyorum ki kimse beni sevmiyor işte. Bütün sevgi sözleri sözden ibaret.
Kolumda hissettiğim baskıyla başımı kaldırdım. Çatılı kaşlarıyla bana bakıyordu.
"Kız beni mi dinliyorsun? Hiç bir şey yapmamışsın. Beceriksiz!"
Saçımdan tutup beni kenara ittiğinde duvara çarptım. Ağzımdan çıkan iniltiyle birlikte ayaklarımın bağı çözüldü. Canım acıyordu. Saçlarımı yolmaya bayılıyordu! B-ben...
"Başıma kalacaksın! İstemiyorum kız seni! Ne zaman kurtulacağım senden! Bıktım senden bıktım. Git odana, çıkma!"
Ayağıyla beni dürttüğünde ayağa kalkıp koşarak odama gittim. Hiç... Hiç kimseyi sevmiyorum!
...
"Yollarımız ayrılıyor, Ferhat. Validem beni başkası için izdivaca zorluyor. Hazırlıklar yaptı bile. Kalbim... Kalbim acıyor. Bu acıyla nasıl yaşayacağım, bilemiyorum. Ne zaman mutlu olacağız, Ferhat? Bu alemde mutluluk niçin uzak bize? Ölürsem yine beni sever misin? Zira seni hep kalbimde taşıyacağım. Rabbimden yüzüm olursa seni isteyeceğim!"
Yanaklarımdan süzülen yaşlara engel olamıyordum. Ege karşımda zor duruyordu. Yine ağlamaklı olmuştu. Şu duygusallığı üzerimden atamıyorum. Sanki oyunu yaşıyor gibiyim.
"Leyla... Bırakma kendini, ciğerparem. Zira senin sevginle ayakta duruyorum. Omuzlarımdaki yükü gülüşünle hafifletiyorum. Rabbimizden ümit kesilmez. Pederim hep bunu söyler bana. Dökme incilerini, dayanamıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leyla Leyla!
Spiritual"Seni seviyorum." "Bir daha söyle." "Ece, seni seviyorum lan!" "Elinin körü!" Bir hışım önüme dönüp ayağımı sertçe yere vurdum. "Kestik!" Gürkan hoca sahneye doğru yaklaştı. Bunalmış ve bizden bıkmıştı. Umrumda mıydı? Sanırım olmalıydı. "Gençler ne...