13/ "Sensin"

5.1K 117 23
                                    

"Dağhan?"
Dağhan bir şey demeden içeri girmiş arkasından da kapıyı kapatmıştı. Aramızda yok denebilecek kadar az bir mesafede tam karşımda duruyordu. Gözlerini gözlerime kilitlemişti, konuşmuyordu. Nefesi nefesime karışıyordu ama başka herhangi bir eylemimiz yoktu. Sadece bakıyorduk. Uzun kirpiklerine baktım, üstümüzdeki ışık gölgesini düşürüyor daha da uzun gözükmesini sağlıyordu. Gözleri kahverengiydi ama benim için kahvenin en şehvetli tonu onun gözünün tonuydu. Gözlerim dudaklarına kaydı. Uzansam öpebilirdim. Dağhan içimdeki ateşi o kadar harlıyordu ki, sebebini asla anlayamıyordum.

Gördüğüm andan itibaren beni öpsün istiyordum. Beni öpsün, beni görsün, bana gelsin, beni sevsin ve benimle her şekilde bir olsun.

İçimde de istiyordum, kalbimde de.

Bu duygunun nereden geldiğini bilmiyordum.
Ama teslimiyete hazırdım.
Benden başkasına oluyor mu bu duygu onu bile bilmiyordum.
Sadece gördüğüm andan beri tarif edilemez bir çaba içinde hissediyorum kendimi.

Sırf benim olsun diye.

Dağhan sağ elini yavaşça kaldırdı ve boynuma götürdü. Parmakları sıkmadan boynumu kavradı ve okşarcasına geri çekti. Dört noktaya dokundu.

"Dört."  diye fısıldadı kısık bir sesle.

Az önce boğazımda olan parmakları parmak uçlarıma dolandı. Burnuna doğru götürdü ama koklamadı.

"Çam ağacı." diye fısıldadı bu sefer.

Önünde kitlenmiş bir şekilde duruyordum. Üstüme baktı göz ucuyla. Şort crop gezdiğim için kendimden utandım. Bunun sonu yatakta bitmeyecekse şu an canımı al Rabbim.

Bileğimden tutup odaya götürdü. Odaya girerken gözüyle pufa baktı ve yine fısıldadı.

Ne olduğunu anlamaya çalışırken parmak uçlarıma baktı bu defa.
Kesikler var diye saklamaya çalıştım.
"Sorun değil." diyerek tekrar bakmaya çalıştı.
Parmak uçlarımı gösterince tek tek öptü.

Sevgili Ülkü, bu hareket gerçekten güzel hissettiriyor.

"Parmakların" diye fısıldadı bu sefer.

Yüzüne anlamsız anlamsız bakışlarımı sürdürmeye devam ettirirken o ellerini ellerimden çekti. Bir adım geriye çekilerek belimden göğsüme kadar açık olan tenime baktı. Parmaklarını karnıma götürüp belli yerlere dokundu. Dokunduktan sonra ise çekmeyip, kendine hayali bir yol yaptı parmakları ile.

"Altı" diye fısıldadı.

Ne olduğunu anlamamış yerimde kalmıştım. Parmakları güzeldi. Güzel hissettiriyordu. Hareket etmek istemiyordum ama amacını anlayamıyordum. Hedefi neydi ve ne istiyordu bilmiyordum. Onun için hareketsiz kalmaktan başka seçeceğim yoktu. Parmakları biraz daha gezdikten sonra konuşma cesareti buldum kendimde.

"N-ne yapıyorsun?"

Eli belimin yanına gidip okşamaya başladı.

"Susuzluğumu gideriyorum sanırım."

Gözlerim göğsüne kenetlenmişti.

"Son zamanlarda çok susuyorum."
Kafamı kaldırmadan konuştum.

"Su içsene o zaman."

Diğer eli sırtıma gitti.

"İçiyorum. Çok su içiyorum hatta. Sebebini anlayamadığım bir ateşin içindeyim. Doktora gidiyorum, sebebi yok. Susuyorum, sebebi yok. Okuduğuma odaklanamıyorum aklım sürekli dolu, sebebi yok. Dalıp gidiyorum, sebebi yok. Aklım meşgul ve bu meşguliyet beni öyle bir yakıyor ki, sebebi yok. Tabii doktorlar 'sebebi yok' diyor. Ben tüm bu şeylerin sebebinin farkındayım."

Gözlerimi bu sefer gözlerine kaldırdım. Endişeliydim.
"Sebebi ne Dağhan?"
Sırtımdaki eli hareketlendi. Bir şey yazıyor gibiydi.

İlk harf yılan gibiydi.
Buldum!
S!
2? F mi? E?
3.? N!
4. S
5.J
6. N

SFNSJN?
Random mu yazdı sırtıma?
SENSJN?
Lan!
LANLANLANLAN!
SENSİN!

Sebebi sensin.

Dağhan'ın aklını meşgul etme sebebi bendim. Dağhan benim durumumdaydı. Beni düşünüyordu ve beni düşünmekten aklı karışıyordu. Benim yüzümden yanıyordu ve sebebi bilinmiyordu. Benim yüzümden dalıp gidiyordu. Hepsi benim yüzümdendi ve o bunları bana dürüstçe söylemişti. Diğer numaraya yazdığı mesaj aklıma geldiğinde yüzüm ekşidi.

"Dağhan?"
Bununla birlikte Dağhan kafasını boynuma gömüp derin bir nefes çekti.

"Hiç de vanilya kokmuyorsun, olduğu gibi beyaz çikolatasın." diye fısıldadı.

Ve ben tüm fısıldamalarının sebebini o an anladım.

~~~

Merhabalar üç yapraklı goncalarım, öncelikle okunma için size çok ayrı ayrı teşekkür ederim hepinizi ayrı muaaaah. Diğer konumuz ise şimdi +18 bölüm yazacaktım bu bölümü normalde ama sizce çok mu erken olur yoksa 1-2 bölüm daha uzatayım mı hani tanışmalarının üstünden 3-4 ay geçmiş gibi ileri sarayım mı? Bana erken gibi geldi de ondan sorayım dedim... Yorumlarda belirtiniz lütfen

Umarsız +18  || Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin