6-Sarışınlar. Sarışınlar her yerde

276 18 6
                                    

"Riley, uyan. Geldik."

İnledim ve top gibi kıvrıldım. "Beş dakika daha." diye mırıldandım. Uykumda kaşlarımı çattım.

"Riley, hadi. Diğer kızlar on dakika içinde burada olacaklar ve benim seni Anna'yla tanıştırmam gerek."

Ah doğru. Annemin arkadaşının düğününde nedime olacaktım. Gözlerimi açtım ve iç çektim. "Pekala. Hadi şu işi halledelim."

Arabadan ayrılmadan önce annem bana parlak bir şekilde gülümsedi. Ön koltuğun kapısını açtım ve dışarı çıktım. Gerindim ve yeniden yorgun hissettim. Arabanın etrafından dolanıp annemin yanında dikilirken omuzlarım düştü. "Duruşun üzerinde gerçekten çalışman lazım Riley. Bu şekilde yürüyünce ihtiyar bir adam gibi görünüyorsun."

Annem her zaman tam anlamıyla kız gibi bir kız evlat istemişti. Onun yerine beni aldı.

Annemin yorumunu duymazdan gelip eve baktım ve ıslık çaldım. Epey büyük bir evdi. Bizim evimiz küçük değildi, ancak kesinlikle Anna'nınki kadar büyük değildi.

"Hadi gidelim." dedi annem kolumu tutarak.

Bahçedeki beton yolda ilerleyip evin kapısına ulaştık. Kapının üzerinde üstünde altından desenler bulunan oval şeklinde bir parça cam vardı. Annem zili çalarken derin bir nefes aldım.

"Davranışlarında daha iyi olsan iyi olur Riley. Ve diğer herkesin arasına karış. Yeni arkadaşlar edin ve eğlenmeye bak. Kendini odana kitleyip kitap okumak yerine biraz kız kıza vakte ihtiyacın var. " Beni azarladı.

Cevap verecektim ancak kapı açıldı ve birden kızların kahkahalarını duydum. Lütfen, şu an beni vurun.

"Carol!" kapıyı açan kadın bağırdı. Birbirlerine sarıldılar ve annem bana gülümsedi.

"Anna, bu benim kızım Riley. Riley, bu Anna." Bizi tanıştırdı.

Elimi uzattım. "Tanıştığıma memnun oldum." dedim kibarca.

Nazikçe elimi tuttu ve salladı. "Tatlı ve kibar." Anna'nın gözlerinin içi güldü. Anneme baktı. "Dışarda çok durmayız. Ama kim bilir." Annemin arkasından ellerini salladı. "İşimiz bittikten sonra oğlanlardan birine onu eve bırakmasını söyleyebilirim muhtemelen."

"Bana iyi bir fikir gibi geldi." Annem Anna'ya gülümsedi. Sonra bana baktı. "Sonra görüşürüz Riley. Eğlenmeyi unutma." Bana göz kırptı.

Anna tarafından içeri çekildim ve parfüm kokusu bana bir kamyon gibi çarptı. Burnumu tıkamak istedim ama bu muhtemelen kabaca olurdu.

Anna bana baktı ve gülümsedi. "Bunu yaptığın için sana gerçekten müteşekkirim Riley. Beşinci bir nedimem olmadan ne yapardım bilemiyorum." Kıkırdadı. O konuşurken ben de onun dış görünüşüne baktım. At kuyruğuyla tutturulmuş sarı saçları vardı. Yeşil gözleri şu an giyiyor olduğu açık yeşil üstle uyumluydu. Oldukça genç gösteriyordu. Kaç yaşında olduğunu tahmin edemedim.

"Hiç sorun değil." Yalan.

"Pekala, seni diğer kızlarla tanıştıracağım." dedi. "Ve hiçbir şekilde çekinmene gerek yok." Neden böyle dediğini soracaktım, fakat sonra herkesin bulunduğu odaya girdik.

Sarışın. Diğer tüm nedimelerin hepsi sarışındı. Bu, düğündeki tek koyu renk saçları olanın ben olacağım anlamına geliyordu ve bu da beni onlardan dışarıda tutuyordu. Harika. Gerçekten harika.

"Pekala kızlar, beşinci nedimemiz de geldi! Herkes Riley'e merhaba desin." diye duyurdu Anna.

Kızlardan biri yanıma geldi ve gülümsedi. Benim yaşlarımda gözüküyordu. Belki bir yaş küçük. "Selam Riley." Gülümsedi ve elini uzattı. "Ben Kelly."

Outcasts • Türkçe ÇeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin