8- Aiden nerede?

176 18 2
                                    

Kelly ile birlikte parkta bir müddet takıldık. Hava kararmaya başladığında Kelly gelip bizi alması için Jenna'yı aradı. Kelly'yi doğrudan eve gidebileceğine ve benim de eve kendi başıma yürümemin sorun olmayacağına ikna ettim.

İşte ben de, Sassy önümde, akşamın sekizinde eve doğru kaldırımlarda yürüyordum. Yürürken serin hava tenime karşı iyi hissettirdi. Gözlerimi kapadım ve havayı içime çektim. Böyle akşamları seviyordum. Çok huzur verici ve sakindi.

Ancak bu huzur sinirli bağırışmalar duyduğum an bozuldu. Gözlerim açılıverdi ve etrafa bakındım. Kaldırımda başka kimse yoktu, öyleyse tüm bu bağırışmalar nereden geliyordu? Kaşlarımı çattım ama yürümeye devam ettim. Sonra ise bu bağırışmanın bir evden geldiğini fark ettim.

Daha doğrusu Aiden'ın evinden.

Oradan geçiyor olduğumu fark etmemiştim. Kendi kendime beni ilgilendirmeyeceğini söyledim ve yürümeye devam ettim. Bir kapının açıldığını duydum.

"Şimdi eve geri dönüyorsun Aiden!" diye bağırdı Robert olduğunu varsaydığım biri.

"Seninle bir bok daha konuşmayacağım artık!" diye geri bağırdı Aiden. Kapıyı arkasından çarptı ve caddeye doğru yürümeye başladı.

Tekrar kendime bunun beni ilgilendirmediğini söyledim. Dosdoğru önüme baktım ve evime gitmeye odaklandım.

***

Öğle arası bitmeden kütüphaneden ayrıldım böylece dolabıma uğrayabilecek ve dosyamdaki birkaç kağıdı değiştirebilecektim. Dolabımın yanındayken, Ryan'ın Nicole Sanders'ın koluna girmiş yanımdan geçtiğini fark ettim. Kızlar tuvaletinin önünde durdular ve Nicole, Ryan'ı kapının önünde ayakta bırakarak içeri girdi.

Ryan'ın bana doğru yürüdüğünü fark ettiğimde dolabımın kapağını kapatıyordum.

"Selam Riley." dedi gelişigüzel bir biçimde.

"Selam." dedim şüpheli bir sesle. Tam olarak arkadaşım sayılmazdı bu yüzden hala onun etrafında huzursuz hissediyordum.

Ensesini ovdu. "Aiden'ı duydun mu?"

Neden Aiden hakkında bir şey bilecektim ki? "Hayır, neden?" diye sordum merak içinde. Ondan bahsetmesinin bir nedeni olmalıydı.

"Kelly sana söylemedi mi?" diye sordu. Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Aiden babasıyla büyük bir kavga etti ve kaçtı."

İşte şimdi suçlu hissediyordum. Dün gece Aiden'la konuşmalı ve uzaklaşmaması için onu ikna etmeliydim. "Ne için kavga ediyorlardı?"

Ryan gözlerini devirdi. "Aiden babasının annemle evlenecek olmasından pek hoşlanmıyor. Beraberlerken durmadan onunla kavga ediyor."

"Eee, yani tepesi attı ve öylece çekip gitti mi?"

Ryan kafasını salladı. "Evet. Ve artık düğün işinde yok. Gerçi en başından beri geleceğinden değildi de."

Aiden'ın babasının Anna'yla evlenmesini neden istemediğini merak ettim. Anna iyi biri gibi gözüküyordu.

Ona cevap verecektim fakat Nicole tuvaletten çıktı ve Ryan'ı benimle konuşurken gördü. Bana alayla güldüğünü fark ettim ve bize doğru yürümeye başladı.

"Sen de kimsin?" diye sordu bir elini Ryan'ın omzuna uzatarak.

"Annemin nedimelerinden biri." diye cevap verdi Ryan benim yerime.

Nicole bana dik dik baktı. "Her neyse. Hadi gidelim Ryan."

***

Okuldan sonra bir kulağımda kulaklık eve doğru yürüyordum ve müziğimin gürültüsü biraz daha arttı. Açıkçası umurumda olmadı. Şu an sessiz olan Callaway'lerin evinin yanından geçtim. Kendime engel olamadım ve Aiden'ın nereye gittiğini merak ettim.

Eve vardığımda bir kez daha Kelly ile karşılaştım. Annem onu benden önce içeri almıştı. Kelly ve ben odama gittik ve yatağıma oturduk.

Sağ tarafa oturmuş okulundaki bir çocuktan bahsediyordu. Telefonunu cebinden çıkardı ve ekrana baktığında derin bir nefes verdi. "Bir dakika bekle." dedi bana. "Alo? Aiden?"

Aiden babasının Anna'yla evleniyor olmasından hoşlanmıyor olabilirdi ama kesinlike Kelly'ye karşı ufak bir şefkat besliyordu.

"Hangi cehennemdesin be adam?" diye sordu ona kaşlarını çatarak. "Aiden, herkes seni deli gibi merak ediyor. Artık eve gelebilir misin?" Kaşlarını daha da çattı. Sonra telefonu bana uzattı. "Al, ona biraz durumu anlatmaya çalış."

Telefonu yavaşça aldım ve kulağıma götürdüm. "Aiden?" diye sordum beceriksizce. Telefonla konuşmada pek iyi değildim. Genellikle çok tuhaf davranırdım.

"Kelly nerede?" diye sordu bana.

"Sağ tarafımda oturuyor ama-"

"Dinle. Ona bundan sonra kimseyle konuşmayacağımı söyle. Kendi başıma gayet iyiyim." dedi sinirli sinirli.

İçimi çektim. "Aiden, seni önemseyen insanlar var. Tüm dünya sana karşı değil, biliyorsun değil mi?" Belki eve dönmesi için onu ikna ederdim.

"Kim gibi insanlar? Sen mi?" kuru kuru güldü. "Benim tipim değilsin. Zaten arkadaş bile değiliz. Yani işime burnunu sokma ve-"

Telefonu tekrar Kelly'ye verdim. Ne diyeceğini duyma zahmetine girmedim. Kelly kaşlarını çattı. "Aiden, yalnızca eve geri dön. Annen olsa ne düşünürdü? " Telefonun öbür ucundan bağırış sesi duydum ve kaşlarımı kaldırdım. Aiden hala ona bağırırken Kelly telefonu kapattı.

Kelly bana baktı. "Erkekleri bazen hiç anlamıyorum. Seni dinleyeceğini sanmıştım."

"Beni neden dinlesin ki?" diye sordum ona. "Zaten arkadaş bile değiliz." dedim Aiden'dan alıntı yaparak.

***

Cuma akşamı Aiden'mor bir göz ve ellerindeki eklemler morarmış bir halde koltuğumda oturuyordu. Ona buz dolu bir torba uzattığımda inledi. Koltuğun öbür ucuna oturdum ve ona baktım.

"Bir fotoğrafını çek. Bu iş uzun sürecek." diye tersledi beni.

Gözlerimi devirdim. "Çok orijinal bir fikir."

"O zaman bana bakıp durmaya son ver."

Derin bir nefes aldım. "Eğer bana sataşmaya devam edersen seni buradan kovacağım. Burası benim evim ve senin bu pislik hallerini çekecek değilim. Zaten sana iyi bakmaya çalışıyorum. Hiç değilse bundan memnun kal. Aptal gibi davranıp bir kavgaya karışman benim suçum değildi."

Bütün bunlar yaşanmadan önceye, bu öğleden sonraya dönelim.

Kelly beni bir partiye davet etti. Reddetmeye çalıştım, ama onunla başa çıkmak biraz zordu. Benim için çoktan kıyafetler ve içi kim bilir neyle dolu olan koca bir el çantası getirmişti. Annem geç saatlere kadar çalışacağını söyledi.

Görünüşe göre Kelly anneme geceyi onların evinde onunla birlikte geçireceğimi söylemişti, yani partiye gitmek zorundaydım.

Sinsi kız.

Bir elbise giymeyi de reddettim. Elbiseleri sevmiyordum ve onlar da beni sevmiyordu. Böylelikle isteksizce siyah bir tayt, kot gömlek ve açık renkli bir çift babet giymeye karar verdim. Kelly tek omuzlu mavi, parlak kısa bir elbise giydi. Benim koyu kahve saçlarım Kelly'nin su dalgası dediği haldeyken o kendi saçına sarı saçlarına gevşek dalgalar vermişti. Su kenarına falan gitmek istemediğime dair ona şikayetlendim ve o da bana gözlerini devirdi.

Kelly'nin bir arkadaşı bizimle bizim evde buluştu ve hep beraber partiye gittik. Arabayla ilerlerken kucağımdaki ellerim terliydi. Fena halde gergindim. Yalnızca bu benim gittiğim ilk parti olduğu için değildi bu, aynı zamanda bu geceye dair içimde kötü bir his vardı.

Outcasts • Türkçe ÇeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin