14- İnek kız

213 23 3
                                    

Bir yere gitmeden önce Aiden Sassy'yi eve bıraktırdı. Köpeğim benimle olsun istiyordum ama Aiden izin vermedi.

Şimdi evlerimizin tersi yönde kaldırımda yürüyorduk. Güneş batmak üzereydi ve bu beni biraz geriyordu. Dışarıda çok uzun kalmak istemiyordum, özellikle ertesi gün okul varsa. Ayrıca yarın için şu aptal fotoğraf çekimi de vardı.

"Endişeli görünüyorsun." dedi Aiden eğlenerek.

Ellerimi bir araya getirdim. "Endişeli değilim. Neden olayım? Hava neredeyse kararmışken burada seninle yürüyorum. Senin bazen korkunç olabileceğinden bahsetmiyorum bile. Ve burada seninle yalnızım. O kadar da endişeli değilim. Bir katil gelip bizi öldürebilir ama yine de endişeli değilim. Ya da her an kaçırılabilir-"

Aiden birden eliyle ağzımı kapattı. Gözlerimi büyütüp ona baktım. İç çekti. "Seninle birlikteyken bunu hep yapmak zorunda mıyım?" Kafamı iki yana salladım. "Güzel. Elimi çekeceğim ve gergince konuşmaya son vereceksin tamam mı?" Kafamı aşağı yukarı salladım. Elini ağzımdan çekti ve derin bir nefes aldım.

Bana soran gözlerle baktı. "Sorun nedir?"

"İki dakika önce zırvalarken duymadın mı beni?" diye sordum. "Gerginim, Aiden."

"Korkunç olduğum ve her an öldürülebileceğin için." Gözlerini devirdi. "Evet dinliyordum Riley. Ama cidden, endişelenmemelisin."

"Belki de yalnızca eve geri dönmeliyim. Hava çoktan karardı ve yarın okulumuz var-"

Aiden tekrar ağzımı kapattı ve hayal kırıklığıyla içini çekti. "Bunu tekrar yapmayacağımı sanıyordum." dedi. "Şimdi beni dinle. Dokuz buçuktan önce seni eve bırakacağım. Bu şartlarda bu da bize eğlenceli bir şeyler yapmak için yaklaşık iki saat veriyor. "

Dokuz buçuk mu? Bu benim yatış saatim. "İyi." dedim. "Tehlikeli ya da hayatımızı tehdit eden bir şey olamaz heralde."

"Gerçekten mi? Çünkü seni silah ya da onun gibi şeylerle oynamaya götürecektim ama sanırım bu sorunun dışında." dedi dalga geçerek.

"Şunu bil ki dalga geçmen hoş karşılanmıyor." diye tersledim onu.

Aiden elleriyle yüzünü ovdu. "Belki de bu iyi bir fikir değildi. Şimdiden tepemi attırdın."

"O zaman dönelim. İşe yaramayacak." dedim. Aiden şu an bana sinir oluyordu ve ben de eve gitmek istiyordum. Döndüm ve yürüyerek uzaklaşmaya başladım.

İki el beni sarıp havaya kaldırdığında gözlerim irice açıldı. Aiden beni omzuna atıp yürümeye başladı.

"Aiden!" diye cırladım. "Beni yere indir!" diye bağırdım sırtına vurarak.

İki kişi yanımızdan geçti ve bize tuhaf bakışlar attılar.

"Üzgünüm. Artık yerde değil." dedi Aiden onlara.

Ona tekrar vurdum. "Sen.. sen aşağılık, umursamaz, kaba ve.. aşağılıksın!"

"Aşağılığı iki kez söyledin Riley."

"Umrumda değil. Beni hemen yere indir."

İç çekişini duydum. Beni dikkatlice yere indirdi ve kolarımı göğsümün üstünde birleştirince bana güldü. Şu an onunla mutlu değildim ve bu şeyi çekmeyecektim.

"Sinirlendiğinde korkunç olmuyorsun biliyorsun değil mi?" Aiden bana gülmeye devam etti.

"Aiden, eve gidiyorum." dedim ona.

Aiden dudaklarını büzdü. "Tamam, tamam sakinleş." dedi. "Belki bunu başka zaman yaparız. Şu an apaçık benimle uyum sağlayamayacak gibi görünüyorsun. O yüzden geri dönelim."

Outcasts • Türkçe ÇeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin