Outcasts • Türkçe Çeviri

9- Parti

Çevirmen notu: Sonu çok tatlış olmuş <3

-----------------------------------------------

Partide çalan müzik, bulunduğu sokağın aşağısından bile duyuluyordu. Komşular şikayet etmeden nasıl bu partiyi verebiliyorlardı bilmiyordum bile. Bu işe alışmışlardı falan herhalde.

Ev görüş alanımıza girince Kelly bir kez daha cırladı. "Çok heyecanlıyım!"

Ben değilim.

Hiç değilse elbise giymek zorunda kalmamıştım. Ama bu tayt üstümde ikinci bir deri gibiydi ve gömlek omuzlarımı ortaya çıkarıyordu ki bu hiç benlik bir şey değildi. Şu an kendim gibi hissetmiyordum.

Partiye iki ev uzakta bir yerde iki arabanın ortasındaki boşluğa park ettik ve dışarı çıktık. Kelly kolumu tuttu ve gülümsedi. "Çok eğleneceksin Riley. Söz veriyorum."

"Daha önce hiç bir partiye geldin mi?" diye sordum ona.

Sırıttı. "Bir ya da iki kez. Ama sakın Ryan'a ya da Jenna'ya söyleme. Eğer burada olduğumu bilseler beni öldürürlerdi."

Kelly yalnızca on altı yaşındaydı, benden iki yaş küçüktü ve çoktan ilk partisine gitmişti bile.

Eve doğru yürüdük ve kapıyı bile çalmadan içeri girdik. Bu kesinlikle iyi bir fikir değil!

Evin içi insan vücutlarıyla tıka basa doluydu. İnsanlar müzik yanlarında gürültülü bir şekilde çalarken belirli bir bölgede dans ediyorlardı. Diğerleri de ellerinde içkileri arkadaşlarıyla konuşuyorlardı. Kahkaha sesleri her yerden duyuluyordu.

Merdivenlerin başında elinde bir içki tutan küçük sarışın bir kız fark ettim. Olduğu yerde sallanıyordu ve bir çocuğun ona söylediği bir şeye güldü. İçkisini ona uzattı ve kafasını onaylarcasına salladı. Ardından t-shirtünü sıyırdı ve göğsünü herkesin önünde açtı.

Döndüm ve kafamı iki yana salladım. Yarın yaptığı şeyi internette görünce pişman olacaktı.

Kelly bana baktı ve güldü. "Bir içki ister misin?"

"İçki mi içeceksin?" diye sordum ona kaşımı kaldırarak. "Sen daha on altı yaşındasın."

Gözlerini devirdi. "Tüm gece annemmiş gibi mi davranacaksın? Yoksa kendini kaybedip sadece eğlenmeye mi bakacaksın?"

Sarhoş olmak ve bir moron gibi davranmanın nesi eğlenceliydi? "Sonra bir tane alacağım. Sen git." dedim ona, böylece bana kızmayacaktı. Elbette gerçekte bir içki almayacaktım.

Başka bir kızla farklı bir yöne doğru gitti ve iç çektim. Eee, şimdi ne yapacağım?

Kimsenin olmadığı bir duvarın kenarına gittim. İnsanların yolundan çekildim ve kendimi göstermemeye çalıştım. İçimde bu gece eğlenemeyeceğime dair bir his vardı.

Kısa kahverengi saçlı bir çocuk yanıma geldi. Yeşil gözlerini uzaktan fark ettim. Bana bir gülümseme sundu. "Selam."

Hafifçe kaşlarımı çattım. "Selam." Başka bir yöne baktım. Umarım onunla konuşmak istemediğim mesajını alırdı. Ama almadı.

"Bir içki ister misin?" diye sordu yanımda dururken.

Ona bakmadım. "Arkadaşım bana bir tane getirmeye gitti." diye yalan söyledim.

"Emin misin?" diye sordu.

Ona yan yan baktım. "Evet eminim."

"Peki, adın nedir tatlım?"