-Hinata-
Ders boyu Naruto'yu izlemiştim. Dersi dinlemiyor sürekli bir şeylerle oynuyordu. Teneffüste sormaya karar verdim.
<...>
"Naruto-kun ?"
Bana bakmadan cevap verdi.
"Hm ?"
"Ne oldu ? Dalgın görünüyorsun ?"
Sırasının yan tarafı boştu. Yanına oturdum. Önce şaşırmış bir ifade ile bana baktı. Sonra önüne döndü.
-Yazardan-
Naruto ne yapacağını bilmiyordu. Hem sevdiği kız yanına oturmuş hem de o kız başkasını seviyordu. Bir şey belli etmeden sormaya karar verdi.
"Hinata...Başkasını seven birini sevebilir misin ?"
Hinata, demek başkasını seviyor ,diye düşündü. Kalbi sıkışır gibi olmuştu. Sanırım Naruto'yu gerçekten seviyordu. Fakat Naruto'nun kalbinin başkasına ait olması kötü hissetmesine neden olmuştu.
"S-Severim...O kalbini bana verene kadar vazgeçmem."
"..."
Naruto bu cevaba şaşırmış ve sessiz kalmıştı. O an büyük bir cesaret geldi oğlana... Fısıldayarak konuştu.
"Bende sen bana kalbini verene kadar vazgeçmeyeceğim-ttebayo."
Naruto, kendi bile şaşırmıştı bu söylediğine. Hemen tek eliyle yüzünü kapatıp Hinata'ya ters bir tarafa döndü. Yüzü bir domatesi anımsatıyordu.
Hinata zaten dünyadan uzaktaydı. O da bir domates kadar kızarmıştı. Naruto'nun ne demek istediğini anlamıştı ve söylediklerini duymuştu. Demek sevdiği kişi kendisiydi. Fakat ona karşı olan duygularını hemen belli etmek istemiyordu. Utanmaktan dili tutulmuştu üstelik. Neyse ki teneffüs bitiş zili kurtarıcısı olmuştu. Sıradan kalkıp kendi sırasına ilerledi.
<...>
Okul çıkışı
-Naruto-
Hinata-sınıftan ayrılmadan yanına gittim. Derin bir nefes alarak konuşmaya başladım.
"H-Hinata, bugün ramenciye gitmek ister misin ?"
Ellerim cebimde, kafam eğik cevabını bekledim.
"O-olur."
İçten içe sevinmeyle beraber okuldan birlikte çıktık. Berbaer yürüyorduk. Elini tutmayı çok istiyordum. Ama fazla mı erken olurdu ? Rahatsız eder miyim onu ?
Ben daha elini tutup tutmamayı düşünürken elimde bir parmak hissettim. Hinata yüzünü başka tarafa çevirmiş elime dokunuyordu. Tutmamı istiyordu sanırım. Bu beni gerçekten şaşırtmıştı.
Yavaşça elimi hareket ettirdim. Yumuşacık elini büyük ellerim arasına aldım. Vücudum büyük bir ısıyla kaplandı. Kalbim hızlanıyordu. Elleri çok narindi. İnce, pürüzsüz, sıcacık...Hafifçe okşadım.[Medya da benzer bir fotoğraf koydum ama ikisinin aynı yöne dönük olduğu bir fotoğraf bulamadım. Mazur görün.]
"N-Naruto-kun eğer rahatsız oluyorsa bunu yapmayabilirsin."
"Hayır, Hinata. Olmuyorum...Tutabilirsin."
Ona dönüp genişçe gülümsedim. Yüzünü yine başka bir tarafa cevirmişti. El ele yürüyorduk şimdi. İkimizde sessizdik. Sakura ağaçlarından dökülen yaprakların arasından geçip gidiyorduk. Arkadan bir ses yükseldi.
"Usuratonkachi !"
Sasuke elleri cebinde yayılarak geliyordu. Hinata hemen elini elimden çekmişti. Bu anı bozduğu için ona ödeteceğim.
"NE VAR !"
"Oo~ sinirliyiz."
Kaş göz hareketiyle Hinata'yı gösterip gitmesini işaret ettim.
"Şimdi olmaz, ezik. Önemli bir konu var."
"N'oldu ?"
"Bugün oyun oynayacaktık. İtachi, sen, ben. Bizim evde. Unuttun mu, ezik."
Oyun sözümüzü tamamen unutmuştum. Şimdi Hinata'ya n'olacak ? Ramenci mi Sasukegil mi ?
Ben bunları düşünürken Hinata konuştu."N-Naruto-kun, istersen ramenciye başka gün gidelim."
"..."
Diyecek bir şey bulamadım. Sasuke hemen bağırarak düşüncelerimi bozdu.
"Hinata-san'da gelsin ! Hem Obito ve Rin'de gelecekler. Bence Rin ile güzel anlaşırlar."
Obito-nii san ve Rin-nee chan...İtachi-nii san'ın arkadaşlarıydı.
"Gelmek ister misin, Hinata ?"
"B-Belki başka zaman, Naruto-kun. Biliyorsun bugün gitmem gereken bir yer var. Davetiniz için teşekkürler Sasuke-san."
"Anladım, Hinata. Bende geç olmadan gideceğim oraya. Belki karşılaşırız."
Kocaman gülümsedim. O ne demek istediğimi anlamıştı. Mezarlığa gidecektim. O da orada olacaktı.
"Görüşürüz, Naruto-kun."
"Görüşürüz, Hinata."
O ilerlerken ardından el salladım. Sasuke karnıma dirsegiyle vurdu.
"İTTA!"
"İşi pişirmişsin, ezik. Hemde yardımım olmadan. Aferim beynini kullanmışsın."
"Sen sus-ttebayo. Bugün randevumuz vardı."
"Kız gitti. Çok geç. Seni oyunda bi güzel ezmeyi planlıyorum her zaman ki gibi."
"Sanki yapabilirsinde. Heh! Gel kim ezilcek görelim."
"Görelim!"
534 kelime
Bugün bu kadardı okurlar. Bu bölüm biraz romantiklik ekledim. Umarım sevmişsinizdir. Hoşçakalın, Ramenli kalın ! 🍥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Begonya || 《NaruHina Fanfic》
Fanfiction...Gözlerini kapatmıştı. Pürüzsüz ve beyaz teni beni büyülüyordu. Hissettiğim nefesleri çiçek bahçesinde esen yumuşak ve rahatlatıcı meltem gibiydi. Kulağına yaklaştım ve fısıldadım. "Beni o kristal gözlerinden mahrum bırakma..."... Ana shipler: Nar...