Bölüm 4 🍀

199 17 9
                                    

Birden Naruto-san'ın yanına biri oturdu. Kimdi bu ?

"AA! İruka-sensei ! Seni akamediden ayrıldığımdan beri göremeyince üzülüyordum. Beni nasıl buldun-ttebayo ?"

"Sen İchiraku Ramen'e gitmeden duramazsın, Naruto. Basitti. Hehe...Yanındaki kim ?"

Beni sormuştu. Yerime Naruto-san konuştu:

"O Hinata-san. Arkadaşım !"

Benden arkadaşım diye bahsetmişti. Bu benim biraz içimi ısıtmıştı. Bu çocuk neden bana böyle hissettiriyor ?

"Merhaba, Hinata-san."

İruka-sensei denen adam bana söylemişti. Durgun bir yüzle cevapladım.

"Merhaba."

O da bir kase ramen almıştı. [Medya...Umarım wattpad yine sorun çıkarmaz ;-;]
Ben çoktan tabağımı bitirmiştim. Eve gitmeliydim. Telefonumu çıkarıp saate baktım. Bugün annemin mezarına gitmeliydim.

"Naruto-san, ben gitmeliyim. Afiyet olsun size."

"Nereye-ttebayo ? Eğleniyorduk ne güzel."

"Önemli bir işim var Naruto-san. Sağ ol."

Hafifçe tebessüm etmeye çalıştım.

"Tamam o zaman. Yarın yine burada görüşelim !"

Sonra gözlerini kısarak kocaman gülümsedi.

"Geleceğim, Naruto-san."

Ramen dükkânından çıktım. Konoha mezarlığına doğru yürüdüm. Bir saatlik yolum vardı. Bugün anneme ilk kez bir arkadaş edindiğimi de söyleyecektim. Nasıl hissediyordur şuan acaba ? Seni özledim anne...

Giderken yolda bir çiçek dükkanı gördüm. Her zamanki gibi turuncu Begonya çiçeklerinden alacaktım. Bu çiçekleri çok seviyordum. Annemin de seveceğini düşünerek hep götürüyordum. Dükkana girdim. Genelde başka bir dükkandan alıyordum ama kafa dalgınlığıyla geride kalmıştı. Çiçeklere bakınırken yanımda biri belirdi. İno-san ?

"Merhaba, hoşgeldin ! Sakura senden bahsetmişti. Sen Hinata-san olmalısın. Ben İno !"

Tokalaşmak için elini uzattı. Kocaman gülümsüyordu. Bir-iki saniye beklemeden sonra tokalaşmasına karşılık verdim.

"Merhaba, İno-san."

"Bana kısaca İno diyebilirsin. Ne almak istersin ? Kim bu şanslı kişi ?"

Göz kırpmıştı. Anneme alacağım için biraz hüzünlenmiştim.

"Hinata-san. Yanlış bir şey mi söyledim. Ne oldu ?"

Endişeyle omzumu tuttu.

"Çoktan bu dünyayı terketmiş biri için..."

"Hinata-san, çok özür dilerim. Beni affet. Ben-"

"Önemli değil İno. Bana Hinata diyebilirsin."

Tebessüm ettim. Vücudum iyi alışmıştı ha tebessüm etmeye. Naruto-san sanırım bende bazı şeyleri değiştiriyordu. Ne diyorum ben ya ? Anneme turuncu begonyalardan almalıyım.

"Turuncu renk begonya var mı ?"

"Tabii ki var !"

Koşarak çiçeklerin arasına karıştı. Bir kaç dakika sonra elinde bir buketle geri döndü. Bir sürü turuncu begonya...

"İşte ! Çok güzeller değil mi ?"

"Evet, güzeller..."

Aklıma bir anda Neji-nii san gelmişti. Biraz hüzünlenip hemen kendimi toparladım.

"Teşekkürler İno. Fiyatı ne kadar ?"

"Bunlar benden sana hediye olsun Hinata."

"Ama-"

"Hadi Hinata~ Geç kalacaksın. Hava kararıyor. Yine beklerizz~"

"Sağ ol, İno."

Yine gülümsemiştim. Çok güzeldi bu his...Hemen dükkandan çıktım. Koşarak mezarlığa ilerledim. Annemin mezarının başına geldim. Güneş batıyordu. Gökyüzü kırmızı ve turuncuya boyanmıştı.

"Anne ? Bugün güzel uyudun mu ? Bak sana yine bu çiçeklerden getirdim."

Mezarın yakınına koydum. Ardından dizlerimin üzerine oturdum. Çiçeklerin üzerine göz yaşlarım damladı.

"Anne, biliyor musun ? Bugün ilk kez insanlarla yakındım. İlk kez birden fazla kez tebessüm ettim. Naruto-san, Sakura-san, İno, İruka-sensei...İno bu çiçekleri bize hediye etti. Çok ince biri değil mi anne ? İnsanlar o kadar da kötü değillermiş sanırım... Ama hala güven sorunlarım devam ediyor...Babam denen adam yüzünden *hıçkırık* güven duygumu k-kaybettim...Seni çok özledim anne."

Boğazım düğümlendi. Sesim kısıldı. Hava çoktan kararmıştı. Sanırım artık eve dönmeliyim. Gözlerimi kapatıp derin nefes aldım.

"Kendine iyi bak anne. Seni seviyorum. Huzurla uyu."

Ayağa kalkıp arkamı döndüğümde yaşlı gözlerimi şaşkınlık kapladı.

536 kelime

"Sana avcumda ay ışığını sunabilmek isterdim."
-Zhang Jiu Ling-

Bugünlük bu kadar okurlarım. Okuduğunuz için teşekkür ederim 🍥 Sizi seviyorum. Ramenli kalın~🍥🍲





Begonya || 《NaruHina Fanfic》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin