''AĞH! Nasıl-ttebayo!!''
''Bu 28. kaybedişin, ezik. Fazla iddialıydın.''
Cidden-ttebayo. Yok mu şu Sasuke ?
İtachi-nii san yanımıza geldi.
''Sasuke her ne kadar övünse bile beni asla yenemedi.''
''Nii-san!!!''
Yine gülmeye başladık. Gülerken Obito-nii san'ın ve Rin-nee san'ın salonda olmadığını farkettim.
''Obito-nii san ve Rin-nee san nerdeler ?''
''Bende şuan farkediyorum, Naruto. Sasuke, bir kontrol et.''
Sasuke diğer odalara bakmaya başladı. Bende yardım için bakınmaya başladım.
''Obito-nii san!!''
Aramak için verandaya çıktım. Obito-nii san ve Rin-nee san oradaydı. Birlikte çimlere uzanmış yıldızları izliyorlardı. İçtenlikle gülümseyip ses yapmadan eve girdim. İtachi-nii san'a haber vermek için salona ilerledim.
''İtachi-nii san! Onları buldum. Biraz meşgul gibiler-ttebayo. Heheh!''
Gülmeye başladık. Sasuke sonradan yanımıza geldiğinden gülmemize anlam veremedi.
''N'oluyor, ezik ?''
''Bir şey olduğu yok-ttebayo. Ezik deyip durma!!''
''Tamam, ezik.''
Derin bir iç çekip konuştum.
''İtachi-nii san. Gitmem gereken bir yer var. Her şey için teşekkürler!''
''Rica ederim, Naruto. Dikkatli git. Biz teşekkür ederiz.''
''Yarın akademiye geç kalma. Sınav var.''
''Tamamen unutmuşum-ttebayo! Sağ ol, Sasuke!''
Hafifçe dudağını kıvırdı ve görüşürüz anlamında elini salladı. Karşılık verip gülümseyerek kapıya ilerledim. Ayakkabılarımı giyip hızlıca mezarlığa ilerledim. Hinata beni bekliyor olmalıydı.
<...>
Nefes nefese mezarlığın ortasında dizlerimi tuttum. Soluklanmaya çalıştım. Ne yorucuymuş-ttebayo! Ama O'nun için değer...
Bir çıtırtı duydum. Önüme eğik olduğumdan ne olduğunu göremiyordum. Görmek için doğruldum. Yerde arkası dönük oturan Hinata'yı gördüm.
İlerleyip yanına oturdum. Yere damlayan bir kaç damla gördüm. Yüzümü kaplayan şaşkınlıkla Hinata'ya baktım. Huzuru andıran gözlerinden parlak yaşlar döküldüğünü gördüm. Titreyen elimi yavaşça kaldırıp çenesine götürdüm. Yüzünü kendime çevirdim. Gözleri...Pasparlaktı. Hüzünü gözlerinden okunuyordu. Derinlemesine baktım. Ağlamasına dayanamıyordum. Elimi biraz daha yukarı hareket ettirip gözyaşlarını baş parmağımla sildim.
''Hinata...''
Annesinin mezarının önünde oturuyorduk. Neden ağladığını anlıyordum.
''Hinata...O hep seninle beraber. Seni terketmedi. Sadece bedeni uzun bir uykuda...''
''Naruto-kun...''
Boşta kalan elimle elini tuttum.
''Bir daha böyle ağlama Hinata, olur mu ? Dayanamam...''
Benimde gözlerimden sıcak bir şey akmaya başladı. Lanet olsun...
''N-Naruto-kun...Benim yüzümden...Seni üzdü-''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Begonya || 《NaruHina Fanfic》
Fanfiction...Gözlerini kapatmıştı. Pürüzsüz ve beyaz teni beni büyülüyordu. Hissettiğim nefesleri çiçek bahçesinde esen yumuşak ve rahatlatıcı meltem gibiydi. Kulağına yaklaştım ve fısıldadım. "Beni o kristal gözlerinden mahrum bırakma..."... Ana shipler: Nar...