Twin/Chanbaek

twelve

Kadın sonunda ona döndüğünde yüzündeki sahte gülümseme ile baktı kadına. "Merhaba Baekhyun." Diye selam verdi kadın.

Baekhyun onu gram sevmiyordu.

"Merhaba Sunmi. Ne garip bir tesadüf." Sunmi de Baekhyun'un gülümsemesi kadar sahte bir gülümseme verdi ona. "Değil mi?" Ardından yeniden Chanyeol'a döndüğünde yüzündeki gülümseme sahici bir hal almıştı.

"Selamlaşmayacak mıyız?" Sunminin sorusu ile istemeye istemeye kalktı Chanyeol ayağa. Eski sevgilisi ile hafifçe sarılırken bakışları Baekhyun'un bakışlarındaydı.

Baekhyun gözlerinden çıkan ateşle onlara bakıyordu. Bakışları ile birini öldürebiliyor olsaydı Sunmi'nin hayatta kalma ihtimali olmazdı.

"Nasıl özlemişim seni." Sunminin cümlesi ile sertçe yutkundu Chanyeol. Onu bir zamanlar sevdiğini düşünüyordu. Normalde ailesinin sözünden çıkmayan biriydi Chanyeol, Amerika'ya gittiğinde ise onlardan kopmuştu.

Bu kopma onda cesarete yol açmıştı. Sunmi ile bir ilişkiye başladığında babası şiddetle karşı çıkmıştı.

Bu karşı çıkışın ardından Chanyeol her şeyi inada bindirmiş, Sunmi ile aylarca sevgili kalmıştı.

Hatta onu Kore'ye getirmiş emrivaki ile ailesiyle tanıştırmıştı.

Kore'den dönmek üzereyken Baekhee onunla uzun uzun konuşmuştu. Ne yaptığının farkına o zaman varan Chanyeol ise Sunmi ile olan ilişkisini bitirmişti.

İnat uğruna, biriyle evlenemezdi.

O zamanda bu yana ikisi karşılaşmamıştı çünkü Sunmi Amerika'da yaşıyordu. "Sen neden buradasın?" Diye sordu Chanyeol gergin ortamı biraz olsun dağıtmak için.

Sunmi büyükçe gülümsedi. "Kesin dönüş yaptım. Ailem artık dönmem gerektiğini söyledi. Bende kabul ettim." "Bayağı katıydın Kore'ye dönme konusunda. Ne oldu da fikrin değişti?" Diye sordu Chanyeol.

Sunmi bakışlarını Chanyeol'un bakışlarına dikti. "Belki de geç kaldım ama yine de, dönmek istedim. Buraya, ve burada olan birilerine diyelim."

O sırada arkadan seslenen bir kaç kişi ile Sunmi onlara dönüp geldiğini söyledi. "Yanlarına gitsem iyi olacak. Seni bu kadar çabuk gördüğüme sevindim. Baksana, kader işte." Yeniden güldü. "Görüşürüz Chan."

Baekhyun'a veda bile etmezken hızla ayrıldı yanlarından. Yerine yeniden oturduğunda derin bir nefes çekti içine. Sevgilisi biraz sinirliydi. Birazcık.

"Kalkalım mı?" Baekhyun başka hiç bir şey söylemezken hızla oturduğu yerden kalkmış, restoranın içine doğru yürümeye başlamıştı.

Chanyeol derin bir nefes verdiğinde "of güzelim ya." Diye mırıldanmıştı. Hızla arkasından kalkarken hesabı ödeyen Baekhyun restorandan çıkmıştı. Arkasından hızla çıkarken "Baekhyun bekle güzelim ya."

Kolundan tutup durdurduğunda "Baekhyun bu konuda benim bir suçum yok." Dedi hızla. Baekhyun bakışlarını kaçırdı. "Kadermiş. Çabuk gördüğüme diyor birde Chanyeol farkında mısın? Yani seni görmek planında varmış. Farkında mısın?"

Gülümsedi hafifçe. Baekhyun kıskanırken bile aşırı şirindi. "Baekhyun, bak güzelim. Sunmi benim için yıllar önce bitip gitmiş bir şey sadece. Ben onunla güzel zaman geçirdim evet. Bunun sayesinde de ilişkimizi düzgün bir şekilde bitirdik ona da evet. Ama ben sınırımı biliyorum. Eğer o aşılmayacak sınırı aşmaya kalkarsa tavrımı koyacağımı en iyi senin bilmen lazım. Beni tanıyorsun değil mi?"

Baekhyun başını hafifçe salladı. "Tanıyorum." Ellerini sıkıca tuttu Chanyeol. "Bir daha dönüp arkanı gitme tamam mı? Konuşup çözülemeyecek hiç bir şey yok sevgilim."

Ardından bakışları havaalanında gezindi. Onları izleyen bir çok göz vardı. "Daha fazla reklam olmadan gitsek iyi olur hım?" Baekhyun yeniden başını salladığında Chanyeol parmaklarını birbirlerine kenetledi ve hızla ayrıldılar havalimanından.

///////////////////////

Baekhyun'un anlatımından

Bakışlarım çalan kapıya döndüğünde "gel!" Diye seslendim. İçeri giren ikizim elinde tuttuğu tepsiyi kaldırdı. "Kardeş gecesi yapmaya ne derin Baekkie?"

Gülümsedim, iyi olurdu. Onu özlemiştim. "Gel bakalım."

Hızla oturdu yanıma. Verdiği soğuk kahveyi komodinin üzerine koyduğumda yüzündeki gülümseme ile bana bakmaya başladı. Kaşlarım havalandı "ne?"

"Nasıldı bakalım tatil?" Yanaklarımın kızarmaması için uğraş verirken "güzeldi, barıştık ya. En önemli olan şey oydu."

Başını hafifçe salladı. "Yani, saçma sapan bir şey yüzünden küsmüştünüz zaten. Gidip Jongin'i kıskanmış sanki kıskanacak adam yok."

Güldüm bu dediğine. "Kimden kıskanacak sanki beni Baekhee. Benim gözüm ondan başkasını mı gördü sanki yıllarca?"

Koluma vurdu bir tane. "Yalancı. Lisede olan kaçamağını hala hatırlıyorum." Gözlerimi devirdim. "Bir o kaçamak değil başka birini sevmeye ilgi duymaya çalışmaktı iki zaten başarısız olduğum için Chanyeol'u sevmeye devam etmiştim."

Hızla telefonuna gitti eli. "Çok yakışıklıydı ya takıldığın çocuk. Neydi adı?" "Taeyong. Abarttığın kadar yakışıklı değildi bu arada."

Bakışları telefonunda gezindi bir kaç saniye. "Exine aşık olmama bir dakika falan var şuan." Telefonunu hızla bana çevirip gösterdiğinde kaşlarım havalandı. Gerçekten yakışıklı biri olmuştu.

Bir kaç haftalık bir şeydi. Benden hoşlanıyordu ve bende belki Chanyeol'u unuturum ümidi ile denemiştim onunla.

"Oyuncu olmuş. Reklam ve iş birlikleri için diye mail hesabı var biyografisinde. Hastanenin yeni reklamı için birini arıyorduk." Yüzünde oluşan şeytani gülümseme ile gözlerim büyüdü hızla. "Saçmalama Baekhee! Chanyeol Jongin'i kıskandı diyorum farkında mısın? Eximle çalışmak istemez."

Güldü. "Asıl sen saçmalama Baekkie. Chanyeol oldukça düzgün ve beyfendi biri. Dağ ayısı değil. Görünüşü bizim için faydalı olabilir. Sadece görüşme için yazacağım."

Hızla ayağa kalktı. "İş beklemez canım kardeşim. Sana afiyet olsun." Koşar adım odamdan ayrıldığında yorgun bir nefes verdim.

Chanyeol'un eski sevgilisi Amerika'dan çıkıp gelmişti ve işin kötüsü benim de eski sevgilim her an hayatımıza dahil olabilirdi.

Hayat gerçekten, üstüme oynuyor olabilir miydi?

Heheh üstüne oynayan benim Baekkie~ Twin'in bölümü yaklaşık bir aydır yarım olarak bekliyordu sonunda tamamladım. Çalışma temposu ile kafanı toplayıp yazmak çok zor oliuyor :(