twenty two

635 67 32
                                    

"ya ben anlamıyorum! Kardeşiyim ben onun! Benim yerime onu seçmesini anlamıyorum ben!" "Baekhyun sakin olur musun lütfen."

Chanyeol hızlı adımlarla ilerliyordu peşinden. "Ya bir de onu almış gelmiş Chanyeol." Durdu ve sinirle döndü Baekhyun Chanyeol'a. "O kadın neden bir türlü hayatımızdan çıkmıyor?"

Chanyeol derin bir nefes verdi. "Bu benim suçum değil inan ki." "Eğer o kadının yazdıklarına hiç cevap vermemiş olsaydın şimdi karşımıza çıkamazdı Chanyeol."

"Buradaki suçlu benim yani öyle mi?" Sinirle ovdu yüzünü Chanyeol. "Baekhyun bak ikimizde sinirliyiz birbirimizden çıkartmayalım tamam mı?"

"Yalnız mı bırakıyorsun yani beni?" Dedi Baekhyun Chanyeol'a bakarken. Chanyeol yorgun bir nefes verdi. "Yalnızca sakinleşince konuşmak istiyorum."

Hızla arabanın anahtarını verdi Baekhyun'a. "Arabayı sen al ben hastaneye geçeceğim." Hızla ilerlemeye başladığında Baekhyun sertçe yutkunmuştu arkasından. Baekhee'nin üstüne geldiği yetmiyormuş gibi Chanyeol da ona arkasını dönmüş gidiyordu.

Arabaya bindiğinde dolan gözleriyle oturdu bir kaç saniye. Derin nefesler aldı, sakinleşmeye çalıştı. Olmuyordu. Büyük tepkiler verdiğinin farkındaydı ama korkusu çok büyüktü.

Chanyeol onu bırakır gider korkusu çok büyüktü. Üstelik kardeşi bunun için uğraşıyordu.

Titrek bir nefesle çalıştırdı arabayı. Eve gitmek istemiyordu. Yalnızca sakinleşmek istiyordu.

//////////////////////////

Chanyeol'un anlatımından

Bakışlarım önümdeki evraklarda olsa da aklım Baekhyun'daydı. Gözlerim cama kaydı. Kararan havaya baktım. Ne bir mesaj atmış ne de aramıştı.

Telefonum masada öylece duruyordu. Benim elim gitmemişti. Onun da mı beni arayası gelmemişti?

Baekhee zaten üzerine gitmişken fazla mı yüklenmiştim? Ofladım. Baekhyun'un sevgisine inanıyor ve güveniyordum. Onun aşkını tüm kalbimde hissediyordum.

Bu yüzden mi onu kırmaktan çekinmiyordum?

Derin bir nefesle kalktım oturduğum yerden. Telefonumu aldım ve büyük cama ilerlerken aradım onu. Ulaşılamıyor dediğinde kaşlarım çatıldı. Telefonunu kapatmıştı.

Onu bu kadar kırmış mıydım sahiden? Neden sürekli elime yüzüme bulaştırıyordum bu ilişkiyi?

Masanın üzerinde dağınık duran kağıtları düzenledim hızla. Askıdan ceketimi aldım ve giydim. Telefonumu cebime yerleştirdiğimde çıkmaya hazırdım.

Baekhyun'un evine gidecek ve bu konuyu uzamadan kapatacaktım.

Hızla asansöre ilerledim ve üç kişiyle birlikte bindim. Hastane akşam saati olmasına rağmen kalabalık sayılırdı.

Asansörden indiğimde beni gören bir genel cerrahi hemşiresi hızla yanıma ilerledi. "Ah bay Park, bende odanıza geliyordum. Ameliyatlarla ilgili bir sıkıntı çıkmak üzere sanırım. Bay Lu programında bir değişiklik yapmış ve bu sizinkini de etkilemiş."

Başımı salladım hafifçe. "Tamam, yarın hallederiz programı. Gelecek haftanın değil mi?" "Evet bay Park." "Tamam, sen yarın getir odama."

Hemşirenin yanından ayrıldığım sırada acil tarafında oluşan kalabalığı gördüm. Çaylaklardan bir kaçı koşturuyordu adeta.

O sırada içeri giren sedyeyi gördüm. Başında çok fazla hemşire ve sağlık personeli vardı. Dedikleri sessiz alanda yankılandı adeta. "Hasta arabada sıkışmış. Ambulansta bir kez kalbi durdu." Bakışlarım istemsizce gezindi sedyenin üzerinde.

Twin/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin