twenty five

716 59 8
                                        

Yazarın anlatımından

Chanyeol Baekhyun'un ellerini sıkıca tutarken bir adım geriye attı. "Hadi bebeğim, biliyorum hala tam anlamıyla iyileşmedin ağrın var ama pratik yapman gerek."

Baekhyun titrek bir nefesle bir adım ilerledi. Omur ilik düzleşmesinden sonra ameliyat olmuştu Baekhyun. Beline bir stent takılmıştı. Yürümekte zorluk çekiyordu şuan ama geçici bir durumdu bu.

Fizik tedaviden sonra eskisi gibi yürüyebilecekti Baekhyun. Yine de başta zorluk çekecekti biraz.

Chanyeol yanındaydı. Hastanede yattığı günler bir an olsun yanından ayrılmamış elini bırakmamıştı. Evine döndüğünde de bu devam etmişti. Dört gündür Baekhyun'la birlikte kalıyordu Chanyeol.

"İyileşiyorum, endişelenme Chanyeol-ah." Diye mırıldandı Baekhyun. Sevdiği adamın gözlerinin içine baktı gülümserken. "İyileşiyorsun tabii. Güzel sevgilim benim. Tamamen iyileştiğinde çok güzel bir düğün ile evleneceğiz. Seni hiç yormayacağım söz veriyorum."

Titrek bir nefes verdi Baekhyun. Geçirdiği kaza hayatının değerini daha da anlamasını sağlamıştı. Chanyeol'u zaten çok seviyordu ama hayatını eskisi kadar sevmiyordu kazadan önce. En azından öyle düşünüyordu.

Şimdi hayatının da ilişkisinin de öneminin farkına varmıştı Baekhyun. Bir kaç dakika daha egzersize devam ettiler ama Baekhyun yorulduğunda Chanyeol onu yavaşça geri oturtttu.

"Bugün yemeğe inelim mi?" Diye sordu Chanyeol sevgilisinin hemen yanına otururken. Baekhyun bakışlarını kaçırdı. Baekhee ile konuşmak istemiyordu. Hala düzgün yürüyemediği için de günlerdir yemeğe inanıyorlardı.

"Bebeğim kendini ailenden soyutlama. Evet Baekhee çok büyük bir hata yaptı ama tanrıya şükürler olsun ki yanımdasın. O bhnu tahmin edemezdi." "Kaza yüzünden sinirli değilim ona ben. Kimseyi suçlamıyorum kaza yüzünden." Derin bir nefes aldı Baekhyun.

"Yalnızca ne ara bu kadar koptuk birbirimizden bilmiyorum. O, Sunmi'den hoşlanıyormuş. Haberim yok bundan. Sırf onu seviyor diye bize değil ona inanmış Chanyeol. Kardeşinden ikizinden daha mı yakın o kadın ona?" "Biliyorum güzelim benim biliyorum." Ellerini sıkıca tuttu Chanyeol Baekhyun'un.

"Güzel sevgilim. Neye kırıldığını da nasıl hissettiğini de biliyorum. Haklısın da. Ama ne annenin ne de babanın bir suçu yok. Onlar da mahvoldu. Tamam hemen eskisi gibi ol demiyorum sana olamazsın zaten ama ben yanındayım. Önce anne ve babanla yakınlaş, sonra istersen Baekhee ile de konuşursun. İstersen yine konuşmazsın. Bu senin kararın ve kimse senin üzerine gelmeyecek bu konuda söz veriyorum."

Baekhyun yavaşça uzandı ve kollarını Chanyeol'un boynuna sardı. "Teşekkür ederim Chan." Diye mırıldandı kokusunu içine çekerken.

"Her zaman yanımda olduğun için çok teşekkür ederim sevgilim." Yavaşça ayrıldı ve yakından dikkatle baktı sevdiği adamın gözlerinin içine. "Çok şanslıyım, seni tanıdığım için. Seni sevdiğim için ve beni sevdiğin için."

Chanyeol hafifçe gülümsedi. "Asıl şanslı olan benim." Yavaşça okşadı Baekhyun'un yanaklarını. "Beni böyle seven bir adama sahip olduğum için."

/////////////////////////

Baekhyun'un anlatımından

"Resmen yüzüne sana aşık olurum mu dedin yani!?" Dedim şaşkınlıkla Jongin'e bakarken. "Ya Hyung bakma bana öyle! Dedim işte ne yapayım. Kaçtı ağzımdan!"

"Ben bile bu kadar saf değildim Jonginnie~ kıyamam sana." "Ya Baekhyunnaa ne yapacağım ben? Ya bakmazsa yüzüme bir daha."

Odaya giren Chanyeol hızla dahil oldu konuya. "O kaybeder." Dedi bacaklarımın üstüne elindeki tepsiyi bırakırken. "Havuçlu kek yaptırdım." Gülümsedim büyükçe. "Canım sevgilim~ teşekkür ederim."

İç çekti Chanyeol. Ardından Jongin'e döndü. "Kyungsoo şu suratsız hemşire değil mi?" Jongin derin bir nefes aldı. "Suratsız değil o. Utangaç biraz yalnızca. Alışınca çok fazla gülüyor aslında."

Jongin dudaklarını büzdüğünde güldüm ve vurdum bir tane koluna. "Aigoo Jongin'e bakın, resmen aşk acısı çekiyor." "Ya Hyung, ne var çekemez miyim ben aşk acısı? Hem sen ne güzel karşılık buldun. Keşke bende bulsam."

Önümdeki havuçlu kekten büyük bir çatal dilimi attım ağzıma. "Chanyeol'un da dediği gibi Jongin, kendisi kaybeder. Sen gerçekten iyi ve çok tatlı birisin. Yakışıklısın da! Niye bakmasın ki sana?"

Cümlelerimden sonra boğazını temizledi yanıma çektiği sandalyede oturan Chanyeol. "Öyle demeyelim de." Ona döndüm şaşkınlıkla. "Hala mı Yeol?" Omuz silktiğinde şaşkınlıkla gülmüştüm.

Beni gerçekten kıskanıyordu...

"Ee ne yapacağım şimdi ben?" Diye sordu Jongin bizi takmazken. Chanyeol derin bir nefes aldı. "Bu çocuğun aklında var mısın sen?" Jongin duraksadı. "Bence varım ama o ilişki istemiyor." İç çekti. "Sevgiyi aşkı falan saçma buluyor."

Güldüm. "İşin zor." Jongin ofladığı sırada Chanyeol ona döndü. "Ama imkansız değil."

///////////////////////////

Gözlerimi araladığım sırada hissettim karnımdaki dokunuşu. "Baba olacağım." Diye mırıldandı Chanyeol karnımı hafifçe okşarken.

"Hala farklı geliyor, garip. Ama düşündükçe içim sıcacık oluyor." Titrek bir nefes verdi. "Ne Baekhyun ne de ben, seni bırakmayacağız. Sana güzel bir hayat vereceğim bebeğim, söz veriyorum."

Karnımın üzerine bıraktığı küçük öpücükle yavaşça kapattı tişörtümü. Yüzünü kaldırdığında gördüm buğulu gözlerini.

"Uyandırdım mı?" Dedi yanıma yatarken. Gülümsedim hafifçe. "Uyandırmadın, ama böyle bir ana şahit olduğum için mutluyum." Gülümsedi hafifçe Chanyeol. Yaklaştı ve dudaklarını yanağıma bastırdı.

"Ona güzel bir gelecek kuracağız. Endişelenme Yeol." Anlını anlıma yasladı. "Endişelenmiyorum güzelim benim. Güzel bir aile olacağız biz."

"Bugün hastaneye gideceğiz. Son fizik tedavini de al, tamamen bitsin." Gülümsedim sıkıca sarıldım ona. "İyiyim, senin sayende."

Titrek bir nefes verdi. "Tanrı bir daha yaşatmasın bize bunu. O kadar korkunçtu ki Baekhyun. Özellikle hamile olduğunu öğrendikten sonra, ne yapacağımı ilk kez bilemedim ben. İyi ki o kararı vermişim diyorum şimdi. İkinizi de kurtardım."

"Ben kendimi senin yerine koyamıyorum bile." Diye mırıldandım sırtını okşarken. "İyi başa çıktın Chanyeol-ah." Boynuma sıcak bir öpüş verdi.

Yataktan çıktığımızda üzerimizi değiştirdik ve birlikte çıktık evden. Yürüyebiliyordum artık rahatlıkla. Belimde hala biraz ağrı vardı ve biraz denge kaybı. Ama o da yakın zamanda bitecekti doktorun dediğine göre.

Hastaneden ayrıldıklarında birlikte kahvaltı etmeye gittik. Masaya oturduktan bir kaç dakika sonra içeri giren beden ile duraksadım.

Bakışları bize döndüğünde hızla yaklaşmaya başladı. Planlı bir şey miydi bu? Baekhee neden buradaydı?

Chanyeol'a döndüğümde yavaşça kalktı ayağa. "Hoş geldin Baekhee." Derin bir nefes verdim bakışlarımı kaçırırken. "Merhaba." Diye mırıldandı Baekhee.

"Chanyeol." Dedim yalnızca ona bakarken. "O neden burada?" "Konuşmanız gerekiyordu artık bebeğim." Başımı olumsuzca salladım. "Bana konuşmak istiyor musun diye sormadın."

"İstemeyeceğini biliyordum. Ama lütfen güzelim, konuşmasan bile dinle onu. O senin kardeşin, aranızın düzelmesini istiyorum."

"Emrivaki yapıyorsun yani." Diye mırıldandım derin bir nefes verirken. "Benim için, yapamaz mısın?"

Bakışlarım Baekhee'ye döndü.

"Yaparım."

Twin/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin