thirteen

713 68 1
                                    

Bakışlarım aynada gezinirken hızla düzelttim saçımı. Chanyeol kapıda bekliyordu ve hızla çıkmam gerekiyordu.

Sabah onun aramasıyla uyanmıştım. Hastaneye birlikte geçmek istemişti. Bende onu onaylamış ve ışık hızıyla duş almıştım.

Saçlarım hala hafif nemliydi ama bu umurumda olan son şeydi. Koşar adım indim merdivenleri.

Kahvaltı masasında oturan aileme döndüm hızla. "Günaydın! Chanyeol almaya geldiği için çıkıyorum. Afiyet olsun!~" hızla kapıya ilerlerken annemin güldüğünü duymuştum.

Babamın şaşkın bakışlarla arkamdan baktığına emindim.

Dışarı çıktığımda hızla ilerledim evin hemen önüne park ettiği arabasına. Arabanın içinde oturuyordu. Gülümsedim ve hızla açtım kapıyı.

Oturduğumda hızla döndüm sevdiğim adama. Küçük bir gülümseme ile bakıyordu bana. "günaydın güzelim."

Yaklaştım ve yumuşak bir öpücük verdim dudaklarına. Ayrılmak benim için zor olurken titrek bir nefes vermiştim.

"Günaydın sevgilim."

Hızla arabayı çalıştırırken hafifçe gülümsedi. "Bekletmedim değil mi?" Diye sordum kemerimi takarken.

"Yani biraz." Koluna vurdum hızla. "Sabahın köründe gelmiş bekledim diyor bir de." Güldü Chanyeol. Bakışlarımı hızla çıkardım yüzüne.

Gülüşü, kalbimin anahtarıydı.

"Bana öyle bakmaya devam edersen arabayı kenara çekmek zorunda kalacağım." Güldüm hafifçe. "Belki de bunu istiyorumdur."

Kaşları havalandı. "Fazla cesur." Güldüm ve radyoya uzandım. Her zaman açtığım kanalı açarken sırtımı yasladım rahat koltuğa.

Rüyalarımın içinde yaşıyormuş gibi hissediyordum. Hayallerim, gerçekleşmişti.

Chanyeol beni seviyordu. Daha fazla ne isteyebilirdim ki hayattan?

Hastane otoparkına girdiğimizde arabayı ustaca park etti. Kemerimi çıkarttığımda hızla dudaklarıma uzanmasını asla beklemiyordum. Hızla karşılık verirken kollarımı boynuna sarmıştım.

Beni ağırca kucağına çektiğinde dikkatle oturdum. Kendimi hızla ona sürterken dudaklarımız daha da sertleşti.

Nefes nefese ayrıldığımızda "yetişmem gereken bir işim var." Diye mırıldandım. Ağırca sürttü burnunu burnuma. "Baban hastanenin sahibi bebeğim. Biraz bunun fırsatlarını kullansan mı artık?"

Yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamadım. "Şansını zorlama sevgilim." Ağırca kalktım kucağından. "Tabii bu akşam beni evinde ağırlamak istersen gelebilirim. Ama şimdi işime gitmem gerekiyor."

Kapıyı açtım ve yavaşça çıktım arabadan. Arkamdan derin bir nefes verdiğini duymuştum.

"Sen git, bende birazdan gelirim o zaman." Yüzümdeki gülümseme büyürken yaklaştım ve küçük bir öpücük verdim dudaklarına. "Bol şans hayatım."

Hastaneye girdiğimde bakışlarım etrafta gezindi hızla. İşim beni bekliyordu, günüm güzel başlamıştı ve öyle geçmesini umuyordum.

/////////////

Chanyeol'un anlatımından

Kapım çalındığında bakışlarımı bilgisayarımdan ayırdım hızla. İçeri giren Baekhee büyükçe gülümsedi. "Merhaba Chanyeol, nasılsın?"

Bilgisayarı kapattım ağırca. Biraz ara vermenin zamanı gelmişti. "İyiyim sen?" "Bende iyiyim. Sana bir teklif sunmaya geldim diyelim."

Hızla oturdu masamın karşısındaki koltuğa. "Ne teklifiymiş bakalım bu?" Bir anlaşma metni koydu hızla karşıma. "Ben hazırlattım ve çoktan kendim için ayrılan yeri imzaladım. Lee Taeyong, aradığımız hastane yüzü o bence."

Kaşlarım havalandı. "Ne ara seçtin hastane yüzünü? Fotoğrafı falan var mı bari?" Büyükçe gülümsedi. "Dosyanın içine ekledim. Örnek kişiliği ile biliniyor. Ve gerçekten dikkat çeken biri. En büyük ortak noktamız ise, bizimle aynı lisede okumuş."

"Aynı lisede mi? İletişime mi geçtin?" Başını olumluca salladı. "Tabii ki de! Hemen hatırladı beni. Konuştuk, tabii senin de onayın gerektiği için işi kaptığını söylemedim ama bence tam biçilmiş kaftan."

Bakışlarım anlaşma maddelerinde gezindi hızla. "Bir yıllık bir iş hım?" Başını salladı hızla. "Şuan için bir yıllık. Beklediğim etkiyi yakalarsak uzatırız."

İç çektim. "Ben hastanenin yüzünü doktorlarımızdan biri yaparız diye düşünmüştüm." Gözlerini devirdi. "Saçmalama Chanyeol. Çok eskide kaldı onlar. Böyle yeni birileri ile çalışmak çok daha yaratıcı."

Ellerimi kaldırdım. "Tamam tamam. Bu kez senin dediğin olsun bakalım. Sana ve tavsiyene güveniyorum." Hızla imzaladım kağıdı. "Hastaneye geldiğinde haber ver de bende tanışayım." Gülümsedi ve hızla aldı kağıdı önümden.

"Tabii ki de haber vereceğim. Erken çıkma bugün." Dışarı çıktığında iç çektim. En azından bir sorun bensiz hallolmuştu. Bir de onu düşünmek zorunda kalmayacaktım.

Bakışlarım telefonumda gezindi ağırca. Başım beladaydı. Sunmi ile karşılaştığımızdan bu yana sürekli mesaj atıp konuşmaya çalışıyordu.

Baekhyun bunu öğrense gerçekten büyük bir sorun çıkardı. Ondan gizliyor ve pek fazla cevap vermiyordum.

Ailelerimiz yakın zamanda toplanacak ve nişan tarihi belirleyecekti. Nişanımız basına duyurulduktan sonra Sunmi'den tamamen kurtulacağıma emindim.

Büyük bir sorun çıkmayacaktı.

Yazarın anlatımından

Baekhyun kafeteryada dinlenirken yorgun nefesler veriyordu. Küçük arasını dinlenerek geçiriyordu.

Jongin'in ikisi için aldığı kahveler biraz olsun baş ağrısını alıyordu.

Masada duran telefonu çaldığında Chanyeol'un aradığını görmüş ve hızla cevaplamıştı.

"Güzelim, moladasın değil mi?" "Evet, kafeteryadayım Chan." "Peki yanıma gelsene. Öğlen yemek yiyemedim bir şeyler atıştırıyorum. Birlikte yeriz."

"Olur, geliyorum." Telefonu kapattığında Jongin'in Baekhyun'a küskün gözlerle bakmaya başlamıştı. "Hep yalnız kalıyorum."

Baekhyun gülümsedi ve kahvesini hızla arkadaşına uzattı. "O zaman sende kendine bir sevgili bul Jonginnie." Oturduğu yerden kalktı ve hızla yaklaştı Jongin'e.

"Hem benden duymuş olma ama Kyungsoo az önce sana bakıyordu." Gözleri hızla büyürken "gerçekten mi? Nerede?" Diyerek etrafa bakmaya başlamıştı. Bu haline gülerken ayrıldı yanından Baekhyun.

Artık bir adım atması gerekiyordu. Yoksa onun yerine gidip konuşmayı düşünüyordu.
İkisinin de birbirinden hoşlandığı açıktı!

Asansörden indiğinde hızla ilerlemeye başladı Chanyeol'un odasına. Kapının önüne geldiğinde duydu ikizinin ona seslendiğini.

Bakışları geniş koridora döndüğünde gördü ikizini. Ve hemen yanında duran Taeyong'u.

Gözleri şaşkınlıkla büyürken zorlukla yutkundu. Baekhee gerçekten dediğini yapmış olamazdı değil mi?

İkisi hızla Baekhyun'un yanına ilerlerken dışarıdan gelen Baekhyun sesini duyan Chanyeol ağırca kalmıştı sandalyesinden.

Sevgilisi gelmiş olmalıydı, ikizi onu kapıda esir almadan onu odasına çekmeli bir güzel ilgilenmeliydi.

Kapıyı açtığında Baekhyun hala şaşkınca bakıyordu yanına gelen ikiliye. Kapının açılma sesi ile Chanyeol'a döndüğünde dişlerini alt dudağına geçirmemek için zor durdu.

Chanyeol nasıl bir tepki verirdi? Kestiremiyordu. Onu en çok geren şey kesinlikle buydu.

Ve gerçekler, bir kaç dakika bile gizli kalmayacaktı.

Hehehe kaos bir sonraki bölüm :) acaba Baekhee bunu neden yaptı?~

Twin/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin