Sonsuzluk ve Ötesi ♥ 20

2K 121 59
                                    

HALE

Evrenin en güçlü savaşçıları sabır ve zamandı. Takvim düzeni herkes için aynı olsa da, zaman herkesin içinde başka türlü ilerlerdi ve sabır gerektiren konularımız bambaşka olurdu. Benim payıma düşense Asal'ın güvenini tekrar kazanmaktı. İşin içine güvensizlik girdiğinde hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını haftalardır acı bir şekilde tecrübe ediyordum ve güven kelimesinin bedelini çok ağır ödüyordum. Doğruyu söylemek gerekiyorsa bu inişli çıkışlı gidişat bazen beni fazlasıyla zorluyordu ama nasıl kaybettiysem öyle kazanmaktan başka çarem de yoktu. Yalanlarımı hiçbir şey yapmasam bile, bir gün unutacağını biliyordum. Fakat benim istediğim o anlarda hissettiklerini unutturmaktı ve bu birazda özveri gerektiriyordu.

Öte yandan bu geçen sürede hayatımda iyi gelişmelerde yaşanmıştı. Demir Amcalar o gecenin altını çok fazla aramamışlardı. Bu konu onlar olduğunda garip bir rahatlıktı. Sanırım Elif Teyze, çocuklarını kocasının gazabından korumak için tüm inisiyatifini kullanmıştı. Masal'la aramız tam anlamıyla düzelmiş, Bahar'a olan kırgınlıklarım açıklığa kavuşmuştu. Lavin Hala'nın Deniz'e olan ilgisi ve karşılık bulması sayesinde Asal'la başlıca sorunumuzdan köklü bir şekilde kurtulmuştuk. En son yaşananlardan sonra ailemin bile bana olan tavırlarında bile iyileşmeler vardı. Sanırım Masal'ın ölümden dönüşü, hepimizi silkelemiş ama tam anlamıyla kendine getirememişti. Çünkü Cem Baba'nın durumunda hala bir değişiklik yoktu. Son günlerde babam ve annemi sürekli sıkıntılı konuşmaların içinde yakalıyordum. Mutsuz değil de daha çok umutsuz gibi görünüyorlardı ve bu yeni yıl ruhuna hiç uymuyordu.

Umarım bu yıl, her zaman olduğu gibi umudu da beraberinde getirirdi. Diğer yıllardan farklı olmayacağına inanmak içinde elimizden geleni yapacaktık.

Lavin Hala'nın beşizler adına yaptığı organizasyon için hazırlanmaya başladım. Bize düşen görev; beşizlerle beraber amcamların evini yılbaşı gecesine hazırlamaktı. Diğerlerininkinin yanında bizimkisi gerçekten zorlu bir görev olacağa benziyordu. Bu nedenle gece giyeceğim kıyafetler için bir çanta yapmış, gündüz hazırlıkları içinse daha rahat şeyler tercih etmiştim. Asal'ın gelmek üzere olduğu mesajını alır almaz odadan çıktım. Evin içindeki sessizlik ilk dikkatimi çeken oldu. Salona doğru ilerlerken bu suskun hal rahatsız edici bir yoğunluğa ulaştı.

"Baba."

Oturduğu koltukta öne doğru eğilmiş adam, elleriyle yüzünü kapatmıştı. Bacağındaki seri sallanma, seslenişimle durdu. Ellerini yüzünden çekmesiyle kan çanağını andıran gözleri ile selamlaştık. Bütün gece uyumamış gibi görünüyordu. "İyi misin?" diye sorarak yanına gittiğim adam sıkıntılı bir iç çekişin ardından başını onaylarcasına salladı. Bana söylemedikleri bir şey olduğunu hissettiren tavırları, her geçen saniye merakımı daha da gıdıklıyordu. "Sen nereye?" diye sorduğunda birkaç gecedir konuştuğumuz konuları dinlemediğini anladım ya da belki de sadece unutmuştu. Kafası bi hayli dolu gözüküyordu çünkü.

"Beşizler için yılbaşı planladık ya."

Aklından çıkmış gibi bir ses çıkardı. "Bir şey lazım mı?" Bunu da konuşmuştuk. Verdiği cevaplar, kafamın içinde yeni sorulara dönüşüyordu. "Sana bir şey lazım mı baba?" diye sorarak yanına oturduğum adam hafifçe kaşlarını çattı. Sorumu garipsemişti. "Mesela sarılmak gibi," diyerek kollarımı tam anlamıyla olmasa da bedenine sardım. Donakaldı. Tabi ki bu sadece birkaç saniye sürdü. Kolunu üzerimden atarak beni tamamen kendine doğru çekti. Çok uzun zamandır bu şekilde oturmamanın eksikliğini, sarmaş dolaş olmamızla hissetmiştim. Babam sessizce bana sarılmayı sürdürürken bir yandan da saçlarımı okşuyordu. Elleri tutuktu. Belli ki kafasından geçenlerin önüne geçememiştim.

VELİAHTLAR 2 - HASALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin