Seokjin gözlerini açtığında başında uyuyakalmış Jungkookla gülümsedi burukça. Olan her şeye rağmen hala yanındaydı Jungkook Hyungu. Yanındaki komodinde hissettiği titreşimle telefonuna uzandı. Gördüğü isimle yine burukça gülümseyip açtı sessizce telefonu.
" Alo? "
" Seokjin iyi misin, uyandın mı? "
" İyiyim Hyung, annem nerede? "
" Şey... aslında geziyorduk seninle vedalaşmak istedi ama baban hemen gelmesini söyledi. Kavga çıkarmamak için gitti. "
" Rahatladım. " diye mırıldandı Seokjin gitmesi kesinlikle daha iyi olmuştu. Ardından utangaçca devam etti.
" Sen neredesin? " Taehyung küçüğünün sesiyle gülümseyip cevapladı.
" Yoldayım az kaldı. " Seokjin önce başını sallamış ardından Taehyung göremediği için konuşmuştu.
" Bekliyorum Hyung. " dedikten sonra kapadı telefonu. Yatağa geri yatıp kolundaki bitmiş serumu söktü. Ayakkabılarına uzanıp giydikten sonra ayağa kalktı. Jungkooku izlemek için yatağa tekrar oturdu.
Nasıl unutabilirdi ki böyle bir adamı?
İlk aşkını kim unutturabilirdi?
Derin bir nefes verip pencereden dışarı baktı. Hava kapalıydı, muhtemelen yağmur yağardı. Umarım Taehyung yağmura yakalanmaz dedi içinden. Fakat muhtemelen taksiye binmiştir diye düşündü sonradan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
even a stupid | taejinkook
FanfictionSeokjin hayal dünyasında bile mutlu olamıyordu. Hayalleri asla gerçekleşmiyor, düşündükçe aptallığına gülüyordu. Çünkü Seokjin imkansızı, imkansızları seviyordu. Küçüklüğünden beri yanında olan Jeon Jungkook ve Seokjinin ev arkadaşı Kim Taehyung. Bi...