Mavi Ateş (Tamamlandı)

Bölüm-5 Sky'la ilk Savaş

Yapılan anonsla birlikte uyandım “Akşam yemeği saati, lütfen herkes yemekhaneye” anons üç kez tekrarlandı. Burası yer altında bir şehirdi sanki. Başım sinirden ağrıyordu. Uyuyakalmam da tuz serpmişti. Ah ha. 0 etkisiz eleman. Beni sanki umursuyorlardı. Yemicem yemek falan. Yesi gibi ölüp onun yanına gideceğim! Zaten bana ihtiyaçları yok ki! Ben kimim? Sıfır! Kocaman bir hiç!
Sinirle yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkamak adına banyoya gittim. Yataktan kalkar kalkmaz yatak vakum etkisi sayesinde toparlanınca ağzımda küçük bir o şekli belirdi. Banyodaki aynadan iyice zayıflamış yüzüme baktım. Durumum gittikçe kötüleşiyor Vitamin ilaçlarıma ihtiyacım  her geçen saat artıyordu.

İşin iyi yanından bakacak olursak artık ateş elementi olduğumu gizlememe gerek kalmayacaktı çünkü buradaki herkes biliyordu. Sahi kaç kişiydik burada? Elementler haricinde kaç kişi vardı?

Odamın giriş kapısının tıslama sesini duyar gibi oldum. Sonra aynaya bakıp “saçmalama ateş” diye mırıldandım. Her kız gibi yüzüme krem sürüp masaj yapmaya başladığım esnada açık banyo kapısından tok bir erkek sesi geldi “yemeğe gelmiyor musun?”

şaşkın şaşkın o tarafa döndüğümde Sky’ın kapı kirişine yaslanmış, kollarını göğüsünde bağlamış beni süzdüğünü gördüm.
“yemeyeceğim” diyerek tekrar aynaya döndüm.
“bayan 0. Sana emrediyorum. Yemek yemeye gidiyoruz”
masaji yapmayı bırakıp çok sakince ona dönerken “Sen ne dedin?” diye sordum.

Yanıma yaklaşırken “Liderin olarak emrediyorum” dedi. Tam dibimde durduğunda üstünden gelen zengin erkek parfümünün kokusunu alabiliyordum.
“Siktir git Sky.” Derken her kelimeyi hecelemiştim. Eliyle çenemden tutup masum bir ifade takınırken “gitmezsem naparsın ergen?” dedi.

Hışımla ateşle onu banyodan ta odanın diğer köşesine püskürtüp sinirle bağırdım “Sana defol diyorum anlamıyor musun!”

acıyla inleyip bedeninin üstünde su oluştararak yerinden kalktı. Mavi gözlerini bana dikip “ben senin liderinim. Ve senin söz hakkın yok güzelim. Ben ne diyorsam yapmak zorundasın” dedi ürkütücü bir sesle.

“Sky bak defol. Ciddiyim. Uğraşacak başka birini bul.”  Bunun zoru neydi benimle be!
“dediğimi yapana kadar gitmem. Ergen.”
Elimde sinirden oluşan alevlerimi yumruk yapıp söndürürken “iyi dikil orada o zaman aptal” diyerek banyoya geri döndüm. Tam o anda banyo girişinde yukarıdan aşağı akan suyla gerisin geri adımlamaya başladım.
“Sky kes şunu!”
kısık bir şekilde gülüp “korktun mu güzelim?” dedi. Ona sinirle dönerken “Siktir git be! Sülük!” diye bağırdım. Gerçekten aşırı sinir olmuştum.
“yemek yemeye gidelim hadi.”

Göz devirip ona nefretle bakmayı sürdürdüm.
“hadi kölem?”
bu cümle bardağı taşıran son damlaydı. “Ananı sikerim çocuk senin!” diyerek ateş enerjimle üstüne atıldım. O da kendisini korumak adına suyla etrafına kalkan açtı. “Siktir git diyoruz tatlı dille! Piç!” diye üstüne daha çok abanmaya başladım.

Ateşle suyun kesişim yerinde buharlar oluştuğu için yüzünü göremiyordum.
“Eehh! Yeter be!”
dediği anda bana bir su topu fırlatıp yere düşmeme neden oldu. Sırılsıklam olup acıyla inledim. Ardından tekrar bedenimi aleve verirken “Ben yaratılış gereği suya dayanabiliyorum! Bakalım senin etten bedenin ateşe dayanabilecek mi!” diye bağırdım.

elimde onun bana attığından daha büyük bir ateş topu yaratıp ona fırlattım. Kalkanını bile geçip onu geriye savururken acıyla inledi. Benden daha hızlı bir refleksle bedeninde su yaratıp alevlerden kurtuldu.

“ulan kızım yedim şimdi seni” derken üstüme atıldı. Bayağı yumruk yumruğa kavgaya girişmiştik tabi ateş ve suları saymazsak. Odada bulunan cam bir bardağı ona fırlattım. Bardak, Su kalkanından sekip yerde kırıldı. “Sky defol!”
“benim emrimdesin kızım. İsyankâr falan dinlemem. Asiymişmiş. Gram sikimde değil. Sen kimseye boyun eğmedin ama bana eğeceksin!”
anlık olarak bedenimdeki alevi söndürüp ona dikdik bakmaya başladım. “Gerçekten derdin bu mu? Yani benim asi olmam yüzünden bana üstünlük taslayıp egonu mu tatmin edeceksin?”