Bölüm-22 İhanet

73 11 16
                                    

Devoliko
(üzümlü keklerim, finale ramak kala biraz sohbet etmek istiyorum. Bu kitap ben Wattpad'di sildiğimde ve yaklaşık 1 sene sonra tekrar yüklediğimde belki de çok okunma almış olur, belki de şuan ki okunma sayısında kalır. Her iki durum için de herkese teşekkür ederim. Bu kitap benim hayalimdi. En büyük hayalim diyebilirim. Her geçen bölüm daha önceden belirlediğim olayları yazarken finale zemin hazırlıyorum. Fazlasıyla aksiyona yer vermeye çalıştığım bu kitap, her geçen gün finale yaklaşırken çok heyecanlanıyorum. Sadece hissettiklerimi açıklamak istedim. Her ne olursa olsun, yıllar sonra Wattpad'e girdiğimde, burada yazmış olduğum bir kitap ve beni destekleyip kitabımı merakla okuyanların bıraktığı yorumlar (anılar) kalmış olacak. İyi eğlenceler üzümlü keklerim ❤️)
***

Beton tozlarının arasından siyahlar içindeki sky'ı görüyordum. Kulsk hizamdam boynuma doğru akan ve göğüslerimde son bulan ter damlaları eşliğinde korkuyla Sky'a bakıyordum. Bütün elementler masa'nın altına girmiş siper almışlardı. Savaştan önceki sessizlik yaşanıyordu. Herkes gergin bir şekilde Sky'dan hamle bekliyordu. Tek ayakta olan Heraklitos'la bendim.

Sky ağır adımlarla yaklaşmaya başladığında, toz bulutunu yarmış, tek bir ifade taşımayan yüzü ve sopuk gözleriyle bize bakıyordu. Biraz daha yaklaştığında Cat ayağa kalkıp silahı Sky'a doğrultup "Daha fazla yaklaşma! Vururum!" Diye bağırdı.
Diğerleri de ayağa kalkıp Cat'e destek olurcasına yanına dikildiğinde bire beş savaşın tarafları belli olmuştu.

Sky tepkisiz bize bakarken, Cat'in sözleriyle sırıtmaya başladı. Bu iyi değildi. Bu sırıtışın altında nefret, intikam ve daha fazlası vardı. Bu sırıtış bir meydan okuma, bir tehditti.

Derin sessizliği Sky böldü. Sert bir sesle
"TESLİM OLUN!" diye bağırdı. Sesli bir şekilde yutkunup "Asla Sky!" Diye yanıtladım.
Tek kaşı sorgulayıcı bir şekilde havaya kalkarken yüzündeki tehditkâr gülümseme yerini sinsi bir sırıtışa bıraktı.
Kapının ardından giren insanlarla şoka girdim. Bunlar... Sky gibiydi? Bedenlerinin etrafı suyla kaplıydı! Birden fazla mı su elementi vardı? Ama bu dengesizlikti!

"Özel gücünü kullanmayı çözmüş!" Diyen rüzgardı. Şimdi anlaşılıyordu. Elimin tersiyle alnımdaki teri sildim. Şimdi sıçmıştım. Normal şartlarda Sky'la güçlerimiz neredeyse eşitti ama şu an o özel gücüyle benim kat kat önüme geçiyordu. Bense hala özel gücümü bilmiyordum. Sky anlaşılan birilerinin bedenine girip onları da su elementi gibi kullanabiliyordu. Rüzgar'ın gücünden daha havalı...

Rüzgar "Heraklitos'u serbest bırakalım, o yardımcı olur belki! Olmazsa öldürürüz, aksi takdirde ayvayı yedik!" Diye tısladı. Sky bu konuşmaya sırıtırken kolumu boynuna doladığım Heraklitos homurdanarak "Nerdeyim?" Dedi. Ardından etrafına zar zor bakınıp "Noluyor lan! Sizin burada ne işiniz var!" Diye kükredi. Elimdeki tabancanın kabzasını kafasına geçirip küfür etmesine neden olurken "Bize yardım edeceksin ya da öldürürüm seni" diye tısladım. Heraklitos kolumun arasında bir süre debelendi. Sonuç olarak bir erkekti ve en az benim kadar kasa sahipti. Zapt edemediğim için boynunu tuttuğum kolumu aleve verdim. Acıyla inleyip "Dur!" Diye bağırdı.

Ara sıra Sky'ı kesiyor, hamle yaparsa diye tetikte bekliyordum. Heraklitos'un boynunu daha da sıkınca "Beni bırakın, yoksa ölürsünüz" dedi zar zor. Sinirle bpynunu daha çok sıktım. "Yesi'yi öldürün!" Diye emir verince Sky'ın etrafındaki 5 kişiden birinin etrafındaki su aniden kesildi. Adam resmen serbest kalmıştı. Sky adama kükredi "Git ve yesi'yi getir!"
Gözlerim şaşkınlıkla açılırken kolumu gevşetmeye başladım.
"Hayır ateş! Saçmalama, sakın onun dediğine kanma!" Diyen Cat'ti. Sağıma soluma bakınıp, elimdeki silahı Heraklitos'un şakağına vurarak "Emrini geri al!" Diye haykırdım. Pis pis gülüp "Beni öldürmen gram umurumda değil. Sadece ben ölürsem siz yaşamayacaksınız. Çünkü ben tanrıyım. Asla bu dünyada huzur bulamayacaksınız!"

Mavi Ateş (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin