(diğer bölümde Heraklitos'la yardımcısının konuşma sahnesinde ufak bir değişiklik yaptım üzümlü keklerim. Unutmuşum. Geri dönmeyin diye açıklıyorum: Heraklitos konuşmasında, astreoidi önledikten sonra Sky ve Ateş hariç diğer elementlere ihtiyacı olmadığını, bu yüzden astreoidi önledikten sonra onları öldüreceğinden bahsediyor. Kusura bakmayın, atlamışım. İyi okumalar <3)
***Parmağımla demirde yarım daire açtığımda sirenler çalmaya başladı. İşi biraz uyuşuk yapıyordum ancak sirenle hızlandım. Siren benim için çalınıyordu. Demirde daire açtıktan sonra ateş enerjimle açtığım daireye tekme savurdum. Daire demir bir blok halinde arkaya uçunca sakince içeri girdim.
Diğer elementler... Gözlerimden yaşlar süzülürken onlara büyük bir tebessümle bakıyordum. Herkes ayaklanmış beni izliyordu. İçerisi oldukça büyük bir odaydı. 2 tane ranza vardı. Bir kaç spor aleti de eklemişlerdi.
Gözyaşlarımı elimin tersiyle silip "Arkadaşlar..." Dedim titrek sesimle.Herkes bana şokla bakıyordu. Toprak ani bir hamleyle önüme hızla gelip sağlam bir yumruk geçirmesiyle arkaya savrulup dengemi kaybedip yere düştüm. Rüzgar tiz bir çığlık attı. Yerde çenemi tutarken Toprak öfkeyle üstüme atladı. Beni altına alıp sağlı sollu yüzüme yumruk atmaya başladı. Ağzıma dolan kanı zar zor yuttum. En son attığı yumrukla beraber burnuma giren keskin ağrı, kırıldığını haber veriyordu. Ona karşı gelmiyordum. Hak etmiştim. Toprak nefretle bana bakarken yakama yapıştı.
"Sen aşağılık bir insansın!"Baygın baygın ona bakarken bana kafa attı. Acıyla inleyip yere küt diye düşerken rüzgar toprağın omuzlarından tutup "Toprak yeter, karşı gelmiyor görmüyor musun!?" Diye bağırdı.
Yerde acıyla kıvranırken toprak bana bir çöpmüşüm gibi bakıp "Sikimde mi!" Diye kükredi. Flash'ın da toprağı tutmasıyla onu zar zor üstümden aldılar. Çektiğim acıyı tarif edebilir miydim, bilmiyorum... İlk kez Yesi hariç birinin beni pataklamasına müsaade etmiştim. Ama ben bu dayağı hak etmiştim....
Zar zor yerden kalktığımda diğer elementler Toprak'ı tutuyordu. Toprak öfkeyle "Bırakın beni!" Diye kükrüyordu. Burnumdan akan kanı hırkama silip yerde bağdaş kurdum. Başım dönüyordu. Zaten güçsüz düşmüştüm son bir hafta. Pataklanmayı da kaldıramamış olmam normaldi.
"Özür dilerim arkadaşlar..." Dedim kırgın bir sesle.
"Ne yüzle özür dilemeye gelirsin!" Diye bağıran toprağı tutmaya çalışan Rüzgar'dı.
"Haklısın..." Diyerek başımı eğdim. Buraya neden geldiğimi bile bilmiyordum. Ne bekliyordun ki ateş? Seni alıp bağırlarına mı basacaklardı?
"Ne diye geldin lan!" Diye bağıran Flashtı. Genelde hep eğlenceli kişiliğe sahip Flash bile benden nefret ediyordu.
Gözyaşlarım usul usul akarken "sadece bir şey söylemek istiyorum" dedim fısıltıyla.
"Söyle ve siktir git!" Diyen Cat'ti. Ben onu kendi canım pahasına ölümden kurtarmıştım ama bana minnet duyacağına öfke besliyordu.
Bakışlarımı onlara çevirdiğimde toprak hariç hepsi ayaktaydı. Toprak ranzalardan birine oturmuş, gözlerini kapatmış, başını arkaya atmış, derin derin nefes alıyordu..
"Burada kamera veya dinlrume cihazı var mı?" Dedim.
"Yok, kırdık!" Diye kükreyen topraktı.
Derin bir nefes alıp "Heraklitos sizi öldürecek. Ona güvenmeyin"dedim. en azından bunu bilme hakları vardı.
"Sana inanacağımızı mı sanıyorsun? O hataya bir kez daha düşecek kadar aptal değiliz, ateş"
Konuşan rüzgardı. En çok mahcubiyeti rüzgara karşı hissediyordum. Onu kullanmıştım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Ateş (Tamamlandı)
FantasiaElementler ve sayılar... 0 yokluk mudur, sonsuzluk mu? İsyankar bir kız istemediği bir hayat ve beklemediği bir aşk. Ateş elementine hükmeden bir kızla, Suya hükmeden bir erkek sizce bir olabilir mi? 0 ile 1 savaşa girse kim kazanır? (Kitap için +18...