Yerde büyük bir baş ağrısıyla uyandığımda ev darmadağındı. Orada oturup ağlamak istiyordum.
Jimin'e mesaj atıp onu aramaya çalıştım ama hiç bir şekilde mesajlarım gitmiyordu. Sadece vazgeçmek istiyordum.
Böyle kavga etmemizin evden gideceği anlamına geldiğini bilseydim,baştan gitmesine izin vermezdim.
Bir mesaj aldığımda anında aşağı baktım ama istediğim bu değildi, Namjoon'dan bugün işe gelmem gerekmediğini söyleyen bir mesajdı.
İç çekip kalktım, eğer zihnimi temizlemek için işe gidemeyeceksem, o zaman ben de sadece temizlik yapacaktım.
Odama gidip yerdeki tüm kıyafetleri toplamaya ve çekmecelere koymaya başladım.Banyodaki ürünleri ve hatta sinirliyken yaptığım dağınıklığı bile temizledim!
"Ah, duvarı onaracak bir şeyler almak için dükkana gitmem gerek." Duvara delik açtığım için kendimi zihinsel olarak tokatladım.
Temizliğimi bitirirken Jimin'in ofisine bakıyordum.İçeri girdiğimde burası neredeyse 10 kat daha soğuk görünüyordu.
Odaya çokk nadir girerdim zaten bu yüzden etrafa bakındım, bilgisayarı gördüğümde içine bakmak istememe neden oluyordu ama yapmadım.
Bu onun özeliydi o burada olmasa bile yine de onun özeliydi.Bilgisayarı kapatıp kapıyı kilitledim. Eve geldiği güne kadar kapıyı tekrar açmayacaktım, bu benim için daha iyi olacaktı.
Sadece koltuğa oturdum ve tavana baktım.Umarım bu onun dönemlerinden biridir ve geri döner ..... geri dönecek . Zamanı umursamadan kendimden geçmiştim.Uyandığımda saat akşam 10'du.
İç çekip ayağa kalktım, kimse mesaj atmamıştı ve evde her şey aynıydı. Kalkıp buzdolabına gittim ve yiyecek bir şeyler hazırlamak için bir şeyler seçtim.O olmadan tadı hiçbir şeye benzemiyordu.
İç çekip yatağa yürüdüm.Sanki bir anda her şeyi tekrar yaşıyormuş gibi ağlayarak uyumaya başladım, Onu özlüyordum.
Sabah 5'te yatağımda uyandım ve çok yorgundum.Yatakta dönüp tekrar uyumaya çalıştım ama yapamıyordum.Balkonda oturup aya bakmaya başladım.Depresyonda olduğumda veya uyuyamadığımda bunu hep yapardım.
Jimin ile tanışmadan önce bu şekilde yapardım ama sonradan bırakmıştım çünkü Jimin'le birlikteydim ama yavaşça ve huysuzca, aya olan ilgim beni eski zamanlara geri götürüyordu.
Bir şişe bira alıp gece rüzgarını dinlerken içmeye karar verdim.Huzurluydu, hiç olmadığı kadar huzurluydu.
Gözlerimi kapatıp, gece kokusunu içime çektim ve bir süre nefesimi verirken oluşan buharı izledim.Biramı bitirdiğimde sonunda gözlerimi kapatabildiğim için yatağa geri döndüm.
2 HAFTA SONRA
Jimin'in tek kelime etmeden ortadan kaybolmasının üzerinden günler geçmişti ve ben biriyle gerçekten konuşmayalı haftalar oldu.
Sadece herkese sinirlenip pis pis bakıyordum.Kimseye yakın olmak istemiyordum ve Jimin dönene kadar kimsenin de bana yakın olmasını istemiyordum.
Namjoon ve Jin'e Jiminle yakın arkadaş oldukları için sormaktan yorulmuştum ama hiçbir haber yoktu. Sürekli onu aramayı ve mesaj atmayı deniyordum ama hiçbir şey değişmiyordu.
Sadece yorgundum, ayrıca tekrar sigara içmeye başlamıştım.Düzenli günlük rutinim 4 yıl öncesine dönmüştü.Uyan, bir şeyler ye, işe git, sigara iç, eve git, giyin, bara git, bir ton içki iç ve daha çok sigara iç sonra bayıl ve bir yerde uyan.
![](https://img.wattpad.com/cover/317065721-288-k490238.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JUST SAY THE WORD (SOPE)
Novela JuvenilYoongi, Jimin ile dağılmakta olan bir ilişki içindedir.Bir gün sarhoş ve depresif bir ruh halindeyken istediği her şeyi yerine getirecek bir İblis çağırır.