Bölüm 12

219 30 70
                                    

Bir hafta daha geçmişti ve bugün cumartesiydi, Namjoon'a mesaj atıp takılmak isteyip istemediğini sormaya karar verdim. 

Sekreterliğe terfi ettiğimden beri onu görmemiştim.Dışarı çıkıp bir kulüpte takılalım diye kararlaştırdık.

 "Hey, Yoongi?" Hoseok'u görmek için başımı kaldırdım.

 "Evet?" 

Bana doğru yürüdüğünde yanıma gelirken biraz irkildim.  Neden bilmiyorum ama son zamanlarda onun yanında daha utangaç oluyordum. 

 "Çok iyi haberlerim var, görünüşe göre Jimin'in yükü gerçekten azalıyor, bu yüzden daha hızlı ilerleyebiliriz, anlaşmamız beklenenden daha erken bitebilir." 

Gülümsüyordum ama söylediklerinde  canımı yakan bir şeyler vardı.

"Bu harika, umarım beni geri ister falan, yani ayrıldık mı bilmiyorum ama işi nedeniyle benimle iletişime geçemediğine veya beni görmeye gelmediğine eminim."

Hoseok'un yüzü biraz düşmüştü ama anında normale döndü.

"Evet ama bugün arkadaşınla ​​dışarı çıkacaksın değil mi?" Başımı salladım. 

 "Evet klübe gidip takılacağız.Beraber takılacağımız arkadaşım da senin şirketinde de çalışıyor."

Sadece aa deyip yoluna devam etti.  Saate bakıp hazırlanmaya karar verdim.  

Kesik siyah kot pantolon giymeye karar verdim, kesikler uyluğumun ortasına kadar çıkıyordu.  Göğsümün ortasına kadar düğmeli, ince, siyah,bir gömlek giyip kollarımı dirseklerime kadar sıvadım.Biraz aşağı sarkan hoş siyah ve hafif beyaz bir kemer taktım ve siyah çizmelerimi giydim.  

Saçımı geriye yatırdım ama dağınık tutmaya karar verdim, kendime çok hafif bir kedi gözü makyajı yaptım ve güzel, küçük bir zincir kolye takmaya karar verdim.

Saçımı geriye yatırdım ama dağınık tutmaya karar verdim, kendime çok hafif bir kedi gözü makyajı yaptım ve güzel, küçük bir zincir kolye takmaya karar verdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kendimden memnun olmuş bir şekilde  saatimi takarak dışarı çıktım.Saçlarımı düzeltirken Hoseok'un bana baktığını görünce şakacı bir jest yaptım, ona göz kırptım, dudaklarımı hafifçe yalarken yukardan aşağı ona baktım.  

Gözlerine baktığımda gözlerindeki ateşin daha cesur bir hale geldiğini görüyordum.  Sadece tepkisine güldüm.  Gözlerindeki alevi gerçekten sormak istiyordum ama içimde bir şey bana sormamam gerektiğini söylüyordu.  

"Pekala, çıkıyorum artık " 

Sadece "sonra görüşürüz" diyerek başını salladı. Dışarı çıkmadan önce "Sarhoş olma!" gibi bir şey duyduğumda kıkırdadım.

Buna gerçekten aldırmıyordum, buna alışabilirdim,aramızda ki bu duruma alışabilirdim...Ha, hayır Jimin'i yakında geri alacağım.  

Kulübe gittiğimde Namjoon'u Jin ile görmüştüm, bu yüzden hızlıca yanlarına yürüdüm.  

JUST SAY THE WORD (SOPE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin