Ben geldiim! Biraz erken geldim bu sefer. Diğerlerine kıyasla biraz daha kısa bir bölüm olduğu için daha erken atmak istedim. Geçiş bölümü olarak düşünebiliriz, sadece sonraki bölümü bekleyin... İyi okumalaar<3
-Naz
"Beş dakika daha..."
Sanırım yaklaşık 15 dakikadır aynı cümleyi kuruyordum ve başımdaki adam asla bu cümleyi duymaktan bıkmadan beni uyandırmaya çalışmaya devam ediyordu. Onun pes etmeyeceğini anlayınca ben pes etmek zorunda kaldım ve yavaşça doğrulmaya başladım zorlukla da olsa.Dün gece geldi aklıma, bahçedeki koltukta uyumuştuk, sarılarak. O bana, Yaz'a değil, Naz'a içini açmıştı güvenip. Yanımda gerçekten Pamir olmuştu. O savunmasız çocuğu bana göstermişti.
Gökkuşağı gibiydi, o güne kadar etrafına ördüğü duvarların ardından onu görebiliyordum ama dokunamıyordum. Dün gece ise o gökkuşağının altındaki hazineye ulaşmıştım.
Onu dinlerken sanki bunları yaşayan benmişim gibi hissettim, sanki benim öyle canım yanmış gibi. Tarif edemeyeceğim kadar garip hislerdi. En son ise bana sarıldıktan sonra uyuyakalmıştı, ben de üzerimize bir pike örtüp onunla orada uyumuştum.
Doğrulduğumda Pamir hala bana bakıyordu. Benden önce uyanıp pikeyi benim üzerime örtmüştü. Yaklaşık üçüncü kez gözlerimi ovuşturup ayılmaya çalıştıktan sonra uykulu bir ses tonuyla "Günaydın." dedim. Aynı sevecenlikle ama daha dinç bir ses tonuyla karşılık verdi. "Günaydın."
Ben yattığım yerde doğrulup yerdeki terliklerimi giymeye çalıştım hala ayılamamış şekilde üzerimdeki pikeyi kaldırmaya çalışırken.
"Hadi gel, kahvaltı hazırladım."
"Sen?"
"Hı hı."
"Kahvaltı?"
"Evet."
"İki oldu. Sayacağım artık. Neyse bir elimi yüzümü yıkayıp kendime geleyim inerim."
Kalkmadan masadaki yüzüğü elime aldım unutmamak için. Pikeyi katlarken arkamda duran Pamir dün hakkında ilk konuşan taraf oldu.
"Teşekkür ederim, dün için."
Yüzümdeki gülümsemeyle ona döndüm, ilerledim ve aramızda birkaç adım kala durdum.
"Görevimiz, 'orti'."
Yeni bulduğum bu kelimeye ikimiz de aynı anda güldük. Neden bunu söyledim bilmiyorum ama onun yanında içimden ne geçiyorsa rahatça söyleyebiliyordum ilk zamanların aksine.
"Hayır yani, gerçekten teşekkür ederim. Yanımda olduğun, sadece olduğun değil yanımda olduğunu hissettirdiğin için. Teşekkür ederim."
Onun ağzından böyle şeyler duymaya alışık olmasam da şaşırmanın yanında mutlu da olmuştum.
"Rica ederim." dedim omuzlarımı silkerek. Böyle durumlarda ne deneceğini hiç bilmiyordum, bu kez çalışmadığım yerden sormuştu.
"Sen ne zaman istersen Uzman Psikolog Yaz Güneş'ten (dün geceki gibi elimle yüzüğümü tuttum) Orti'n ve dert ortağın Naz'a (yüzüğü çıkarır gibi yapıp parmağımın ucuna getirdim) geçiş yapabilirim."
Güldü ve aramızdaki birkaç adımlık mesafeyi daha da kapattı. Birbirimize bu kadar içten güldüğümüz nadir anlardan biriydi.
Yaz Güneş deyince tamamiyle aklımdan çıkan randevum aklıma geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Princess and Gentleman • Naz&Pamir
RomanceBu, yıllardır kapatıldığı kalesinde gerçek aşkı bekleyen prensesle sevgiye inancı kalmamış centilmenin birbirlerini ve aşkı bulmalarının hikayesi🦋