O N Ü Ç

609 58 164
                                    

Bu kez arada kimse yoktu, ne Yaz ne de Levent. Pamir ve Naz vardı. Levent Yaz'ı değil, Pamir Naz'ı öpmüştü. İlk kez.

-Naz

O an tek beden gibi duruyorduk, kalp atışlarını göğsümde hissediyordum. Ve onun kalbi de aynı benimki gibi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.

Dudaklarımız birbirinden ayrıldığında ben bir süre gözlerimi açmadım ama onun çoktan gözlerini açmış olduğunu ve bana gülümseyerek baktığını hissedince yavaş yavaş gözlerimi açtım. Bana ilk kez böyle bakıyordu, bu bakışı anlatabilmek çok zordu çünkü bir sürü duyguyu hissettiriyordu ya da ben az önce olan şeyin etkisinden çıkamadığım için vücudum ters tepki veriyordu. Bana hala gülümseyerek bakıyordu utanarak gözlerimi kaçırsam da çoktan gülümsemesi bana bulaşmıştı.

"Söylediğim hiçbir şeyden pişman değilim."

Söylediği cümleyle artık bu kendimden geçmiş halimden çıkmam gerektiğini anladıktan sonra söylediğine güldüm. Ona bakarken bakışları tekrardan dudaklarıma kayınca belimdeki ellerinden kendimi kurtarıp birkaç adım attıktan sonra 100 km öteden heyecanımın hissedilebileceği ses tonumla konuşmaya başladım.

"Uyumaya gidiyorum ben."

Dudağımı ısırıp hızlıca merdivenlerden çıkarken birkaç kez arkama dönüp baktığımda onun da dudağı kenara kıvrılmış şekilde bana baktığını gördüm. Odama gidip kapıyı kapatıp arkamı kapıya yasladım ve yatağa gidene, uyuyana kadar o an gözümün önünde onlarca kez tekrar etti.

...

İlk kez bilerek kapımı kilitlememiştim, herhangi bir durumda beni koruyacağını bilecek kadar güveniyordum sanırım ona artık gerçekten. Öyle hissettirmişti çünkü. Yıllar sonra birinin yanında bu kadar güvende hissetmek özlediğim bir histi. Saçımda hissettiğim el ve kulağımdaki sesle yavaş yavaş gözlerimi açmaya başladım.

"Naz? Sevgilim? Birtanem?"

Sesin Pamir'e ait olduğunu anlamak zor değildi, bu kelimeleri ondan duymak garip gelse de. Duyduğum seslerden dolayı yüzümde oluşan gülümsemeyle ona doğru döndüm. Uykulu sesimle konuşmaya başladım.

"Ne bu şimdi?"

"Sevgilimi uyandırmaya geldim, bu da suç?"

Hala uykulu halimle yatağımda doğruldum, o da dirseğini yatağın başlığına yaslamıştı.

"Dün bir bugün iki ama sen alışkınsın herhalde böyle kelimeleri kullanmaya."

"Eh yani, kullanmadım diyemem."

Yavaşça omzuna vurdum kızmış gibi yapıp.

"Kızma kızma, çok kullandım bu kelimeleri ama en güzel sende duruyor."

"Çok" kelimesinden dolayı gözümü devirsem de cümlenin geri kalanından dolayı memnun şekilde gülümserken yanağımdan uzun ve sıkıca öpüp kapıya doğru ilerledi.

"Hadi gel kahvaltı hazır!"

Bense arkasından gülümseyerek izlemiştim gidişini. Üstümü değiştirmeden pijamalarımla elimi yüzümü yıkadıktan sonra kahvaltıya indim. Az da olsa üzerimde dünden kalan utangaçlığı da etmemeye çalışarak mutfağa girdim enerjik sesimle.

Princess and Gentleman • Naz&PamirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin