Ü Ç

967 74 69
                                    

-Pamir

Tarık ile birkaç kez iş yapmıştık ve hiçbirinde silah taşıtmamıştı bize. Elbet bir şekilde yapacaktı, nereye kadar böyle devam ettirebilirdi ki sonuçta. Tüm bunları düşünürken evin kapısını açıp içeri girdim. Koltukta oturup telefonuyla uğraşan Naz'ı gördüğümde sabahki konuşmamız aklıma geldi. Hala tripli olduğu her halinden belliydi. Bir kabul etse kıskandığını söyleyecektim ama ben inatçıydım, o benden inatçıydı.

"Ben geldim."

Başını telefondan kaldırmayıp cevap verdi.

"Hoş geldin."

Hala tripliydi ama gece kulübüne gittiğimi söylersem iyice sinirlenirdi, kızardı o yüzden söyleyemezdim. Yanına oturdum. Bir süreli sessizliğin ve ona bakıp bakmadığımı kontrol etmek için bana göz ucuyla atılan bakışların ardından konuşmayacağını anlayıp bu sessizliği ayaklanarak ben bozdum.

"Hadi kalk, yemeğe gidelim!"

O da ayağa kalktı.

"Maalesef, Nehir ile bu gece için planımız var."

"Ne planı?"

"Dışarı çıkacağız."

"Nereye?"

"Ne bu sorguya çeker gibi! Sana hesap vermek zorunda değilim."

"Yani değilsin tabii de, merak ettim. Ondan sordum. Nereye gidiyorsunuz diye."

"Kafamızı dağıtmaya." benim bu sabah sunduğum sebebi bilerek sunmuştu bana. Benim kozumu bana oynuyordu

"Kafa dağıtmaya?"

"Aynen öyle. Şimdi izin verirsen hazırlanmaya gideceğim."

Yanımdan geçip yukarı çıktı. Belli ki benden intikam almaya çalışıyordu. Nereye gidebilirlerdi ki hem, öyle gece kulüpleri ona göre bir yer değildi, tarzı değildi. Mutfağa gidip kendime bir şeyler hazırlamaya karar verdim.

Sandviçimi hazırladıktan sonra salona geçip sandviçimi masaya bırakırken gözüm topuklu ayakkabı seslerinin geldiği merdivene kaydı. Ve gördüğüm manzara karşısında ağzım açık kaldı. Siyah elbisesi ve açık saçlarıyla merdivenlerden inerken bir yandan telefonunu küçük siyah çantasına yerleştirmeye çalışıyordu. Ne kadar süre öylece bakakaldım bilmiyorum ama Naz'ın yüksek ihtimalle iki üç kez söylediği sözü yeniden tekrar etmesiyle kendime gelebildim, kısmen.

"Hey! Çıkıyorum ben."

"Ne- ne zaman gelirsin?"

"Bilmem, belli olmaz. Sen bekleme."

Son cümlesinden sonra yüzünde oluşan hafif zafer gülümsemesiyle evden çıktı. Ve o evden çıkana kadar ben gözlerimi ayıramadım. Çıktıktan sonra kafamı iki yana sallayıp kendime geldim ve yemeğimi yemek için sandalyeye oturduğumda aklım hala Naz'daydı. Nereye gidiyor olabilirdi ki? Düşünmeden kalktım ve Naz ile Nehir'i takip etmek üzere evden çıktım.
Arabaya binip evin kapısından çıktıktan sonra yan taraftan Tarık'ın da çıktığını gördüm. İkimizin de aynı amaçla çıktığı çok belliydi. Arabaya doğru yaklaştı.

"Nereye Levent kardeş?"

"Aynı yere galiba Tarık abi, gel."

Tarık da istediği cevabı almış olacak ki arabaya bindi ve Nehir'in arabasını takip etmeye başladık. Geçen gece ve Naz ile göreve başlamadan önce neredeyse her gece geldiğim gece kulübünün önünde durduk. Biz de çok yakınlarında değil ama onları görebilecek bir mesafede durduk. Onlar içeri girdikten sonra bir süre bekledik. Tarık dayanamayıp kemerini açıp arabadan çıkmaya yöneldi.

Princess and Gentleman • Naz&PamirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin