Merdivenden yükselen gıcırtılar yavaş yavaş bulunduğumuz odaya yaklaşmaya başladığında gözlerim Ares'e kaydı. Bakışları bana yönelirken yavaşça elini ağzımdan çekip beline atarak gümüş silahını çıkarmıştı. Ben bir kapıya bir de ona bakarken yavaşça geriye adım atarken beni de kolumdan tutup odanın diğer köşesine çekmeye başladığında peşinden gitmekten başka çarem yoktu.
Beni pencereye çekip bir yandan da çabuk gitmemiz için pencereyi yavaşça sessiz olmaya çalışarak açarken aklıma gelen şeyler kaşlarım çatılıp başımı aşağı çevirdim. Üzerimde havludan başka bir şey yoktu ve biz şu an kaçmak üzereydik. Havluyla hiçbir şekilde hiçbir yere kaçamazdım o yüzden de o pencereyle uğraşırken ona arkamı döndüğüm gibi hızlı dolaba ilerleyip içinden elime geçen şeyleri sessizce aldım. O hızla elime bir baksır ve eşofman altı geçerken daha ne olduğunu bile anlamadan belimden tutulup havaya kaldırılarak geriye çekilmem bir olmuştu.
" Öldürüleceğiz biraz sonra ve senin düşündüğün şey pantolon mu cidden! " Bir yandan belimden havaya kaldırarak benimle birlikte geri geri yürüyüp pencereye yaklaşırken diğer yandan da sinirle söyleniyordu.
Onun dediklerine kaşlarımı çatarken elimdeki kıyafetleri sıkıca tutuyordum. Beni yere bırakıp açık pencereden bacaklarını dışarıya sarkıttığında kolumdan tutup beni de yanına çekiştirdi. Kıyafet bulunan ellerimle havluyu sıkıcı tutmuşken diğer elimi de pencerenin kenarına koyup onun yanında durdum. Bana bakmadan elindeki silahı tekrar beline yerleştirip bedenini aşağı sarkıttığında, ayaklarımızın altında bulunan yere elini koyarak atlayıp uzun bedeni ile kolayca aşağıya ulaşmıştı.
Alttan bana bakarken eliyle gel işareti yaptığında Bir ona bir de evin içinde dolanan ayak seslerine baktım.
" Hadi! " diyen sabırsız ve sinirli sesi ile bedenimi aşağı eğip atlamak için pencerenin pervazlığını oturdum. Ama üzerimde sadece havlu varken aşağı atlamak çok tehlikeliydi. Atlasam rezil olma şansım yüksekti ama atlamasam da aşağıdaki adamın beni öldürme ihtimali çok daha yüksekti. O yüzden de el mecbur aşağıdan beni izleyen adamın üzerine hiç düşünmeden bedenimi bıraktığımda, yere düşmeyi beklerken havada tutulmamla biraz da olsa rahatlamıştım. Bir elim havluda olduğu için açılmadığına içten içe sevinirken beni yere bıraktığında bu sefer de çıplak ayaklarıma gözüm takıldı.Tam o sırada Ares ayaklarımın önüne içeride olması gereken spor ayakkabılarımı bıraktığında şaşkınlıkla ona baktım. Her şeyi önceden planlamış olması beni bir nebze olsun korkuturken bana bakan çatık kaşlarıyla onu sinirlendirmemek için anında ayaklarımı siyah spor ayakkabılara geçirip merdivenlerden inen bedenin peşine takıldım. Karanlık gecede üzerindeki siyah kıyafetle ve elindeki gümüş silahla çatık kaşlarını sağa sola çevirerek etrafına dikkatli bakıp hızlı ve sessiz bir şekilde yürürken ses çıkarmadan ben de peşinden ilerledim. Ona yakın bir mesafeden yürürken sürekli etrafıma bakınıp duruyordum. Evin içinde kaç adam vardı bilmiyordum ama muhtemelen çok kişiydi. Çünkü Ares peşine birkaç kişi takılacak tipte biri değildi.
Ağaçların arasından sessiz ve hızlı bir şekilde ilerlerken Ares sürekli arkasına dönüp beni kontrol ediyordu. Ve bu da içimde bir yerlerde garip bir his oluşmasına neden oluyordu. Ondan çok hoşlanıyordum ve en ufak hareketi bile kalbimin deli gibi atmasına neden oluyordu.
Bir süre yürüdükten sonra karanlıkta etrafıma bakarak ilerlerken bir anda belimde hissettiğim elle Ares'e doğru baktım. Bir eli çıplak karnıma derken silahla elini kaldırıp ağzına doğru tutarak sus işareti yaptığında başımı sallayıp onu onayladım. Bir ağacın gövdesine saklanırken beni de kendine çektiğinde ağacın arkasından baktığı yöne baktığımda uzakta gördüğüm iki siyah takım elbiseli adamla, görünmemek için onun arkasına saklandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BASKIN-Gay
General Fiction+30 Tehlikeyi seven bir adam ve tehlikenin ta kendisi olan başka bir adam