Bölüm smut içermektedir!
Okurken yorum yapmamazlık etmeyin.
-------Dudaklarıma kapanan adamın yaydığı sıcaklık dudaklarımdan kasıklarıma kadar iniyordu. Gözlerim açık dururken hâlâ şaşkınlıktan karşılık verememiştim. Alt dudağımı çekiştirdiğinde kendime geldim. O ana kadar nefesimi tuttuğumu fark etmemiştim. Ares geriye çekilip yüzüme baktı. Gözleri karanlıkta daha da koyu bir griye dönüşmüştü. Biraz önce beni kendi isteğiyle öptüğünü idrak ettiğimde yutkundum. Grileri yüzümde turlarken sırıttığını görür gibi oldum. "Sesini kesmek için bu yeterli mi?"
Sesi, sanki odada biri varmış da duymasını istemiyormuş gibi kısık çıkmıştı. Sözleri boğazımı kurutmuştu. Dudaklarımı araladım ama bir şey diyemedim. Aralık ve nefes nefese olan dudaklarımla ona baktım. Tadını tekrar almak istiyordum ama alacağım tepkiden korkuyordum. O istemeden ona yaklaşamıyordum bu yüzden cevap vermeden gözlerine baktım. Az önce beni öptüğü için istemsizce koluna tutunmuştum. Elimi oynatarak kolunu sıktım hafifçe. Gözleri elime kaydı.
" Demek yetmedi? " diye fısıldadı.Kalbim hızlanırken gözlerimi ondan çekmedim. Birkaç saniye sonra grileriyle buluştuğumda üzerime eğildi. Dibime girdiğinde gözlerim kısıldı. Aralık dudaklarımdan çıkan her bir nefes onun dudaklarını okşuyordu. Bana değmeden beklediğinde, bacaklarım pikenin altında olduğu için hareket ettirdim. Sanki beni etkisiz bırakmak istiyormuş gibi havada olan bedenini bacaklarımın üzerine bıraktı. Artık hareket ettiremediğimde kıpırdanmayı kestim. Daha önce de hatırladığım kadarıyla vücuduna dokunulmasından hoşlanmıyordu. Bunu, birkaç saniye sonra tuttuğum kolundaki ellerimi yakalayıp yatağa sabitlemesinden de anlamış oldum.
" Dokunmak yok. " diye fısıldadı dudaklarıma temas ettiren dudaklarıyla.
" Neden? " diye sordum, dibimdeki dudaklara yapışmamak için kendimi sıkıyordum. Fazla yakın olduğumuz için gözlerim kapanıyordu.
Ares, " Çok konuşuyorsun Pars Kılıçhan." dediğinde, daha bir şey diyemeden tekrar dudaklarının tadını dudaklarımın üzerinde hissettim. Gözlerim anın büyüsüyle kapanırken karşılık verdim. Onu gördüğüm günden beri istediğim tek şey ona dokunmaktı, tadını almak, gözlerinde yok olmak... Ve bu gece bana istediğim her şeyi veriyordu. Bana düşen tek şey onu kabul etmekti, bende öyle yaptım.
Bu yaşıma kadar yüzlerce kez insanlarla birlikte olmama rağmen, hiçbirinden Ares'le öpüşmekten aldığım zevki alamamıştım. Sanırım sevmek böyle bir şeydi. Ares bana bütün herkesi unutturuyordu.
Sıcak dudakları hızlıca dudaklarımda gezinirken alt dudağımı kanatırcasına öpüyordu. O kadar sertti ki hızına yetişemiyordum. Canım acımasına rağmen daha fazlasını istiyordum. Öpüşüne karşılık verdikçe daha da sertleşiyordu. Sıcak ve ıslak dudakları karnımdan aşağıya ılık bir şeyler akmasına neden oluyordu. Bu his hem canımı yakıyor hemde tarifi imkânsız bir haz veriyordu.
Ellerimi oynattığımda tutuşunu sertleştirdi. O bırakmak istemeden ondan kurtulamayacağımı bildiğim için daha fazla karşı çıkmadım. Hayatımda ilk defa birinin bana hükmetmesini istiyordum. Ve bu istek kasıklarımı sızlatıyordu. İçimde büyüyen şeye engel olamayarak üzerimde oturan Ares'e kendimi ittiğimde dudaklarımda duraksamasına neden olmuştum.
Gözleri açılırken dudaklarını çekmedi. Aldığı nefesler ıslanan dudaklarımı üşütüyordu. Karanlıkta parlayan gözleriyle bakıştım. Bir şey demeden dururken yaptığım şeyin yanlışlığıyla gözlerimi kaçırdım. Sanırım Ares sadece benimle öpüşmek istiyordu, ötesini istemiyordu...
" Özür dilerim istemeden oldu..." diye fısıldadım onun duyacağı şekilde. Ondan daha fazlasını bekleyen yanım dumura uğramıştı.
Elini çeneme getirerek başımı kaldırdı. Yüzüne bakmamı sağladığında gözlerinin içine baktım. Gözlerinde garip bir şey vardı. Camdan içeri süzülen ay ışığı tam da ikimizin üzerine vuruyordu. Ama Ares üstte olduğu için yüzü karanlıkta kalıyordu, o ise benim bütün yüz hatlarımı görüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BASKIN-Gay
General Fiction+30 Tehlikeyi seven bir adam ve tehlikenin ta kendisi olan başka bir adam