0.3

536 72 42
                                    

Düğünden 10 yıl önce

Sakusa, Japan All Youth Eğitim Kampına katılmak için seçilmişti.
Ailesiyle beraber geçen lanet olası ayın üzerine. O ve kız arkadaşı ayrıldığından beri bu konunun üzerindeydiler. Onlara acımaktan kendini alamıyordu.

Aylardır onu neşelendirmeye çalışıyorlardı, oysaki onun neşelendirmeye bile ihtiyacı yoktu. Onu ne neşelendirirdi biliyor musunuz?

Evinden atılma tehdidi olmadan dışarı çıkabilmek. Ya da belki yeni eldivenler iyi olurdu. Belki onlara süslü görünümlü eldivenler almalarını söyleyebilirdi. Beyaz yerine siyahlar.

Muhtemelen, sümüklü zengin arkadaşlarına onun hakkında övünme biçimleriyle şu anda istediği her şeyi vereceklerdi.

Belki de bu tepedeyken şimdi açılmalıydı.
'Millet, tüm desteğiniz için teşekkürler, harikayım değil mi? Ülkedeki ilk 3'deyim! Spor bursuna giden yol! Gururlu musunuz? Olmalısınız. Oh ve bu arada, ben eşcinselim.'

Buna kızamazlardı, değil mi?

Komori de davetliydi. En azından orada tahammül edebileceğini bildiği bir kişi olacaktı. Umarım oda arkadaşlarını seçme lüksüne sahiptirler.

Eğitim kampına gitmek için ayrılmadan önceki gece, ailelerinin kaynaşma akşamlarından birine katılmaya zorlanmıştı.

Onlara ayrılığını anlattığından beri annesi bu tarz kaynaşma akşamları düzenlemeye başlamıştı. Yine de Sakusa bunun nasıl bir bağ olarak sayıldığından tam olarak emin değildi.

Televizyon açıktı ama haber kanalındaydı, annesi bir aşk romanı okuyordu, babası dizüstü bilgisayarındaydı ve dürüst olmak gerekirse, toplanmadan önce yukarı çıkıp uzun, sıcak bir duş almak istiyordu.

Haberlerin intihar eden bir lise son sınıf öğrencisi hakkında konuşmaya başladığını duydu Sakusa. Görünüşe göre, bunu eşcinsel olduğu için yaptığını ima eden bir not bırakmıştı.
Bu çok rahatlatıcıydı(!). Bu kesinlikle(!) kusmak istemesine neden olmamıştı.

Sakusa ellerini eşofmanının ceplerine sokarak titremeye başladıklarını gizlemişti.

"Zavallı çocuk."

Annesi içini çekerek başını iki yana salladı

"Ailesi o daha küçükken bu konuda bir şeyler yapmalıydı." "

Onları genç yaşta başlattığınızda değiştirmek çok daha kolay." Babası eklemişti.

Sakusa yutkunmuştu.
"Bu gerçekten değiştirebileceğin bir şey mi?"

"Tabi ki." Babası kendinden o kadar emin bir sesle cevap vermişti ki, neredeyse onu da ikna ediyordu.

"Yeterince sıkı çalıştığınız sürece kendinizle ilgili her şeyi değiştirebilirsiniz. Özellikle de bunlar senin için iyi olmayan şeylerse."
(not: çevirirken sinirden evi sırtladım gidiyorum burdan)

Sakusa bunun tam olarak nasıl işlediğini merak etti. Değiştirmek için tam olarak ne yapması gerekiyordu. Zaten aklına gelen her şeyi denemişti.

Bir sürü film, porno, ona daha fazlasını hissettirebilecek bir şey, herhangi bir şey olup olmadığını görmek için kızlara baktığı bir yolculuktan geçmişti. (Muhtemelen onu bir sapık gibi gösterdi ve muhtemelen bazılarını korkuttu. Bunun için üzgün.)
Hatta bir yıl boyunca bir kızla çıktı. Kanıtlanan tek şey, bunu yapamayacağıydı. Kızlar güzeldir. Sevimliler, yumuşaklar ve gözleri yormadılar. Onlara bakmayı ve bazılarıyla konuşmayı severdi. Ama hepsi buydu ve olabileceğini hissettiği tek şey buydu. Lanet olası bir yıl boyunca bir kızla çıktı ama yine de Yamazaki Kento, Tom Holland ya da lanet olasıcalara hissettiklerinin yarısını bile ona karşı hissedemedi...

A Liar's Truth [SAKUATSU Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin