0.5

426 62 32
                                    

"Tamam!"
Top, bir set için hazırlanan ve "Omi-kun!" diye bağıran Atsumu'ya doğru uçmuştu.

Sakusa koşmuş, sağ kolu havada zıplamış ve Atsumu'nun Bendy Wrist Spike dediği şeyi yaparken top doğrudan avucuna geliyor gibi görümüştü. Seti kazanmışlardı.
Sakusa ona dönmeden önce Atsumu'nun diğerlerini, Kageyama Tobio, Hoshiumi Kourai ve hatta Komori'yi beşlik çaktığını görür. Atsumu ellerini indirip, başını ona doğru eğerken kalçalarına yerleştirdi. "Şuna bak, gösterişli bir smaç vurduktan sonra kendini beğenmiş olmuşsun"
Sakusa'nın gözleri ona doğru kısılmıştı.

"Ne demek istediğini anlamıyorum Miya."

"Hımmmm," diye mırıldandı Atsumu, yanına yürüyerek, onu dirseğiyle nazikçe dürtmüştü, "Biliyorsun, Koç bir süre önce birlikte en iyi şekilde çalıştığımızı söylediğinim diye duydum.''
"Öyle mi?" Sakusa tam olarak hiç şaşırmayarak sormuştu.

En iyi pasör. En iyi ACE.
Tabii ki birlikte iyi çalışıyorlar. Birlikte iyi çalışamazlarsa en iyisi olmazlardı.

"Ne düşünüyorsun, Omi? Birlikte iyi olduğumuzu mu düşünüyorsun?"

Sakusa, yanındaki çocuğa düzgün bir şekilde bakmak için başını çevirdiğinde, neredeyse burunları çarpıyordu.
Sakusa, Atsumu'nun ne kadar yakınında durduğunu fark etmemişti bile.

Atsumu'nun kocaman gözleri ile karşılaştı. Yüzü, Sakusa'nın ancak azgın olarak tanımlayabileceği bir ifadeyle yer değiştirmeden önce, kendine özgü kendini beğenmiş bir gülümsemeye sahipmiş gibi görünüyordu.

Sadece yüzünde aynı ifadeye sahip olmadığını umabildi. Ancak gözleri Atsumu'nun dudaklarına kaymaya başladığında Sakusa onların tam olarak nerede olduklarını ve etraflarında kaç kişinin durduğunu fark etmişti.

Beceriksizce öksürmüş ve güçlükle, başka yöne bakmayı başarmıştı. Atsumu hala ona bakıyordu. Sakusa bir adım uzaklaşmış ve su şişesine ulaşmak için eğilerek banklara yönelmişti.
"Bana bakmayı kes."
"Sana bakmamdan hoşlanıyor musun?"
Atsumu dalga geçmiş, inatla ona doğru adımlamış, kendini banka bırakmış ve Sakusa'nın gözlerinin içine tekrar bakmak için başını eğmişti.

Sakusa sadece arkasını dönerek dikkatini birdenbire çok ilginç olan spor çantasına vermişti.
"Senden durmanı istiyorum çünkü hoşuma gitmiyor."
Atsumu tepki vermemişti.

"Hayır," diyor, kollarını birbirine dolayarak, "Benden durmamı istiyorsun, çünkü bunu biraz fazla seviyorsun."
"Kendini beğenmişsin."

"İnsanların beni istediklerinde bana nasıl baktıklarını biliyorum," diye karşılık vermişti Atsumu, Sakusa başka tarafa bakmaya başlamadan önce tekrar öne doğru eğilerek, "Ve sen bana çok fazla bakıyorsun."

Sakusa'nın yüz havlusunu tutuşu sıkılaştırmıştı. "Bunu nereden bileceksin? Bana bu kadar mı dikkat ediyorsun?"
Atsumu kıpırdamıyor bile. "Çünkü ben de sana çok fazla bakıyorum," diyor, sanki onu öpmek üzereymiş gibi daha da yaklaşarak. Doğrudan kulağına konuşmak için yaklaşıp, "Omi-kun." demiş ve sonra, sanki Sakusa'nın dünyasını kontrolden çıkarmamış gibi, gelişigüzel bir şekilde uzaklaştı.

Sakusa, dizlerinin hafifçe titrediğini hissederek, tek eliyle kendini desteklemiş ve bankın içine gömülmüştü.

Panik içinde etrafa bakmıştı, bunu gören var mı diye merak etmişti, çünkü görürlerse bileceklerini biliyordu. (ailesinden bahsetmekte) Bilirlerdi.

Odayı tarıyor ve dünyanın aniden onun eşcinsel olduğunu bildiğini ima edecek bir ifade arıyordu. Hiçbir şey bulamadı.
Nefesini düzene sokmaya çalıştı.
Kimse bilmiyor. Görmediler. söyleyemediler. Sorun değil. Sadece Komori bilir. Ve Atsumu. Atsumu. Kahretsin, Atsumu.
O zaman bilmiyorsa, şimdi biliyordu, değil mi? Kahretsin.
Sakusa başının dönmeye başladığını hissetmişti..

A Liar's Truth [SAKUATSU Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin