Maç sonunda el sıkıştılar. Itachiyama, Inarizaki'yi yenmeyi ve şampiyon olmayı başarmıştı, ancak oldukça yakın bir maçtı.
Bunu bir meydan okuma haline getirecek kadar iyi bir maçtı.Sakusa, ellerini uzatmış Atsumu'nun önünde durduğunda, ikisininde de bir anlık bir tereddüt ettiği görünmüştü.
Bu tereddütü İlk kıran Atsumu olmuştu, Sakusa'nın elini tutup sıkıca salladı."İyi oyun, değil mi?"
Yüzünde ukala bir gülümsemeyle söylüyordu bunu. Güçlü bir Kansai aksanına sahipti.
Sakusa yutkundu."Evet." Aceleyle arkasını dönmeden önce cevap vermişti.
O gecenin ilerleyen saatlerinde, Sakusa yatakta yatarken, belirli bir aksanla konuşan o sesi ve yüzü düşünerek kendisini okşamaya başlamış ve iki kez de gelmiş ve sonra, çok, çok uzun bir süre ağlamıştı.
(not:arkadaşlar yemin ediyorum hızlı bir geçiş var burda ben bir şeyi kesmedim)
Bir dahaki sefere, neredeyse hiç tanımadığı bir kızdan itiraf aldığında, yıllarca farklı soğuk reddetme biçimleri denedikten sonra ilk kez evet demişti.
Sakusa düşündü.. 'Yaşamama izin verilen tek yol bu ve yaşamama izin vermemin tek yolu bu.'
Kimsenin gecenin derinliklerinde kimin adını inlediğini bilmesine gerek yoktu.
O kızla şaşırtıcı bir şekilde bir yılı geçirdikten sonra voleybolu ondan daha çok sevdiği bahanesiyle kız tarafından terkedilmişti.
Buna ne diyeceğini bilemedi. Kızın tam olarak yanıldığı söylenemezdi. Üzüldü ama hissettiği kalp kırıklığı değil, yenilgi olduğunu fark etti.
İçini çekti ve düşündü. 'En azından artık onunla sevişmekten zevk alıyormuş gibi yapmak zorunda değilim.'
Ve sonra.. 'vay be, bu berbat bir şey' diye düşünmüştü__
Tek söylediği kişi Komori'ydi. Güvenebileceğini bildiği tek kişi Komori'ydi.
''Sanırım eşcinselim'' dedi bir gece pijama partisi sırasında. Kuzeni uzun bir süre sessiz kaldı ve elini dizine dayadı ve ''Bana söylediğin için teşekkür ederim'' dedi. Sakusa biraz gözyaşı dökmüş ve Komori hiçbir şey söylememişti, sadece elini dizine kuzeninin koymuş ve iyileştirircesine sıkmıştı.Komori ona belki, sadece belki, bir gün her şey düzelecekmiş gibi hissettiren ilk kişiydi.
Okulunun ona unutturduğu günlerde bile, anne babasının ona unutturacak şeyler söylediği günlerde bile, Komori'nin güven veren gülümsemesini hatırlamaya zorlardı kendini. Dizlerinin üstüne çöktüğünde ve başka hiçbir şey işe yaramıyormuş gibi hissettiğinde onu kurtaran da düşüncedir budur.
Miya Atsumu'yu ilk seferden bu yana birkaç kez daha gördü ve her seferinde, her zaman bir voleybol ağıyla, bastırılması zor bir öfke ve kırgınlık dalgası hissediyordu.
Atsumu muhtemelen anlıyordu. Sakusa ona her sinir olmuş bir şekilde bakıyordu.Sakusa ise onu her gördüğünde tek düşünebildiği şey: 'Bunların hepsinin senin suçun. Bu senin lanet olası hatan. Bana mal olduğun normal hayatı geri ver. Sorumluluk al.'
Düğüne 2 saat kala
Osamu kapıları açtığında duyduğu ilk şey hıçkırık şeklinde 'SUNARIIIIIIIIN' kelimesi, ilk gördüğü şey ise dizlerinin üzerinde ağlayan, iki kez düzeltilmiş olan makyajını yine mahveden kardeşiydi.
Suna yorgun bir şekilde gözyaşlarını bir mendille silmişti.
"Atsumu, lütfen yeter, seni kahrolası drama kraliçesi," diye yalvarıyordu Suna, mendilde kalan kalıntıya silerken. "Birkaç saat içinde evleniyorsun, toparlan."
"Yapamam," diye ağlıyordu, "sadece... çok mutluyum. Çok mutluyum. Ben evleniyorum, Rin."
"Tamam, bu kadar yeter." dedi Osamu, sonunda Suna ve kardeşinin yanına diz çökerek varlığını belli ederek konuşmuştu.
"Yüksek sesle ağladığım için bok gibi oluyorsun 'Tsumu. Eğer kendini toplamazsan, orada seni korumamı bekleme. Biyoloji sınavına girdim ama senin yerine evlenmiyorum, duydun mu beni?"
Osamu, Suna'nın elindeki mendili alıp tüm hayatı boyunca olduğu gibi ikizine bakma görevini üstlenirken, Atsumu burnunu çekip somurtuyordu.
Şimdi bu rolü Sakusa'nın devralacağı onu rahatlattı. Ama yinede bir parçası istemsizce biraz geride bırakılmış hissediyordu. O her zaman Atsumu'nun diğer yarısıydı. O her zaman Öteki Miya'ydı.
Tamam, belki de hala bunun değişmek üzere olduğunu kabul etmeye çalışmanın ortasındaydı. Bu yüzden onu yargılamak isteyen varsa yargılayabilirdi.
Belki ikiz şeydir ama Atsumu hemen neler oldığunu anlamıştı ve kollarını kardeşine dolamak için ağlamayı kesmişti. Osamu homurdanarak onu itmeye çalışmış ama Atsumu ona daha sıkı sarılmıştı.
"Üzerimden kalk, seni sıçan."
"Hayır." demişti Atsumu. "Seni seviyorum."
Osamu da ağlamaya başlamamaya çalışmıştı.
''Sevmelisin de zaten, senin için yaptığım onca şeyden sonra. Şimdi git makyajını tekrar yap."Atsumu küçük bir onay sesi çıkartmıştı.
"Seni seviyorum." Tekrar etmişti. ''Sen de söyle."
"Hayır."
"Samu."
"Seni seviyorum." Osamu yumuşamıştı. "Git makyajını düzelt."
Atsumu ayağa kalkıp, smokini düzeltir ve kardeşi ile Suna'ya bakarak konuşur.
''Düğün günümde birbirinizi öldürmeyeceksiniz, değil mi?"
Suna gözlerini devirirken, Osamu da aynısını yapar.
"Elbette hayır."
Suna, Atsumu'nun omzuna yumruk atarak alay ederken konuşmuştu.
"Yarın öldürürüz. Bizi ne sanıyorsun, ha?"Atsumu başını sallamadan, ikisine de titrek bir gülümseme göndermişti.
"Teşekkürler."
"Git makyajını düzelt dedim."
Atsumu sonunda Osamu'yu dinleyerek makyajını düzeltmeye gider.Osamu ve Suna birbirlerine bakmadan önce Atsumu'nun gidişini izlemişlerdi.
Bu garipti. Her zaman garipti, geçen aylarda birbirlerini bırakmış olmaları gerekşyordu ama aralarındaki sıcaklık hala aynıydı.
Suna dirseğiyle onu hafifçe dürtmüştü.
"Nasıl hissediyorsun? Senden önce evleniyor. Dışarıda onu alacak kadar deli biri olduğunu kim düşünebilirdi, ha?"Osamu'nun çok küçük bir kısım 'O ben olabilirdim' diye düşünmüştü. Ama o çok ince olan sesi susturdu ve onun yerine, "Yine de Sakusa Kiyoomi her zaman deliydi. Tsumu nedenin sadece bu deliliğin bir parçası."
Suna mırıldandı.
"Bu ikisi... lanet olası dünyayı değiştiriyor, değil mi?"
Osamu kollarını göğsünün önünde kavuşturup, derin bir nefes verdi.
''Lanet olası ülkedeki en ünlü iki voleybolcu evlenmek üzere, Rin. Ve onlar lanet olası eşcinsel. Bundan daha fazla dünyayı değiştiremez.""O zamanlar bunun olacağını kim düşünürdü ki?".
''Kimin aklına gelirdi?'' diye fısıldamıştı Osamu..
nolursun yorummmmmm
(kitabı yayarak destek olursanız sevinirim)
4 bölüm hazırda şu an yorumlar gelirse daha da hızlı bölüm gelirrr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Liar's Truth [SAKUATSU Çeviri]
HumorSakusa Kiyoomi, eşcinsellerin cehenneme gittiğine inanacak şekilde yetiştirilmişti.. Ama Atsumu'ya baktığında istemeden düşündü.. Tanrı neden onları (eşcinselleri) bu kadar ateşli yaratmıştı... (bu hikaye ao3 platformunda internetpistol adlı kullan...