A Liar's Truth [SAKUATSU Çeviri]

0.6

@miwamou Tel_annas rawoll adarawen50  kişilerine teşekkür etmek istiyorum..

"Bugün çok çalıştın." Atsumu, üçüncü gece, yorgun bedenlerini odalarına sürükleyip kapıyı arkalarından kapatırken konuşmuştu.

Sakusa, formasının altından tutup başının üzerine çekerek çıkartmıştırken Atsumu panik içinde arkasını dönerek duvara bakmıştı.

"Herkes mikroplarıyla kirletmeden önce ben banyoya gideceğim." dedi Sakusa, omzuna bir havlu atarak.
"E-evet. Elbette.''
Gözlerini kapatmadan ve tuttuğu nefesi vermeden önce, kapının açılıp kapanmasını beklemişti Atsumu.
Yatağına çöküp yüzünü ellerinin arasına gömmüştü. "AAAAAAAAAAGGGGGHHHHHHHHHHHHH."

Sakusa geri döndüğünde hala aynı pozisyondaydı ve Sakusa ona kafası karışmış bir bakışla baktı.

"Senin sorunun ne Miya?"

"Her şey..." Banyo malzemelerine uzanıp ve en kısa sürede sertleşerek bir tür dünya rekoru kırarak kendini utandırmamak için, havluya bürünmüş çocuğa bir bakış atmadan kapıdan dışarı çıkmadan önce cevap vermişti.

"Benim sıram."

Atsumu o kadar sıcak olan banyoda otururken içinden pişmiş olarak çıkacağını düşünürken tekrar düşünmüştü, Sakusa Kiyoomi'nin gay olabileceğine dair en ufak bir ihtimal var mıydı? Çünkü gayradarı şu anda sabit bir şekilde %70, hatta belki daha da fazla ping yaparken, söz konusu kişi tarafından onaylanmadıkça ihtimal hala %0.

Yine inlemişti. Atsumu bundan kurtulabilecek mi? Bizi izlemeye devam edin...

Banyodan çıkarken kendini, zihinsel olarak Yunan Tanrısı gibi olan bir voleybolcuyla ortak odasına dönmeye hazırlanmıştı.

Odaya döndüğünde pijamalarıyla, ranzasının alt kısmına oturmuş bileklerini ovuşturan söz konusu Yunan Tanrısının görüntüsüyle karşılaşmıştı.
Sakusa ona bakıyordu, ıslak üst tarafını görünce gözleri fal taşı gibi açılmış ve sonra başını geriye atmış, kulakları kırmızıya dönmüştü. (%80?)

Telaşlanmıştı.
Atsumu bununla biraz gurur duymuştu.
Gömleğine ve boxerına uzanmak için eğilmeden önce saçını arkaya attarak şov yapmıştı.

"Bileklerin iyi mi?"

"Kolayca ağrıyorlar. Onları çok fazla çalıştırdım." Atsumu giyindiğinde olduğunda, Sakusa artık başını kaldırmıştı.

"Yaralı değilsin, değil mi?" Atsumu biraz endişeli bir şekilde sormuştu.

Sakusa başını sallamıştı.
"İyiler."

Atsumu, Sakusa'nın yanına gitmeden önce son bir kez saçlarını karıştırmıştı. Sakusa sanki oraya aitmiş gibi gelişigüzel yatağında oturuyordu.
Atsumu makul bir mesafeyi koruyarak yanına oturdu.

"Onları senin için ovmamı ister misin?" Sakusa hizmetleri duraklatıldı. (Aslında, daha doğru bir tanım gerekirse, Microsoft Windows  bir saniyeliğine kapatıyor gibi düşünün)
"Ah," diye başladı Sakusa, bir eli yumruk yaparak, "Bunu yapmana gerek yok." Yine telaşlandı.

Atsumu, bunu ne kadar zorlaması gerektiğini merak etmişti, çok fazla olmadan önce ne kadar ileri gidebileceğini merak ediyordu.

''Emin misin? Bunu her zaman 'Samu için yapıyorum."

Sakusa'nın zihni, birbiriyle savaşan sadece iki düşünceyle meşguldü.

İlk olarak, hassiktir.
İkincisi, yapamazsın.